Dışa bağımlılık üretimi derinden derinden vuruyor

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Hangi kapıyı çalsak karşımızda aynı çizgileri buluyoruz. Her yolun Roma’ya mı, Mekke’ye mi çıktığı; sizin Hıristiyan ya da Müslüman olmanıza göre değişir. Üretmek mi tüketmek mi? Cumhuriyet sonrası yaşadığımız irili ufaklı tüm krizleri 1980 öncesi ve sonrası gibi temel iki periyota bölerek irdelemek gerekiyor. Dünya ekonomisinin 1980 sonrası küreselleşme adımına, bugün için BRIC ülkesi kapsamında değerlendirilen birçok gelişmekte olan ülke ekonomisinden önce adım atmıştık. Belki de ekonominin bize has doğası gereği, mehter marşı eşliğinde yürüyoruz o gün bugün. Ekonomi, siyaset ve istikrar parametrelerini işin içine kendini de katarak bir türlü çözemiyor. Son krizde ABD’ye uzanalım istersek, karşımıza dot com krizi sonrası Greenspan’ın uyguladığı gevşek para politikası çıkar. Dodd Frank yasasını da unutmamak lazım. Yasa 2000 yılı sonrasında işlerlik kazansaydı, “küresel sistemik krizin” eşik altı gayrimenkul krizi oluşmazdı görüşü hiç de yabana atılmayacak bir öngörüdür. 

Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksiyle, ülke ekonomisinde üretimi yapılıp dış satımı gerçekleştirilen ürünlerin fiyat değişimlerini ölçülebiliyor. Aylık olarak anket yolu ile derlenen fiyatlar, ortalamalarıyla derleniyorlar. 
2011 – 2014 döneminde 2012 yılı, yüzde 3 civarındaki ÜFE düzeyiyle Avrupa Borç krizinin yansımalarını içeriyor. Haziran ayları 2005-2014 için 2009 yılı dışında kararlı bir trend içinde artıyor. Benzer şekilde, Haziran ayı Yurtiçi ÜFE için de 2009 sonrasını artan trend içinde tamamlıyor. Üretici fiyatlarımız, küresel fiyat artış ve azalışlarını aynı dalga boylarıyla ve aynı oynaklık içinde hareket ediyor. Böylesine birebir boyutlu etkileşim dış satımlarımızdaki maliyetlerin tamamen dışa bağımlı seyrettiğini tanımlıyor. Daha da kötüsü, kırılganlığımızı en hassas boyutuyla resmediyor. İhracatçı için hem içerdeki enfl asyonlar hem de dışardaki enfl asyonlar önemlidir. Çünkü mamul ve yarı mamul mal stokları üretimin maliyetlerini fiyat artışlarından etkilenerek ortaya koyarlar. Bunun yanında bir de içerdeki fiyatlara hassas boyutuyla öne çıkan ödemeler yer alır. Çalışanlara ödenenler, elektrik, su, doğalgaz, kira, ulaşım gibi sabit giderler yer alır ki; bunlar Yurtiçi TÜFE’den yoğun etkileşim içindedir. Tüm bunlar şu anlama geliyor: İhracatçı, maliyet artışlarını kısmen satış fiyatlarına yansıtırken kısmen de kâr marjlarına katlanmak zorunda kalıyor. Eğer yurtdışı satışlarımızda katma değer yaratmış buluş ve tasarımlarımız olabilseydi rekabet üstünlüğünü fiyat kırarak değil de yarattığımız değerlerin çekiciliğini kullanarak aşabilirdik. 

1980 sonrasının belirginleşen küreselleşme eğilimi, ulusal ekonomimiz için döviz açığı sorunlarına çözüm oluşturamamıştır. Brüt döviz rezervi üç aylık ithalatımızı karşılıyor ancak, özel sektörün kısa vadeli borcu söz konusu olduğunda tam sınırda bir seviyeyle denk geliyor. Kırılganlığımızla ilgili ifadeler, hep bu özel sektör borçluluğu çerçevesinde şekilleniyor. Eğer 2015 sonu 2016 başı için FED’in faizleri yukarı yönlü bir patikaya oturtulmuşsa, bu en çok da bizi etkiliyor. Öyleyse dışa bağımlılık parametrelerimizi sıralayalım: 
● Kısa vadeli dış borçluluk 
● Enerji maliyetleri ve enflasyona üzerindeki etkisi 
● Ödemeler dengesinin finansmanında hem portföy hem de doğrudan yatırımlar boyutuyla bağımlılık 
Ortaya 3 farklı dinamik çıkartan dış bağımlılık, bu temel değişkenlerin girdisi olduğu yatırımlar, krediler, tasarrufl ar üzerinden de tüm ekonomiyi bir anda etkisi altına alabilmektedir. Biz inşaat, turizm ve tekstilde üretim yaptığımızı hesaplayarak gerçeğe kulaklarımızı tıkıyoruz sadece. İnşaat’ta 8 şiddetinde Kobe depreminde Japonya dünyaya teknoloji potansiyelini gösterdi. Japon mühendisler, denizin içine beton döktüler. Almanlar ve Amerikalılar, nefes alıp verebilen aynı zamanda su geçirmeyen teknik tekstil ürünlerle konfeksiyondaki bizim moda tasarımlarımızın ulaşamadığı bir yere oturdular. Turizmdeki hizmet anlayışımız kış turizmi potansiyelini fark edebilmekten uzak kaldı yıllar yılı.

vdv.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar