Dış ilişkilerde ‘empati’ şart…
İhracattaki düşüş bazı adımları zorunlu kılıyor… Şöyle ki…
★ ★ ★
İranlı yetkililerle olan resmi temaslarda Türk bayrağının kullanılmaması ‘sosyal medyada’ tartışma konusuyken, dün İran Sanayi, Ticaret ve Maden Bakanı Muhammedreza Nemetzade Türkiye’deydi…
★ ★ ★
Önceden duyurulan programa göre hareket etmek isteyen sanayicisinden basın mensubuna, ihracatçısına ithalatçısına kadar herkes, toplantı salonlarında saatlerce beklemek zorunda kaldı… Neredeyse bütün programlar en az bir saat geç başladı… Programların başlamasını sabırla bekleyenlerin yanı sıra sinirle salonları terk edenler de vardı…
★ ★ ★
Sonuçta… “Organizasyon sıkıntıları, İran’ın da, bizim de kültürümüzde var” deyip sabırla bekleyenler kazandı… Nemetzade ve beraberindeki heyet üyeleri ile birebir konuşma / tanışma / randevulaşma şansı yakaladı…
★ ★ ★
2013 yılı başında gittiğim İran’daki röportajlarımızı sabah saat 10.00 ile öğleden sonra 14.30 arasına sıkıştırmak zorunda kalmıştım. Çalışma saatlerinin kısalığı nedeniyle zorlanmıştım. Aynı tarihte, aynı otelde kalan ABD’li işadamlarının tek bir bağlantı kurabilmek için günlerce İran’da kaldığına da şahitlik etmiştim. O zor ambargo döneminde ve öncesinde Amerikalı, Alman, İspanyol, Fransız, Koreli, Çinli işadamlarının İran’da yoğun çalışma yaptıklarını o dönem bu sütunda paylaşmıştım.
★ ★ ★
2014 yılı başında Başbakan Erdoğan’ın gezisi öncesi gittiğim İran’da sabah 8.00’e, akşam 18.30’a röportaj randevuları verilince şaşırmıştım. Kamu görevlilerine sorunca benzer yanıtlar almıştım: “Eskiden 3-4 saat çalışıyorduk. İşler bitince çıkıyorduk. Seçimlerden sonra, akşam 8’e, 9’a kadar çalıştığımız günler oluyor artık.”
★ ★ ★
‘İnsan’ Farsça’da, ‘nereden geldiğini unutan’, ‘unutkan’ anlamına geliyor… Evet, her şey ama her şey birdenbire unutulabiliyor… Bir ay, bir hafta hatta bir gün öncesi olsa dahi fark etmiyor… Alışkanlıklar dahi bir günde değişebiliyor…
★ ★ ★
Bu kadar ülke gezdim… Bazılarına defalarca gittim… Türklerin, Türk şehirlerinin adı geçtiği zaman ‘gözleri parlayan’, ‘gözlerinin içi gülen’ ve Türkçe konuşmaya çalışan halka sahip ikinci bir ülke görmedim… ‘Bu işi Türk sanayicilerle birlikte yapabiliriz’, ‘Türklerle birlikte ihracatımızı artırabiliriz.’ diye söze başlayan iş dünyasına sahip ikinci bir ülke görmedim… ‘Hammadde bizde, mamul hale getirebilme yeteneği sizde’, ‘Birbirini tamamlayacak ender ülkelerdeniz’ diye söze başlayan bürokrasiye sahip ikinci bir ülke görmedim…
★ ★ ★
Ve… İkili ilişkileri geliştirmemek için küçük ayrıntılara takılan / rüzgârdan nem kapan iki ülke de görmedim… Bu kadar yakınken, bu kadar uzak olan; karar alıp uygulamakta bu kadar ağırdan alan iki ülke de görmedim…
★ ★ ★
Örneğin petrol ve doğalgaz konusu… İran’da petrol üretiminin yeni yatırımlarla üç kat artacağı ve günlük 10 milyon tona çıkacağı ifade ediliyor… Türkiye ise ucuz enerji hammaddesi için umudu İran’da da arıyor… İran bürokrasisi, “Artık, sadece ucuza hammadde satmak istemiyoruz. Rafineri ürünlerine ağırlık vermek istiyoruz. Ve bu rafineri yatırımlarını Türk kardeşlerimizle yapmak istiyoruz. Türk kardeşlerimiz gelip İran’da yeni rafineriler kurarlarsa ya da sınırda ortak rafineriler kurulursa ya da rafinerilerin modernizasyonuna destek verirlerse hem hammadde de, hem de son ürün fiyatlarında ciddi avantajlar sağlayabilirler. Yanı sıra yatırım planlayan kardeşlerimizi sonuna kadar da destekleriz” diyor…
★ ★ ★
Yıllardır konuşuluyor… Karşılıklı ‘basit’ adımlar atılıp orta yol bulunmazsa, yıllarca daha konuşulacağa benziyor… Bir taraf ‘ucuz hammaddeye’, diğer taraf üretime aç beklemeye devam ediyor… Uluslararası şirketler ise uzaklardan gelip, bu anlaşmazlıkların keyfini sürüyor… Anlaşabilmek için galiba ‘insan’ (Farsça’daki anlamıyla) olmak ve bazı siyasi tartışmaları unutmak, kültürleri tanımak / anlamak gerekiyor… Dün sabah açıklanan ihracat rakamları, dünya ticaretindeki daralma oranları ve mevcut cari açık ve büyüme oranları, sabırlı / anlayışlı / girişken olmamızı ve empati yapmamızı zorunlu kılıyor…
Dış ilişkilerde ‘empati’ şart…
İhracattaki düşüş bazı adımları zorunlu kılıyor… Şöyle ki…
★ ★ ★
İranlı yetkililerle olan resmi temaslarda Türk bayrağının kullanılmaması ‘sosyal medyada’ tartışma konusuyken, dün İran Sanayi, Ticaret ve Maden Bakanı Muhammedreza Nemetzade Türkiye’deydi…
★ ★ ★
Önceden duyurulan programa göre hareket etmek isteyen sanayicisinden basın mensubuna, ihracatçısına ithalatçısına kadar herkes, toplantı salonlarında saatlerce beklemek zorunda kaldı…
Neredeyse bütün programlar en az bir saat geç başladı…
Programların başlamasını sabırla bekleyenlerin yanı sıra sinirle salonları terk edenler de vardı…
★ ★ ★
Sonuçta…
“Organizasyon sıkıntıları, İran’ın da, bizim de kültürümüzde var” deyip sabırla bekleyenler kazandı… Nemetzade ve beraberindeki heyet üyeleri ile birebir konuşma / tanışma / randevulaşma şansı yakaladı…
★ ★ ★
2013 yılı başında gittiğim İran’daki röportajlarımızı sabah saat 10.00 ile öğleden sonra 14.30 arasına sıkıştırmak zorunda kalmıştım. Çalışma saatlerinin kısalığı nedeniyle zorlanmıştım. Aynı tarihte, aynı otelde kalan ABD’li işadamlarının tek bir bağlantı kurabilmek için günlerce İran’da kaldığına da şahitlik etmiştim. O zor ambargo döneminde ve öncesinde Amerikalı, Alman, İspanyol, Fransız, Koreli, Çinli işadamlarının İran’da yoğun çalışma yaptıklarını o dönem bu sütunda paylaşmıştım.
★ ★ ★
2014 yılı başında Başbakan Erdoğan’ın gezisi öncesi gittiğim İran’da sabah 8.00’e, akşam 18.30’a röportaj randevuları verilince şaşırmıştım.
Kamu görevlilerine sorunca benzer yanıtlar almıştım: “Eskiden 3-4 saat çalışıyorduk.
İşler bitince çıkıyorduk. Seçimlerden sonra, akşam 8’e, 9’a kadar çalıştığımız günler oluyor artık.”
★ ★ ★
‘İnsan’ Farsça’da, ‘nereden geldiğini unutan’, ‘unutkan’ anlamına geliyor…
Evet, her şey ama her şey birdenbire unutulabiliyor…
Bir ay, bir hafta hatta bir gün öncesi olsa dahi fark etmiyor…
Alışkanlıklar dahi bir günde değişebiliyor…
★ ★ ★
Bu kadar ülke gezdim…
Bazılarına defalarca gittim…
Türklerin, Türk şehirlerinin adı geçtiği zaman ‘gözleri parlayan’, ‘gözlerinin içi gülen’ ve Türkçe konuşmaya çalışan halka sahip ikinci bir ülke görmedim…
‘Bu işi Türk sanayicilerle birlikte yapabiliriz’, ‘Türklerle birlikte ihracatımızı artırabiliriz.’ diye söze başlayan iş dünyasına sahip ikinci bir ülke görmedim…
‘Hammadde bizde, mamul hale getirebilme yeteneği sizde’, ‘Birbirini tamamlayacak ender ülkelerdeniz’ diye söze başlayan bürokrasiye sahip ikinci bir ülke görmedim…
★ ★ ★
Ve… İkili ilişkileri geliştirmemek için küçük ayrıntılara takılan / rüzgârdan nem kapan iki ülke de görmedim… Bu kadar yakınken, bu kadar uzak olan; karar alıp uygulamakta bu kadar ağırdan alan iki ülke de görmedim…
★ ★ ★
Örneğin petrol ve doğalgaz konusu… İran’da petrol üretiminin yeni yatırımlarla üç kat artacağı ve günlük 10 milyon tona çıkacağı ifade ediliyor…
Türkiye ise ucuz enerji hammaddesi için umudu İran’da da arıyor…
İran bürokrasisi, “Artık, sadece ucuza hammadde satmak istemiyoruz. Rafineri ürünlerine ağırlık vermek istiyoruz. Ve bu rafineri yatırımlarını Türk kardeşlerimizle yapmak istiyoruz. Türk kardeşlerimiz gelip İran’da yeni rafineriler kurarlarsa ya da sınırda ortak rafineriler kurulursa ya da rafinerilerin modernizasyonuna destek verirlerse hem hammadde de, hem de son ürün fiyatlarında ciddi avantajlar sağlayabilirler. Yanı sıra yatırım planlayan kardeşlerimizi sonuna kadar da destekleriz” diyor…
★ ★ ★
Yıllardır konuşuluyor…
Karşılıklı ‘basit’ adımlar atılıp orta yol bulunmazsa, yıllarca daha konuşulacağa benziyor…
Bir taraf ‘ucuz hammaddeye’, diğer taraf üretime aç beklemeye devam ediyor… Uluslararası şirketler ise uzaklardan gelip, bu anlaşmazlıkların keyfini sürüyor…
Anlaşabilmek için galiba ‘insan’ (Farsça’daki anlamıyla) olmak ve bazı siyasi tartışmaları unutmak, kültürleri tanımak / anlamak gerekiyor… Dün sabah açıklanan ihracat rakamları, dünya ticaretindeki daralma oranları ve mevcut cari açık ve büyüme oranları, sabırlı / anlayışlı / girişken olmamızı ve empati yapmamızı zorunlu kılıyor…