Dış koşullar da bozuluyor!
Veri takvimi açısından zayıf olmasına rağmen geride bıraktığımız haftayı artan oynaklık artışı ve yön bulma çabaları ile hatırlayacağız. Avrupa’da ortak para birimini İtalya varlıklarındaki satış baskılarken, içeride kur, hisse ve faizler arasındaki ayrışmayı takip ettik.
İtalya’da bir haftayı aşkın süredir bütçe görüşmelerine yönelik beklentiler ve faizler üzerinde kurduğu baskıyı takip ediyoruz. Geride kalan zaman dilimi içerisinde İtalyan Hazinesi topa girerek geri alım da gerçekleştirdi. ECB programının bu nedenle bölge geneli için ne denli önemli olduğunu bildiğimiz günlerden geçtiğimizi bir kez daha hatırlamış olduk. Gelişmelere paralel euro/dolar paritesi işlemlerinde 1.15-1.18 bandı aşağı yönde kırılırken, özellikle Cuma günü işlemlerinde 1.14’e yakın işlemlerin de geçtiğini hatırlatmak gerekiyor.
Risk algısındaki bozulmanın bir diğer ve belki de en önemli bacağı ABD’nin bir tur daha devreye aldığı Rusya yaptırımları olduğu. Rus varlıklarındaki bozulma faizler ve ruble üzerinde etkisini daha şiddetli gösterirken, dolar/ruble paritesi 2016’dan bu yana görmediği yüksek seviyelere ulaştı. Zaten bozuk olan gelişmekte olan ülkeler algısı, Rusya ve Türkiye’ye yönelik alınan yaptırım kararları ile birlikte grup geneline yönelik yaklaşımları iyiden iyiye zorluyor. Hafta içerisinde Arjantin varlıklarının da satış baskısı altında kaldığını hatırlamakta fayda var.
Arjantin, Türkiye ve Rusya varlıklarının baskılanması genel risk iştahını da olumsuz etkiliyor.
Özellikle haftanın son işlem günündeki Amerikan doları değerlenmesini –haber akışı olmaksızın ve faizler gerilerken- bu kapsamda değerlendirmek yanlış olmayacaktır. Sabah saatlerinde dolar endeksinin yükseldiği zaman diliminde ABD tahvil piyasasına giriş de aynı zamanda riskten kaçışın teyidi niteliğinde. Bir nevi güvenli liman arayışından bahsediyoruz.
Politikanın makro yaklaşımın önüne geçtiği, teknik analizi konuşmanın dahi mümkün olmadığı dönemlerde herkesin alacağı kararlarda en az iki kez düşünmesinde fayda var. Öngörülebilirlik genele yayılır biçimde azalırken sisin içerisinde kaybolmanın kimseye faydası yok. Açık pozisyonda kalmamak, hedge mantığını bir daha unutmamak üzere alışkanlık edinmek önem arz ediyor.
Sıklıkla tekrarladığım cümle ile sonlandıracak olursak; “Bazen en iyi pozisyon sıfır pozisyon almaktır”.