Dış koşullarda mucize aramayın!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Gerek küresel piyasalar gerekse gelişmekte olan ekonomiler açısından, bu yılın son çeyrek dönemi korkutucu bir başlangıç yaptı. Olumsuz beklentiler yeni rekorlara doğru yelken açarken, riskten kaçınma eğilimi güçlendi. Amerikan Doları’nın diğer tüm paralara karşı güçlü bir şekilde değerlenmesi, tatsız gelişmeleri tetikleyen itici güç oldu. Emtialar geriledi, özellikle gelişmekte olanların sermaye piyasaları sarsıldı. Kesinlikle sürpriz değildi; günü kurtarmak adına olabildiğince ötelenmeye çalışılıyordu, fakat olmadı. 2013 senesinin Mayıs ayında, ABD Merkez Bankası finansal piyasaları uyarmıştı: parasal genişleme kademeli olarak sonlanacak, devamında önce bilançosu kısmen küçülecek ve daha sonra faizler yükselmeye başlayacaktı. 

Geçen yılın son çeyrek döneminde aylık tahvil alımları azaltılmaya başlandı ve muhtemelen içinde bulunduğumuz ekim ayı itibari ile tümüyle sıfırlanacak. Küresel ölçekteki riskten kaçınma eğilimi sayesinde gerileyen tahvil faizleri sayesinde bilançosunu kısmen daraltma konusunda da ciddi bir sıkıntı yaşamayacak; 2015 yılı ikinci çeyreğinde ise faizlerin yükselmesi gündeme gelebilecek. Diğer yandan güçlenen durgunlaşma eğilimi nedeniyle, Avrupa Merkez Bankası’nın faizleri düşürmesi ve seçici bir şekilde bilançosunu büyütmeye hazırlanması bu süreçte kırılganlığı arttıran ana unsurlardan biri oldu. Her iki para otoritesinin birbirine zıt yöndeki eylemler ile sahne alıyor olması, döviz piyasalarında yıkıcı dalgalanmalar yaratıyor ve bu yolla tüm dengeleri sarsıyor. Doların güçlenmesi, tartışılan veya direnilen bir konu olmaktan çıkıyor. 
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız mekanizma, özellikle dolar cinsi borçla ve çok yüksek kaldıraçla gelişmekte olan ekonomilerde yatırım yapmış olanları yıpratıyor; risklerini azaltmak adına bir şeyler yapmaya zorluyor. Çoğunluk benzer şekilde pozisyon aldığı için fiyat oynaklıkları artıyor, terkedilmeye çalışılan coğrafyalar çok kötü sarsılıyor; küresel ekonomiye ilişkin beklentiler seri bir şekilde bozuluyor. Bu kısır döngü ile dolardaki güçlenme karşılıklı olarak birbirini besliyor. Ara sıra düzeltmeler yaşansa ve soluklanma fırsatı bulunsa da, ana eğilimlerin değişmesi beklenmiyor. Gelişmekte olan ekonomilerde, dolar cinsi borcun yerini alabilecek ikinci bir para olsa belki kırılganlık daha düşük düzeylerde kalacak ve her şey farklılaşacak; Fakat olmuyor, her düzeltme hareketi riskleri azaltmak adına son fırsat olarak 

Geride bıraktığımız hafta sonunda açıklanan ABD istihdam verileri, bir şeylerin değişmesi umuduyla sabırla beklemeyi sürdürenlerin moralini iyice bozdu; sert fiyat hareketlerine sebep oldu. Bu hafta başında yaşananlar ise aman sakin olalım, paniklemeyelim içgüdüsü ile açıklanabilir. Ana eğilimler değişmedi, değişmesi de beklenmiyor. Özellikle gelişmekte olan ekonomilerin ihtiyaçlarını karşılayabilmesi daha da zorlaşıyor ve yaşamakta oldukları durgunluk derinleşiyor; jeopolitik riskler tetikleniyor. Geç gelen tepkisel tavırlar sebebiyle, zaman ve fırsatları bozuk para gibi harcayanların geleceği kararmaya devam ediyor. Kredi notumuzun şimdilik düşmemiş olmasına ve eylül ayı enfl asyon rakamlarının beklenenden düşük çıkmış olmasına sevinerek rahatlamak, ciddi bir gafl et olabilir. Dış koşullar hareket yeteneğimizi daraltmaya, ekonomimize ilişkin kırılganlık algısını yükseltmeye devam ediyor. Geç gelen tepkiselliklerden ve her türlü israftan olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Olmayan orta yolu aramayın!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar