Dış ticarette kliring ödeme sistemi
Sayın DÜNYA okurları, bir önceki yazımda dış ticarette çok çeşitli ödeme şekilleri bulunduğundan bahsetmiş ve takas sisteminin türevi olan Barter sistemini anlatmıştım. Bu yazımda ise yine bir başka türev olan Kliring sitemine ilişkin bir fikir vermek istedim.
Kliring takasın biraz daha geliştirilmiş bir şeklidir. Kliring anlaşması imzalayan ülkelerde ithalatçılar, ithal ettikleri malların bedelini kendi ülkelerinde Kliring hesaplarını tutmakla görevlendirilen Merkez Bankası veya Kliring Ofisi gibi bir kuruma ulusal paraları cinsinden öderler, burada biriken para ihracatçıların paralarının ödenmesinde kullanılır. Karşı ülke ithalatçılarının da kendi ilgili kurumana yatırmış oldukları paralardan ihracatçıların paraları ödenir. Bu şekilde oluşturulan hesaplar dönem sonunda oluşan hesaplarla denkleştirilir. Eğer arada bir açık söz konusu ise, bu açık önceden anlaşılan herhangi bir döviz ile kapatılır. Kliring sisteminde döviz kullanılmaz, konvertibl paralardan hesap birimi olarak yararlanılır. Genellikle 1 yıllık olarak yapılan Kliring anlaşmaları uyarınca, dönem sonunda alacak ve borçlar arasında dengesizlik olursa borçlu tarafın alacaklı tarafa borcunu konvertibl dövizle ödemesi esastır. Kliring belirlenmiş listeler (dış ticaretçilerle birlikte hazırlanır) dışındaki mal veya hizmet ticaretini kapsamaz.
Türkiye’de Kliring uygulamaları
Geçmiş yıllarda bu uygulama sıkça yapılmıştır. Örneğin; 1933 yılında Almanya ile yapılan ticaret ve tediye anlaşmalarıyla Kliring usulü kabul edilmiştir. Bunu daha sonra İngiltere, Finlandiya, İsveç, Yugoslavya, Avusturya, Estonya, İtalya, Fransa ve diğer bazı ülkelerle yapılan anlaşmalar takip etmiştir.
Doksanlı yılların ilk yarısına kadar geçerli olan dış ticaret mevzuatında Kliring yöntemiyle dış ticaret önemli bir yere sahip olmuştur. Başta Sovyetler Birliği olmak üzere Polonya, Çekoslovakya ve Doğu Almanya ile özellikle ülkemizde bir takım sanayi tesislerinin kurulması, tevsii, modernizasyonu ile ülkemizde üretilmeyen yatırım mallarının teminine yönelik olmak üzere bu ülkelerle uzun yıllar Kliring esasına göre ticaret yapılmıştır.
Belirtilen dönemde yürürlüğe konulan İhracat Rejimi Kararlarında da ikili anlaşmalar kapsamında yapılacak takasa dayalı ihracata ilişkin hükümlere yer verildiği görülmektedir. Örneğin; 30.04.1978 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7/15403 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki İhracat Rejimi Kararı’nın 15’inci maddesinde “Anlaşmalı Ülkelere Yapılacak İhracat” başlığı altında yer alan “Aramızda iki taraflı ticaret ve serbest döviz esasına dayanmayan ödeme anlaşması bulunan ülkelere yapılacak ihracat lisansa bağlıdır. Ticaret Bakanlığı bu ülkelere yapılacak ihracatı üretim, stok, anlaşma, hesap ve mübadele durumuna göre düzenlemeye yetkilidir” hükmü ile Kliring anlaşmalı ülkelere yapılacak ihracat düzenlenmiştir.
26.05.1979 Tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7/17493 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde “Dışsatımı Düzenleme Kararı” adı ile çıkarılan kararın 20'nci maddesinde Kliring anlaşmalı ülkelere yapılacak ihracata ilişkin düzenleme bu kez “Kliring anlaşmalı ülkelere yapılacak dışsatım” başlığı ile ve Kliring deyimi açıkça ifade edilerek yer almıştır.
Halen yürürlükte bulunan 95/7623 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi eki İhracat Rejimi Kararı’nın Ticaret Bakanlığı’nın yetkilerini sayan 3’üncü maddesi (d) fıkrasının “Bağlı muamele takas ve dolaylı ofset gibi karşılıklı ticaret uygulamalarının usul ve esaslarını gerektiğinde sektör ve/veya ülke bazında belirlemeye” şeklindeki hükmü ile uygulaması olmasada da bakanlığın bu yetkisi ifade edilmiştir. Bu konuda daha fazla bilgi edinmek isteyenler Ticaret Başmüfettişi Bayram Çelik’in makalesinde bolca detay bulabilirler.