Dışarıda paketler, içeride IMF izleniyor...
Serhan Yenigün / FinansInvest
Küresel ekonomi gündemi hareketli günler yaşamaya devam ediyor. ABD'de yürütülen destek ve teşvik paketlerine ilişkin çalışmalar dış piyasaların ana gündem maddesi durumunda. Son dönemde iki ayrı alanda yürütülen çalışmaların öne çıktığını görüyoruz. Bunlardan ilki ABD'de başkanlık görevini yeni devralan Barack Obama'nın ve ekibinin yürüttüğü "canlandırma" paketi. İçeriğinde yeni iş sahalarının yaratılması, harcamaların artırılması ve vergi indirimleri gibi ayrıntılar yer alıyor. Obama'nın amacı paket aracılığıyla Amerika'da 3 milyon yeni iş imkanı yaratmak. Diğer önemli çalışmanın ise bankacılık sisteminin desteklenmesine yönelik olduğunu görüyoruz. Değeri neredeyse sıfıra yaklaşan ve banka bilançolarında oldukça yüksek değer kayıplarına yol açan tahvillerin temizlenmesini amaçlayan proje ile sistemin yeni ve çok büyük boyutlu zararlar yazmasının engellenmesi amaçlanıyor. Buna göre, bankaların elindeki "zehirli" olarak tanımlanan tahviller Hazine tarafından alınarak "kötü banka" tanımıyla oluşturulacak bir yapıya aktarılacak. Mevcut bankalardan ayrılacak bu kötü bankaların temizlenmesi ile hem bankalar zararlı varlıklardan belli bir maliyetle kurtulmuş olacak, hem de sürekli olarak düşük değerleme nedeniyle bilançolarının aşınması engellenecek. Projenin başarıya ulaşması durumunda, önümüzdeki çeyreklerde ABD bankalarının son bir kaç dönemdir açıkladığı milyar dolarlık zararların engellendiğini görebiliriz.
Türkiye'de ise dış haber akışına ek olarak IMF ile yürütülen görüşmeler yakından izlenmekte. Mayıs 2008'de sona eren 19. stand-by sonrasında ülke ekonomisinin sürekli olarak gündeminde bulunan IMF sürecinin son dönemde hızlandığını görüyoruz. Konuya ilişkin açıklamalar günden güne farklılık göstermesine rağmen yatırımcıların genel beklentileri yeni bir stand-by üzerinde anlaşılacağı yönünde şekilleniyor. Ancak, Başbakan Erdoğan'ın dün yaptığı açıklamalarda bazı önemli konularda pürüzler olduğunu, bazı taleplerin IMF'nin istediği şekilde çözülemeyeceğinin ifade edildiğini görüyoruz. Başbakan'ın "IMF olmazsa dünyanın sonu değil" ifadesi özellikle dikkat çekici. Sürecin uzaması ve olumsuz açıklamaların sürmesi yurtiçi piyasaların stersini artırabilir. Bu dönemde küresel piyasaların seyri ve özellikle gelişmekte olan ülke piyasalarında yaşanacak gelişmeler öne çıkacaktır. IMF sürecinde yaşanabilecek olası aksaklıklara karşın, piyasalarımızın yurtdışı duyarlılığının yüksek kalmaya devam edeceğini düşünüyoruz.