Dış ticaret verileri pek parlak değil

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI [email protected]

Ekim ayının son gününde döviz gelirlerimizi ilgilendiren iki veri açıklandı. Eylül ayı dış ticaret verisi bunlardan birisi. 2016 yılı üçüncü çeyrek turizm istatistikleri de ikinci veri. Her ikisinin de hem ait oldukları dönem hem de ileriye dönük olarak verdikleri ipuçları pek parlak sayılmaz. Bu iki grup verinin gelir tarafı bizim mal ve hizmet satışı karşılığı kazandığımız döviz gelirlerimizin en önemli kalemleri. Bu anlamda dış açığımızı oluşturan ya da daraltan dış işlemlerimizin bel kemiği bunlar. Her iki istatistik de bu yılın üçüncü çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine kıyasla hem ihracat hem de turizm gelirlerimizde gerileme olduğunu gösteriyor. Yani iki temel kalemde de açık var. Bu eğilimlerin bir süredir devam ettiğini biliyoruz. Ancak son veriler bu açıkların büyüdüğüne işaret ediyor.

TÜİK’in dış ticaret verileri eylül ayında 2015’in aynı ayına kıyasla ihracatın yüzde 5.6 ithalatın da yüzde 0.7 azaldığını gösteriyor. Buna göre aynı dönemde dış ticaret açığı yüzde 14.1 artarak aylık 4.3 milyar dolara yükselmiş. İhracatın ithalatı karşılama oranı da 2015 eylül ayındaki yüzde 75.2 düzeyinden bu sene yüzde 71.5’e düşmüş. Durum pek parlak değil yani. Bunlar yıllıklandırılmış (12 aylık) veriler. Aylık hesaplar dönemsel (12 aylık) bulgulara kıyasla oluşan açığın daha vurgulu hale geldiğini gösteriyor. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış veriler 2016 yılının eylül ayında bir önceki aya kıyasla ihracatın yüzde 3 azaldığını buna karşılık ithalatın yüzde 3.1 arttığını gösteriyor. Sadece takvim etkilerinden arındırılmış 12 aylık verilere göre ise bu yılın eylül ayında önceki yılın aynı ayına kıyasla ihracat yüzde 6.6 azalırken ithalatın yüzde 1.4 artmış olduğu görülüyor.

Bu sayılar dış ticaretin döviz akışını sağlayan kalemlerinde döviz açığı yönünde bir açılma olduğuna işaret ediyor. Bu önemli. Eğer önümüzdeki aylarda da bu eğilim devam ederse bunu bir süredir lehimize gelişen dış ticaret dinamiğinin durakladığı ve tersine dönmekte olduğuna ilişkin bir işaret olarak kabul etmemiz gerekecek. Aslında son küresel kriz sürecinde bizim dış ticaret kalemlerimizin açığı kapatacak yönde hareket ettiğini biliyoruz. Büyümedeki yavaşlama ve pazarlarımızın daralması bizim ihracatımızı yavaşlatarak potansiyel olarak dış ticaret açığımızı büyütecek etki yarattı. Buna karşılık bizdeki büyüme yavaşlaması da ithalatımızı yavaşlatıp daralttı. Genellikle ithalattaki daralma ihracattaki yavaşlamadan fazla olduğu için dış ticaret açığımız durakladı ve görece küçüldü. Bizde buna yeniden dengelenme diyenler oldu. Son yıllarda petrol fiyatlarında ortaya çıkan gerileme bizim ithalat faturamızı iyice küçülttü. İthalat ile ihracatımız arasındaki açık daha hızlı kapandı. Yeniden dengelenme denilen süreç hızlandı. Yazılarımızı takip edenler bu “yeniden dengelenme” yakıştırmasını pek benimsemediğimizi anımsayacaklardır. Yeniden dengelenmenin ancak ekonominin yapısındaki değişmelerin yarattığı dinamiklerle gerçekleşeceğini düşünüyorum. Oysa günümüzdeki dış ticaret kalemlerindeki değişmeler yapı değişmesinden değil iki konjonktürün peş peşe gelmesinden kaynaklanıyor. Küresel kriz ve sonrasındaki büyüyememe dinamiği dış ticaret kalemlerimizde dengeleyici etkiler yarattı. Ardından gelen petrol fiyatlarındaki aşağı yönlü hareket konjonktürü bunu pekiştirdi. Bunların geçici süreçler olduğu kanısındayım. Etkiler geçince bizim kadim dengesizliklerimizin yeniden su üstüne çıkacağını, dış açığımızın yeniden yükselmeye başlayacağını biliyoruz. Belki dış açıktaki yükselmenin açığı getireceği boyut eskilerde olduğu gibi kopup gitmeyecek ama biz istatistik verilerde açığın üzerinde yukarı yönlü baskı olduğunu gözleyeceğiz.

Eylül ayı ticaret verileri böyle bir noktaya doğru hareket ettiğimiz izlenimini veriyor. Yanılıyor olabilirim. Ama büyük olasılıkla önümüzdeki dönemde petrol fiyatından kaynaklanan etki azalacak, ithalatımız daha da büyük boyutlara ulaşacak, ihracatımız bu gelişmelere ayak uyduramazsa, eylül ayı verilerinin ortaya koyduğu dış ticaret açığının büyüme dinamiğinin güçlenerek büyüdüğüne tanık olacağız. Eğer turizm gelirlerimiz artarak geçmişteki boyutunu kazanamazsa büyük bir dış açıkla karşılaşacağız demektir bu. İşin bu yönüne de gelecek yazıda bakacağız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018