Dış siyaset iç siyasette araç yapılmamalı

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Geçtiğimiz hafta sapla samanın tamamen birbirine karıştırıldığı bir olay yaşadık. Silahlı kuvvetlerimiz Suriye sınırından 32 kilometre girerek, Süleyman Şah türbesindeki sandukaları ve manen kıymetli eşyayı alıp, türbeyi yıkarak döndüler. Şimdi sınırımızın yanında Suriye topraklarında bir türbe yapılıyor, emanetler geçici olarak orada tutulacak, şartlar düzelince eski yerine konulacakmış. 

Operasyonun tamamlanmasıyla kıyamet koptu. İktidarımıza göre, ordumuz dünyanın hayranlığını kazanan bir zafere imza atmıştı. Muhalefetimize göre, vatan toprakları terk edilmiş, büyük yenilgiye uğranmıştı. HDP ise, durumdan kendi tezlerine pay çıkarıyor, operasyonun PKK’nın Kobani uzantısı PYD’nin yardımıyla gerçekleştirildiğini ileri sürüyordu. Herkes olaydan kendi iç siyaset hesaplarına göre yararlanmak peşindeydi. 

Durumla ilgili bilgileri bir gözden geçirelim. Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda Suriye’yi Fransa’ya terk etmek mecburiyetinde kalınca, rivayete göre Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi’nin dedesi olan Süleyman Şah ve iki askerinin gömülü olduğu Caber Kalesi, Suriye toprakları içinde kalmasına rağmen, uluslararası anlaşmalara göre Türkiye toprağı kabul edilmiş, Türkiye burada asker bulundurma hakkını edinmişti. Suriye hükümeti, Tabka Barajı’nın inşaatı sırasında mezarın sular altında kalacağını bildirmiş, uzun ve gergin müzakerelerden sonra mezarın Türk sınırına daha yakın olan Karakozak köyüne taşınmasında anlaşılmıştı. Bu defa Suriye, yeni mezarın Teşrin Barajı’nın suları altında kalacağını ileri sürmüş, ancak bu değerlendirmenin doğru olmadığı anlaşılınca, koruma tedbirleriyle yetinilmiş, tekrar taşınma söz konusu olmamıştı. Özetle, sembolik değeri yüksek, nakledilebilir bir miras ile karşı karşıyayız. 

Türkiye’nin askeri harekatla Süleyman Şah Türbesini hududa yakın bir yere nakletmesi, bölgenin İŞİD-PYD arasında bir çatışma alanı olması, türbedeki birliğimize ikmal yapılamaması, askerimizin iki ateş arasında kalarak zarar görmesi ihtimalinin sonucudur. Daha da vahimi, İŞİD askerlerimizi rehin almaya da çalışabilir. Musul konsolosluğumuzda yaşadıklarımızdan sonra, “İŞİD’in bizle ihtilafı yok, bize birşey yapmazlar,” demek mümkün değildir. Tahliye ile Suriye iç savaşına istemeden dahil olmak ihtimali bertaraf edilmiştir. Türk kamuoyunun hiçbir kesimi Suriye bataklığına girmeye hevesli değildir. 

Sonuç olarak, Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması bizi daha sıkıntılı durumlardan koruyacak başarılı bir harekattır. Taktik düzeydedir, zafer değildir. Harekat anlayışla karşılanırken, hükümetin Ortadoğu ve özellikle Suriye siyasetleri şiddetle eleştirilebilir. Fakat bundan da önemlisi, iç siyasi mücadelemizde dış siyaseti bir araç olarak kullanılmamasıdır. İktidar da, muhalefet de hatalı davranmıştır. Dikkat etmezsek, iç kavgalarımız bizi istemediğimiz dış kavgalara sürükleyebilir.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019