Dış politikada olumlu gelişmeler

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Dış politikamızda beklenmedik gelişmeler oluyor. Şerefli yalnızlığı seçtik diye böbürlenen iktidarımız, şimdi de komşularla iyi geçinmemiz gerektiğini söylüyor. Ülkemize, özellikle ekonomimize yüklediği yüksek maliyeti hesaplamayı bile beceremeyeceğiz bir durumdan kurtuluyoruz, sevinmeliyiz. İsrail ile ilişkilerimizin düzelmekte olduğu bir süredir söyleniyordu. Rusya ile olan düzelme ise beklenmedik bir anda oldu. Düzelmenin sürmesi, genel bir dış politika felsefesine dönüşmesi arzulanır. Ümit edilir ki, artık İhvan Sünniliğinin lideri olma sevdası, yerini milli çıkarları esas alan bir politikaya bırakacaktır.

Dış politikamızdaki dönüşüme sevinirken ihtiyatı da elden bırakmamak gerekiyor. Değişiklik uzun süren; itinasız, sert ve kategorik söylemle nitelenen; kamuoylarını da duygusal yönde harekete geçiren bir dış politika uygulamasından sonra geldi. İlişkilerimizi düzeltmeye çalıştığımız ülkelerin yönetim katlarında ve kamuoylarında Türkiye’ye karşı kızgınlığın devam etmesi muhtemeldir. Kendi kamuoyumuzda da eski politikanın ve üslupların hayranları az değildir. Bu dönemde özellikle siyasal liderlerimizin çok itinalı üslup kullanmaları, yeniden dostluk tesis etmeye çalıştığımız ülkeler karşısında her istediğini elde etmiş, muzaffer bir komutan tavrı takınmamaları; tersine değişimden duydukları memnuniyeti vurgulamaları şarttır. 

Yeni politika uygulaması, ilişkilerimizi iyileştirmeye yöneldiğimiz ülkelerle aramızdaki bütün sorunların ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. İlişkiler iyileşirken sorunlarla karşılaşılacaktır. Bazı anlaşmazlık konuları eskiden olduğu gibi süregelecektir. Yeni sorunlar da ortaya çıkabilir. Bunları sabırla, bunalıma dönüştürmeden aşmaya çalışmak lazımdır. Yoksa, “Bunlar zaten böyledir, biz çok gayret gösterdik ama  anlaşmak mümkün değil,” gibi tepkilerle ilişkileri eskisinden daha da kötüye götürmek pek zor değildir. Bu konuda bazı tedbirler de almak uygun gözüküyor. Ben bir örnekle yetineyim: Her bakanın ve her milletvekilinin, çoğu zaman iç siyaset hesapları yaparak, dış politika konusunda beyanat vermesine ihtiyaç yoktur. Başbakanımızın bu konuda bir tedbir alması yerinde olacaktır.

Bu süreçte muhalefetimize de sorumluluk düşüyor. Ana muhalefetimiz, anlaşılabilir nedenlerle, hükümeti eleştiriyor, geçmişte yapılan hataları sıralıyor. Ancak, şu soruyu sorması lazım: Değişimin genel yönüne itirazım var mı? Eğer yoksa, ki olduğunu sanmıyorum, o zaman eleştirilerini yaparken, bir yandan da değişimi cesaretlendirmesi, örneğin parlamentoya gelebilecek önerileri destekleyeceğini açıklaması gerekiyor. İktidarın yeni politikasına muhalif olanlara destek sağlamanın muhalefet partisine sağlayacağı bir yarar yoktur. 

NOT: Havaalanında yaşanan büyük felakette hayatını kaybedenlere Allah Rahmet Eylesin! Böylece terörün hiçbir türüne hoşgörü gösterilmemesi zorunluğunun daha iyi idrak edildiğini ümit ederim. 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019