Dış ticarette 2009'un tablosu belli oldu 2010 hedefleri anlamını şi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye İstatistik Kurumu'nun geçen hafta sonu açıkladığı 2009 yılına ilişkin dış ticaret verileri, nereden baktığınıza bağlı olarak müthiş bir başarısızlığa ya da kısmi bir başarıya işaret ediyor. Kıyaslama yapmak için çok anlam ifade etmiyor olsa da, eğer 2009 yılı için başlangıçta öngörülen verileri esas alırsanız, ortada çok büyük bir başarısızlık var. Örneğin ihracat 149 milyar dolar olarak öngörülmesine karşın, 102.2 milyar dolarda kaldı. Aynı şekilde ithalat da 232.5 milyar dolarlık hedefe karşılık 140.8 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Ama kabul etmek gerekir ki, başlangıç hedeflerinin hemen hemen tüm göstergelerde olduğu gibi dış ticarette de neredeyse hiçbir anlamı yok. 2008'deki gidişat ve ekonominin makro dengeleri gözetilerek belirlenen 2009 büyüklüklerine ulaşmanın mümkün olamayacağı zaten yılın ilk aylarında belli olmuştu. Yıl içinde dış ticaret hedefleri revize edildi ve ihracat için 98.5, ithalat için 134 milyar dolarlık yeni hedefler belirlendi.

İhracat ve ithalat, başlangıç hedefinin çok gerisinde kalmış olmakla birlikte, revize hedefin üstünde gerçekleşti. Ekonomik hedefler revize edilirken genel yaklaşımın gerçekçi, hatta mütevazı hedefler belirlemek olduğu biliniyor. Dış ticarette de aynı yaklaşım sergilenmişti. Örneğin ihracat için zihinlerde hep 100 milyar dolar çıtası olduğu halde, resmi revize hedef 98.5 milyar dolar olarak belirlendi. Böylece, "hedefin üstüne çıktık" denilebilecekti. Denildi de…

2010 hedefleri anlamını yitirdi

2010 yılında, ihracatın 2009'un 98.5 milyar dolarlık gerçekleşme tahminine göre yüzde 9 artarak 107.5 milyar dolara, ithalatın ise 2009'un 134 milyarlık tahminine göre yüzde 14 artarak 153 milyar dolara ulaşması öngörülmüştü.

2010 yılına ilişkin hedefler daha yılın ilk ayı geride kaldığında iki nedenle anlamını yitirmiş oldu.

Birincisi; çok büyük fark yoksa da hedeflere baz oluşturan rakamların değişmesi. İhracattaki yüzde 9'luk büyüme öngörüsünü gerçekleşmeye uygularsak bu yılki büyüklük 110 milyara, ithalattaki yüzde 14'lük artış hedefini uyguladığımızda da ithalat hedefi yaklaşık 161 milyara çıkıyor.

İkincisi; ithalatın seyri. Yaklaşık bir ay önce yine bu konuya değinmiş, böylesine ciddi bir kriz yaşanan dönemde bile ithalatın belli bir düzeyin altına inmediğine dikkat çekerek, önümüzdeki süreçte ithalatta yüksek gerçekleşmeler görebileceğimizi vurgulamıştık. Nitekim ithalat, 2008 yılının ekim ayından sonra ilk kez geçen aralıkta yeniden 15 milyar düzeyinde gerçekleşti. Kaldı ki, 2010 yılında enerji fiyatlarında ortaya çıkabilecek artışlarla yüksek faturalar ödemek durumunda kalabileceğiz. Merkez Bankası'nın, son enflasyon raporunda bu konuya dikkat çekerek 2010 yılı petrol fiyatı öngörüsünü 75 dolardan 80 dolara revize ettiğini unutmayalım. Ayrıca, enerji ithalatını gösteren 27'nci fasılda 2009 için 26.1 milyar dolar olarak beklenen gerçekleşme, 30 milyar dolar oldu. 2009'un 26.1 milyar dolarlık tahminine göre 2010 için öngörülen 34.5 milyar doları revize etmek de kaçınılmaz görünüyor. Belki bu fasıldaki ithalat 40 milyara dayanacak. Hemen hatırlatalım, söz konusu fasıl kapsamında 2008 yılında gerçekleştirilen ithalat 48.3 milyar dolardı.

2010 hedeflerinin gerçekleşmesini engelleyecek, ama henüz somutlaşmayan, biraz da umut olarak dile getirilen bir üçüncü olasılık daha var; büyümenin hızlanması. 2010 yılında GSYH'nin yüzde 3.5 büyümesi öngörülüyor. Son dönemde, 2010 yılı büyüme hızının yüzde 3.5'i aşabileceği, hatta IMF ile bir anlaşma yapılırsa bu oranın yüzde 4'ü, 5'i bile bulabileceği dile getiriliyor. İşte böyle bir durumda özellikle ithalatın belirgin bir ivme kazanacağını dikkate almak gerekiyor.

2010 rakamları nereye gider?

2010 yılı hedeflerinin tutmayacağı kesin olmaya kesin de, peki gerçekleşme hangi düzeyde olabilir? Çok genel hatlarıyla söylersek ihracat 10 milyar, ithalat 15 milyar dolar civarına oturacak gibi görünüyor. Bu durumda karşımıza 120 milyarlık ihracat ve 180 milyarlık ithalat rakamları çıkacak.

Bunlar, kabul etmek gerekir ki çok yuvarlak rakamlar. İhracatın bu düzeye ulaşmasının büyük ölçüde ihraç pazarlarımızın toparlanmasına bağlı olduğu ortada. Eğer öyle bir toparlanma sürecine girilirse 120 milyar doların, gerçekleştirilmesi çok zor bir büyüklük olmadığı açık. Unutmayalım, Türkiye 2008 yılında 132 milyar dolarlık ihracat yapmıştı.

İthalatı, önemli ölçüde büyüme performansı ve enerji faturası belirleyecek. Enerji faturamız çok artarsa, 180 milyar doların bile üstüne çıkarız. Büyümeye bağlı bir ithalat artışında ise bu durum ihracat artışı sonucunu da doğuracak, en azından ticaret açığı sorunu çok önemli olmayacak.

Cari açık hedefi de revize edilecek

Cari açık, 2009 yılı için 11 milyar dolara revize edilmişti. Ancak, aralık ayında 5 milyar dolara yaklaşan dış ticaret açığından cari açığa yüzde 80 dolayında bir yansıma olması, dolayısıyla aralık ayı cari açığının 4 milyar dolar civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu da, ilk on bir ayda 9.9 milyar olan cari açığın, yılın tümünde yaklaşık 14 milyar dolar olarak gerçekleşebileceği anlamına geliyor.

2009 cari açığı 14 milyara yakın gerçekleştiği takdirde, 2010 için öngörülen 18 milyar dolarlık cari açık hedefi de tümüyle anlamsız kalacak. Dış ticaret açığının 45.5 milyar dolarak öngörüldüğü, ancak 60 milyar dolara kadar gidebileceğinin anlaşıldığı bir dönemde cari açığı 18 milyarda tutmanın olanaksızlığı kendiliğinden anlaşılıyor. Dış ticaret açığı 60 milyara yaklaşırca, cari açık da 30-35 milyar dolar arasında gerçekleşecek demektir.  

2010 hedeflerinin tutmayacağı şimdiden belli!

Milyar DolarİhracatİthalatAçıkİhr./İth.(%)
2007107.3170.162.863.1
2008132.0202.070.065.3
2009    
    Hedef149.0232.583.564.1
    Tahmin98.5134.035.573.5
    Gerçek.102.2140.838.672.6
2010 Hedef107.5153.045.570.3
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar