Dış politika nereye

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI dunyaweb@dunya.com

Dış politika incelik isteyen bir alan. Her düşünüleninin açıkça söylenmemesini gerektiriyor. Dış politikanın bir  anlamda devletler arasındaki sorunların savaşa taşımadan barışçıl yöntemlerle çözme sanatıdır. Dış politika özellikle hemen her zaman ekonomi temellidir. Bu olgu özellikle on sekizinci yüzyıldan itibaren kendini daha güçlü hissettirdi. Kimi zaman bu mantık gereği, emperyalist ülkeler (imparatorluklar) sahip oldukları topraklardan vazgeçtiler. Fakat bu ülkelerle ekonomik ilişkilerini üst noktaya taşıdılar. Bunu başaramayan eski imparatorluklar kanlı ve yüksek maliyetli savaşlar sonrası çöktüler. Bu söylediklerimize en güzel örnek Osmanlı İmparatorluğudur. Osmanlı İmparatorluğu dış politikayı iyi yönetemediği için önce iktisadi olarak, sonra da siyasi olarak çöktü.

Bu günlerde eleştirilmesi moda olan ve prim getiren Mustafa Kemal Atatürk,  bundan dolayı Türkiye için dış politikada temel ilke olarak "yurtta sulh cihanda sulh" ilkesinin benimsenmesini sağladı. Atatürk'ün bu tavrını  Birinci Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşında mücadele ettiği ülkeler için de uyguladı. Nitekim savaş sonrası Yunanistan ve İngiliz Kralının ilk ziyaret ettikleri  ülkeler arasında Türkiye  bulunuyordu. Bu arada Atatürk, bu ülkelerin hiç birine eşini, akrabasını, etrafındaki cemaat üyelerini alarak dış seyahate gitmemiş, arabalara binip fotoğrafçılara poz vermediğini söylememiz gerekiyor. Atatürk,  daha da önemlisi fakir ve yeni bağımsızlığını kazanmış, dünyanın tek bağımsız İslam dinini kabul etmiş ülkesini kimseye çiğnetmemiştir.

Atatürk dönemi barışçıl temelli dış politikanın ülke için neler kazandırdığının en güzel örneği; Hatay'ın Türkiye katılmasıdır. Türkiye Lozan antlaşması gereği bağımsız devlet olmasını kabul ettiği "Hatay Devleti'nin" Türkiye'ye katılması için izlediği ince dış politika, 1939 yılında Hatay'ın Türkiye topraklarına katılması ile sonuçlanmıştı.

Türkiye'nin dış politikası bir çok badireler atlatarak bugünlere geldi. Son yıllarda da dış politikada temel ilke olarak "komşularla sıfır sorun  politikası" benimsendi. Bu politika oldukça anlamlı bir politika gibi durmakta idi. Ancak uygulama hiç böyle olmadı ve Türkiye Bulgaristan dışında bütün komşuları ile sorunlu hale geldi.

Şu anda bu politikanın boşa çıktığını gösteren güncel örnek Suriye ile geldiğimiz çatışma ortamıdır. Bir yıl öncesine kadar bırakın uluslararası  dış politika ilişkisini, aile gezmelerine varan ilişki kurulan Suriye ile Türkiye  çatışma noktasına geldi. ABD bile Suriye'deki sorunun askeri yöntemlerle çözmek istemediğini   söylerken, Türkiye rejim karşıtı eski askerleri ülke topraklarımızda misafir etti. Bu yetmiyormuş gibi, Suriye'nin yanında Irak ile mezhep kavgasına taraf olundu. Sonuçta Türkiye Ortadoğu'da yalnız ülke konumuna geldi.

Türkiye İkinci İsrail Olma Yolunda

Dünyada komşularının tamamı ile çatışma halinde olan tek ülke İsrail'dir. Türkiye izlediği dış politika neticesinde ikinci İsrail konumuna geldi. Ortadoğu'da ABD'nin çıkarlarına hizmet eden tek yanlı politika Türkiye'yi bu coğrafyada yalnızlaştırdı. Bu konuda kafa yoranlardan, aynı zamanda hükümete uzun yıllardır destek veren Ahmet Altan Salı günü Taraf Gazetesindeki köşesinde bu konuda şöyle bir cümle kurdu: "Batı'da popülaritesi ve prestiji iyice azalan Erdoğan'ın dış dünyada Amerika'dan başka tutunacak dalı kalmadı gibi gözüküyor".

Mevcut hükümeti destekleyenlerin bile geldiği nokta bu. Başka söze gerek var mı?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çin böyle gider mi? 04 Ekim 2019
Yeni parasal ralli 27 Eylül 2019
Trump etkisi 13 Eylül 2019
Kapıyı çalan kimdir? 06 Eylül 2019
Talep mi borç sorunu mu? 30 Ağustos 2019