Dış ticarette bir iyi bir de kötü haber…
Doğalgaz fiyatlarındaki düşüş, son dönemde yükseliş eğilimine giren ve dış ticaret dengesini olumsuz etkileyen enerji ithalat faturasını kısmi olarak rahatlatacaktır. Bu doğrultuda, Ukrayna’ya yönelik gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekiyor.
Diğer taraftan, ekonomik aktivitede son çeyrekteki toparlanma ve reel kurlardaki değerlenme ile fiyat etkisinden arındırılmış ithalat miktarı yükseliş eğilimine geçmiştir. Bu doğrultuda, son çeyrekte dış ticaretin büyümeye katkısı negatife dönmüş gibi gözükmektedir.
Fiyatların düşmesi enerji faturasına olumlu yansır
Kış aylarında yüksek talep ve arz endişeleri nedeniyle yükselen doğalgaz fiyatları, son haftalarda belirgin bir düşüş gösterdi. Daha önce fiyatları yukarı çeken ana etkenler arasında, Avrupa’nın depolarını doldurma zorunluluğu ve Ukrayna’daki savaşın arz güvenliğine yönelik yarattığı riskler bulunuyordu.
Bu da bizim enerji faturamıza yansıdı. Geçen senenin ikinci ve üçüncü çeyreğinde 5 milyar dolar civarında seyreden aylık enerji ithalat faturası, petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen aralık ayında 6.8 milyar dolar, ocak ayında da 6.4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.
Ancak Almanya ve Fransa’nın AB’den gaz depolama yükümlülüklerinde esneklik talep etmesi ve Rusya-Ukrayna savaşında cephe hattındaki değişimler, fiyatların yönünü aşağı çevirdi. Geçen yılki seviyelerinin iki katına çıkan doğalgaz fiyatları, geçen hafta yüzde 20’lik belirgin bir düşüş gösterdi.
Bu da bizim enerji ithalat faturasını kısmi olarak da olsa rahatlatacaktır. Ancak doğalgaz fiyatları hâlâ oldukça yüksek seviyede bulunuyor ve dış ticaret dengesinde belirgin bir etki hissedilmesi için daha da düşmesi gerekiyor. Ayrıca bu fiyat seviyelerinde hâlâ kamunun sübvansiyon ödemeleri, bir miktar azalsa da devam edecektir.
Dış ticaretin büyümeye katkısı negatife döndü
Dış ticaret gelişmeleri incelenirken genelde erken açıklanan dolar bazlı veriler kullanılır. Ancak bu veriler hem paritedeki değişimlerden hem de yurt dışı enflasyonundan etkilendiği için bazı durumlarda yanıltıcı olabilmektedir. Bu yüzden, TÜİK’in fiyat etkilerinden arındırarak, biraz gecikme ile açıkladığı dış ticaret miktar endeksleri, gerçek eğilimleri daha doğru yansıtmaktadır.
Mevsimsel düzeltilmiş endeks verilerine göre ihracat miktar endeksi, eylül-ekim aylarındaki zayıf görünümüne göre toparlanmış ve kasım-aralık aylarında kümülatif olarak yüzde 6.8 artış göstermiştir. Aralık ayı endeks seviyesi son yedi ayın en yüksek değeridir. Eğilim göstergesi olarak takip ettiğimiz üç aylık ortalama değer ise son ayda yükseliş gösterse de bu seneki zayıf görünümünü henüz geri alamamıştır.
İthalat tarafında ise son yıllarda dalgalı bir seyir gözlense de son dönemde artış eğilimi ağır basmış gözükmektedir. Mevsimsel düzeltilmiş endeks verilerine göre ithalat miktarı, ekonominin yavaşlama eğiliminde olduğu Nisan ayından Eylül ayına kadar kümülatif olarak yüzde 13.1 gerilemiştir. Yılın son üç ayında ise kümülatif olarak yüzde 9.1 artış gösteren ithalat miktarı, nisan ayından beri en yüksek seviyesine ulaşmıştır.
Son dönemde artış eğiliminde olan dış ticaretin GSYH büyümesine katkısı, iç talebin katkısındaki düşüşle birlikte, ekonomide dengelenmenin önemli bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Ancak bu görünüm, geçen senenin son çeyreğine yönelik veriler açıklandığında bozulacak gibi gözükmektedir. Bizim dış ticaret endeks verilerinden ürettiğimiz öncü göstergeye göre, dış ticaretin yıllık büyümeye katkısı geçen senenin ilk üç çeyreğinde yüzde 2 civarında seyrettikten sonra, son çeyrekte ‘eksi’ yüzde 1 civarına gerilemiş gibi gözükmektedir. (Grafik)
Çeyreklik bazda da ihracat miktar endeksinin son çeyrekte, önceki çeyrek ortalamasına benzer seviyesini korumasına karşın, ithalat endeksinin son çeyrek ortalamasının yüzde 7.5 arttığı gözlenmektedir. Bu da dış ticaretin çeyreklik büyümeye katkısının, önceki çeyrekteki yüzde 1.2’ye göre belirgin gerileyerek negatife döndüğünü düşündürmektedir.