Dış borç: Kamudan özele, uzun vadeden kısa vadeye...

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Türkiye 2014 yılını toplam 402 milyar dolar dış borçla kapattı. Bu düzey, dış borçta bir rekora işaret ediyor. Dış borç, 2013 sonunda 389 milyar dolardı. Önceki yıllara göre ise çok hızlı bir artış söz konusu.

Hazine'nin bu veriyi geçen hafta içinde açıkladığını, ama yoğun gündemden dolayı bu konuya daha önce değinme fırsatı bulamadığımızı belirtelim. 

Geçen yıl sonunda 402 milyar dolar olan dış borçtaki artış, bu yıl en azından ilk aylar itibariyle biraz hız kesmiş durumda. Bu durum doların değer kazanmasına bağlı olarak kur farkından kaynaklanıyor. Kamu borcunun bu yılki seyrine ilişkin veri henüz yok. Ama özel sektör borcunda kur farkı etkisini görüyoruz. Muhtemeldir ki, kamu için de bu durum geçerli.

Dış borca ilişkin son 13 yılın verilerini çıkardık. Özeti de başlıkta aktardık zaten. Türkiye'nin dış borcundaki genel eğilim çok açık. 2002 sonundan 2014 sonuna kadar olan 13 yılın verisi bize şunu gösteriyor. Dış borçta kamunun payı hızla gerilerken, özel sektör borçluluğu tırmanıyor. 

Dikkat çeken diğer yön ise toplam borçta kısa vadelilerin payı hızlı bir artış içinde. Kısa vadelilerin payı artıyor, doğal olarak uzun vadeli borcun payı azalıyor.

Bu geçişi grafiklerimizde de kolaylıkla gözlemek mümkün zaten. 2002 sonunda toplam borcun yüzde 67'si kamuya, yüzde 33'ü özel sektöre aitti. 2014 sonuna geliyoruz; kamunun payı yüzde 30'a iniyor, özel sektörün payı ise yüzde 70'i buluyor.

Borcun vadesi açısından kamu-özel ayrımındakine benzer sert bir geçiş yok, ama yön yine de belirgin. 2002 sonundaki borcun yaklaşık yüzde 13'ü kısa vadeli, yüzde 87'si uzun vadeliydi. Geçen yıl sonu itibariyle kısa vadelilerin payı yüzde 33'e çıktı, uzun vadelilerin payı ise yüzde 67'ye geriledi.

GSYH'ye oranda rekor

Dış borcun mutlak değer olarak tek başına çok önemi yok kuşkusuz. Başka bir büyüklükle kıyaslamak gerek. O büyüklük de GSYH. İşte bu kıyaslama bize dış borcun son 12 yılın en kötü düzeyine geldiğine işaret ediyor.
Toplam dış borcun GSYH'ye oranı 2002 yılında yüzde 56.2 düzeyinde gerçekleşmişti. Dış borç/GSYH oranı 2005 yılında yüzde 35.5'e indi ve 2009 yılına kadar yüzde 35-40 aralığında salındı. Söz konusu oran 2009'da yeniden arttı ve yüzde 43.6 oldu. Sonraki iki yıl yeniden yüzde 40'ın altına inildi, 2012'deki oran ise yüzde 43.1 oldu.
Borcun milli gelire oranı 2013 yılında yüzde 47.1'i buldu. Geçen yıl ise 2002'den sonraki en yüksek gerçekleşme ortaya çıktı, borcun GSYH'ye oranı yüzde 50.3'e ulaştı.

Borç/GSYH oranının geçen yıl belirgin bir şekilde yükselmesinde hem dış borcun artması, hem de GSYH'nin gerilemesi rol oynadı. Girişte de belirttik; 2013 sonunda 389 milyar dolar düzeyinde bulunan dış borç 2014 sonunda 402 milyara çıkarken, 2013 yılında 823 milyar dolar olan GSYH, geçen yıl 800 milyar dolara geriledi.

Oran bu yıl da büyüyebilir 

Doların tahminlerin ötesinde artması ve bu artış eğiliminin devam edebileceğine dönük işaretler, bu yılki GSYH büyüklüğünün 2014'teki 800 milyar doların bile altında kalabileceğini gösteriyor. Büyümenin de çok iyi gitmediği dikkate alınırsa bu yılki GSYH'nin 750 milyar doların altına inmesi şaşırtıcı olmayacak.
Bu da, dış borcun aynı ölçüde gerilemeyeceği varsayımına göre, dış borç/GSYH oranının geçen yılki yüzde 50.3'ün üstüne çıkması anlamına gelecek. 

werhjbgvdef.png

kweg.png

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar