Dış ticaretimizin gerçek yüzü
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle nisan ayı verileri kısa bir süre önce basınla da paylaşılmıştı. Buna göre, ihracat 2015 yılı Nisan ayında, 2014 yılının aynı ayına göre yüzde 0.2 artmış ve 13 milyar 392 milyon dolara, ithalat yüzde 11.1 azalarak 18 milyar 358 milyon dolara oturmuştur. Yine verilere göre, nisan ayında dış ticaret açığı yüzde 31.9 azalarak 7 milyar 287 milyon dolardan 4 milyar 966 milyon dolara düşmüştür. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2014 Nisan ayında yüzde 64.7 iken, 2015 Nisan ayında yüzde 73'e yükselmiş. Bu hali ile baktığımızda, tablo gayet pozitif. Ancak yazının başlığına baktığınızda, bir takım negatif bakış açılarını da ortaya koyacağım düşünülüyor doğal olarak. Biraz daha verileri inceleyelim derim önce.
Yine 2015 Nisan ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 5.3 artmış, ithalat ise yüzde 0.3 azalmış. 2015 yılı Nisan ayında önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 0,4 artarken, ithalat yüzde 11.2 azalmış. Hala her şey normal ve hala veriler gayet iyi. Biraz da ihracatta pazara göre duruma bakmakta yarar görüyorum. Şöyle ki, Avrupa Birliği'nin (AB) ihracatımızdaki payı 2014 Nisan ayında yüzde 44.1 iken, 2015 Nisan ayında yüzde 39.5'e gerilemiş. AB'ye yapılan ihracat, 2014 yılının aynı ayına göre yüzde 10.4 azalarak 5 milyar 284 milyon dolar olarak gerçekleşti. İsviçre'ye yapılan ihracat ise 2015 yılı Nisan ayında 1 milyar 239 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla Almanya, İngiltere ve Irak izlemiş. İthalata baktığımızda ise, Çin, 2015 yılı Nisan ayında 1 milyar 912 milyon dolar ile ilk sırada gelirken, bu ülkeyi sırasıyla Almanya, Rusya ve ABD izlemiştir. Nisan ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94.3, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 29.8'tir. İmalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı ise yüzde 82.3'tür. Yüksek teknolojili ürünlerin 2015 Nisan ayında imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 19, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 43.4'tür.
Yani; resmi doğru okumaya çalışır isek, ihracatımızdaki artış, ithalatımızdaki azalış sevindirici. Ancak halen yeterince katma değerli ürün üretemiyor, halen yüksek teknoloji içeren ürün gruplarına yeterince yönelemiyoruz. Turizm geriliyor, en önemli sebebi Rusya'daki kriz. Hiç değilse dış ticaret açığımızın azalarak, cari açığımızın düşmesi de her şeye rağmen iyi haber. Buna da şükür demek lazım... Ancak arkasına sığınmak doğru olmaz. Avrupa'ya ihracatımızın düşüşü araştırılmalı, önlem alınmalı. 500 milyar ihracat hedefimize yönelik sektörlerin taahhütleri tek tek incelenmeli ve sorulmalı, sorgulanmalı; fakat ne yazık ki yapılmadığını da biliyoruz. Dış ticaret gayri safi milli hasılamız (GSMH) içerisinde çok önemli bir yere sahip, üzerine daha fazla eğilmeli ve mutlak surette katma değerli işlere yönelmeliyiz. Hep söylerim, yine söyleyeceğim; güçlü devlet olabilmenin önemli kurallarından biri de güçlü ve pozitif değer üreten ekonomilerdir.