Dış dengede düzelme
Ağustos ayı ödemeler dengesi verileri açıklandı. Ödemeler dengesinin cari işlemler hesabında dikkati çekecek gelişmeler var. Ağustos ayı cari işlemler açığı milyon dolar düzeyine inmiş. Cari açık sadece 163 milyon dolar olarak ölçülmüş. Yani dış açığımız sert bir şekilde düzelmiş. Bu sık gördüğümüz, alışık olduğumuz bir tablo değil. Bu yılın ilk ayında 2.3 milyar dolar düzeyinde olan açık sonraki aylarda 3-4 milyar dolar civarında seyretmiş. Bu boyutlarda dolaşan açığın aniden milyon dolarla ölçülen düzeye gerilemiş olması kuşkusuz sevindirici bir gelişme. Ama aynı zamanda da düşündürücü bir bulgu
İşin sevindirici olan yanı küçülen açığın döviz cinsinden finansman gereğini de küçültüyor olması. Küresel sermaye akışının hacim kaybettiği, bizim türümüzdeki ülkelerden kaçmaya başladığı ortamda finansmanı gerektiren döviz açığının daralması elimizi rahatlatır kuşkusuz. Aslında bu sürecin kendi iç dinamiği dış açığı daraltıcı etkiler yaratır. Daralan sermaye girişi döviz kurunu da yukarıya iterek ulusal paranın değer kaybetmesine neden olur. İthalatı pahalılaştıran bu gelişmenin caydırıcı etki yaratacağı, ithalatı gerileteceği düşünülür. Aynı süreç ihracatı özendirir, ihracat gelirlerini arttırıcı etki yaratır. Bu ikilinin ters yönlü hareketleri sonucunda dış ticaret açığı daralır, cari açık küçülür. Dış açık küçülerek daralan finansman imkanlarıyla uyumlu hale gelir.
Bizde de buna benzer bir gelişme olduğunu ima eden gelişmeler var. İthalat yılın başından beri, değişen tempolarda, yavaşlıyor, daralıyor. Bunda Türk Lirası’nın değer kaybediyor olmasının etkisi var kuşkusuz. Aynı sürecin ihracat üzerinde öngörülen genişleyici etkiyi yarattığını söylemek güç. Zira yılın başından bu yana lirada ciddi bir değer kaybı oluşmasına karşılık ihracat dalgalı seyir izliyor, son aylarda da peş peşe istim kaybediyor. Dış ticaretin iki kaleminin öngörülen ters yönlü hareketinin tam anlamıyla gerçekleşmediğini gösteriyor bu. Ağustos ayı sayıları bu saptamayı doğruluyor. Temmuz ayında 12 milyar dolar civarında olan ihracatın ağustos ayında 11.8 milyar dolara gerilediği görülüyor. İthalat ise Temmuz ayındaki 17.8 milyar dolar seviyesinden ağustos ayında 15.5 milyar dolara gerilemiş. Sonuçta, cari işlemler hesabının mal dengesi bölümündeki açık temmuz ayında 5.7 milyar dolar iken ağustos ayında küçülerek 3.6 milyar dolara inmiş. Cari işlemler hesabının öteki kalemleri olan hizmetler dengesi ile yatırım kaynaklı işlemlerin dengesinde önemli bir değişme yok. Sonuçta, hizmet ve yatırım kaynaklı işlemlerdeki gelir fazlaları mal hesabındaki 3.6 milyar dolarlık açığın çok büyük kısmını telafi etmiş ve açık 163 milyon dolara inmiş. Ağustos ayı cari işlemler açığındaki sihirli gerilemenin anatomisi böyle. Dikkat ederseniz ağustos ayında dış ödeme açığımızdaki olağan dışı daralmanın temel nedeni mal dengesindeki bu hacimli düzelme.
Aslında bu düzleme ekonominin olağan işleyişi içinde, kendi güçleriyle oluşturduğu bir gelişme olsaydı başarılı ve sürdürülebilir bir sonuç sayılırdı. Ama durum böyle değil. Durumda bir terslik olduğu zaten Lira değer kaybederken hem ithalatın hem de ihracatın yavaşlıyor olmasından anlaşılıyor. Bu hareketler her iki kalemin de fiyatlar (kur) dışında bazı etkenlerden de etkilendiğini gösteriyor. Örneğin bu dönemde ithalatın, döviz kurunun caydırıcı etkisinin yanı sıra, içeride büyümenin yavaşlamış, dışarıda da petrol fiyatlarının gerilemiş olmasından da etkilenerek daraldığını biliyoruz. İhracatta öngörülen yükselmeyi dizginleyen giderek yavaşlamayı tetikleyen en önemli etkenin de Avrupa, Rusya, Irak gibi büyük ihraç pazarlarımızdaki yavaşlama ve daralma olduğunu söylemek mümkün. Bu iki gelişmenin cari işlemler hesabının mal ticareti kalemindeki hareketleri etkileyerek açığın boyutunu küçülttüğü anlaşılıyor.
Bu tablo Ağustos ayında cari işlemler açığında görülen daralmanın temelli olmaktan çok arızi nitelikli etkenlerden kaynaklandığını da gösteriyor. Gerçekten de ithalattaki daralma eğilimini hızlandıran büyümenin yavaşlaması ya da petrol fiyatlarındaki büyük düşüş gibi etkenler sürekli olmaktan çok arızi etkenler olarak sınıflanabilir. İhracatı çelmeleyen pazar etkisini de böyle tanımlamak mümkün. Ağustos ayında bu tür etkenlerin katkısı ile cari açıkta ortaya çıkan hacimli gerileme kuşkusuz sevindirici bir gelişmedir. Ama bunun sürdürülebilir nitelikte olduğunu söylemek pek mümkün görünmüyor.