Dış ticaretin resmi ve yeni dönemde yapılması gereken
Dış Ticaret Müsteşarlığının verileri son 20 yılda 97 mal grubunda ithalat ve ihracatın resmini net olarak çekmemize imkan veriyor. Şimdi yeni dönemde bu verileri ele alıp üretici firmalarımızla ithalatı azaltıcı, ihracatı artırıcı projeler üretmeliyiz.
Dış Ticaret Müsteşarlığının 97 mal grubundaki verileri 36 mal grubunda ihracatın ithalattan fazla verdiğini, 61 mal grubunda ise ihracatın ithalatı karşılamayarak açık verdiğini ortaya koyuyor. Bu bize dış ticaret yapımızla ilgili önemli bir resim verirken, önümüzdeki dönemde dikkat etmemiz gereken konuları, geliştirmemiz gereken konuların yol haritasını da sunuyor. Bu bilgiler Dış Ticaret konusunda atılacak adımlar konusunda önemli bilgileri içeriyor.
Resme yakından baktığımızda son 20 yılda ihracatımız 8.8 kat artarken, kıymetli taşlarda ihracat artışının 522 kat artışla 2010'da 3 milyar 748 milyara yükseldiğini, Gümrük Birliğine girerken 1990'lı yılların başında yok olacağı yorumları yapılan otomotiv sektöründeki ihracat artışının da 138 milyon dolardan 13.8 milyar dolara 100 kat arttığını görüyoruz. Buna karşın otomotiv sektöründe ithalatta da büyük artış görülüyor. 2010 yılı otomotiv ithalatı 13.4 milyar dolar ile ihracatın çok az altında kalıyor.
Toplam ihracatımız toplam ithalatımızın ancak yüzde 61.4'ünü karşılayabiliyor. 97 mal grubu açısından baktığımızda 53 grubun bu ortalamanın altında kalarak daha fazla açık verdiğini görüyoruz. Bu alanda en büyük açık verdiğimiz alan ise akaryakıt sektörü. Bu sektörde yeterli petrolü olmayan bir ülke olarak 38.5 milyar dolarlık ithalatımıza karşın, 4.5 milyar dolarlık bir ihracatımız söz konusu. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 11.7 oranında kalıyor.
Doğaldır ki akaryakıt, uçak alımı gibi alanlarda verdiğimiz büyük açığı belki biraz azaltmamız mümkün olabilir, ama çok önemli bir azaltma sağlayamayız. O nedenle bizim bu büyük açık vermek zorunda olduğumuz alanların yarattığı olumsuzluğu, hangi alanlarda fazla vererek kapatabiliriz bunun araştırmasını yapıp dış ticaret dengesini sağlamaya yönelik projelerin üretimine hız vermeliyiz.
Ekonomi yönetiminin 1 milyar dolar üzerinde ihraç yapan il sayısını artırma projesi bu açıdan önemlidir. Ancak bunun sözel bir hedef olarak bırakılmaması, yerel gruplarla diyalog içinde bu kentlere özel ihracat programları ve yeni Pazar çalışmaları yapılması, bu çalışmalar için somut ve gerçekçi proje bazlı desteklerin hayata geçirilmesi gerekir.
Ayrıca, üretimin her alanında yerli katkı payının artırılması ve ithalata gerçekçi fren koyulması da dış açık ve dış ticaret dengesi açısından çok önemlidir. Çeşitli sektörlerde üretim içindeki hammadde ve aramalı girdilerinin ne kadarının ithal olduğunun doğru bir envanteri yapılmalı ve onun ardından bunun ne kadarının yerli hammadde ve aramalı ile ikame edilebileceği araştırılmalıdır. Üretimde yerli katkının artırılması ve katma değerin ülke içinde kalması için projeler geliştirilmelidir.
Aynı şekilde ihraç mallarının ne kadarının ham ne kadarının işlenmiş ürün olduğu araştırılarak, ihraç edilen ürünlerin işlenmiş olanlarının oranının artırılmasına çalışılmalıdır. Bunun için de özel destekler ve projeler geliştirilmelidir.
Ancak böylesi çok yönlü bir düzenleme ile bir yandan ihracat ürünler içersindeki katma değerimizi artırırken, ithalatı azaltabileceğimiz alanlarda ithalat azalmayı sağlayabiliriz. Böylece ihracatın ithalatı karşılaması oranının yüzde 80-90'lara çıkararak dış ticaret açığımızı azaltabiliriz.
Türkiye hammadde ve üretim potansiyeli açısından ve ihraç ürün kalitesi bakımından bunu gerçekleştirebilecek durumdadır. Son 20 yılda bazı sektörlerde yüzde 100'ün üzerinde ihracat artışına ulaşılabilmiş olması bunun göstergesidir.