Diplomatik bir başınalıktan doğan tarihi sorumsuzluk
"İklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan benim kuşağım ve benden sonra gelecek olanların kuşağı. Büyükler gezegende bir parti verdiler, şimdi de biz çocuklara ‘ortalığı silip süpürmek size kaldı' dediler… Ama bu, insanı duraklatacak bir şey değil. Aksine, tam bir fırsat aslında: Şu çağda doğmuş olmaktan daha büyük nimet olur mu? Çünkü bu kuşağın, bu salondakilerin, yandaki komşuların, hepimizin önünde tarihi yeniden yazmak, tüm toplumun temel inanışlarını değiştirmek için önemli bir fırsat var" demişti, 14 yaşındaki aktivist rapçi Xiuhtezcat Martinez. Paris Anlaşması'nın hayata geçmesinden hemen önce etmişti bu sözleri.
ABD Başkanı Donald Trump'ın verdiği karar, büyüklerin dünyayı kirleten partisinin devam edeceği yönünde olsa da, gençler bu konuda kararlı. Sadece gençler değil, dünya genelinde çok sayıda lider, Trump'ı eleştirmekten geri durmuyor.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) Eski İdari Sekreteri ve Mission 2020 Lideri Christiana Figueres, Trump'un kararının reel ekonomideki karbonsuzlaştırma trendini etkilemeyeceğini, yatırımcıların yıllardır bu yönde hareket ettiklerini söylüyor ve ekliyor: "Esasında, 2020'ye kadar emisyon grafiğini düşüşe geçirmek için iki misli çaba göstermemiz gereken tam da bu dört yıllık ABD yönetimi dönemidir."
Trump'un tarihi bir hata yapmak üzere olduğunu ifade eden Avrupa Parlamentosu Çevre, Kamu Sağlığı ve Gıda Güvenliği Komitesi Üyesi Jo Leinen, Trump'u sorumsuzlukla suçluyor ve gezegenimizin geleceğini riske attığını söylüyor. "Trump'ın politikası bencil ve dar görüşlü. Avrupa'nın cevabı çok açık ve net olmalıdır: Paris Anlaşması'ndan geri dönülemez ve bağlayıcı taahhütlerden vazgeçip çıkmak kabul edilebilir değildir" diyor Leinen.
400'den fazla güneş enerjisi sektörü temsilcisinin oluşturduğu SolarPower Europe CEO'su Dr. James Watson, Trump'ın Paris Anlaşması'ndan çıkmasının modern tarihte büyük bir ülkenin vermiş olduğu en sorumsuz kararlardan biri olarak nitelendiriyor. "İklim Trump'a rağmen korunmalıdır" yorumunda bulunan Polonya eski Çevre Bakanı ve biliminsanı Prof. Maciej Nowicki ise, "Trump'ın kararının olumsuz etkilerini tam olarak hissedecek olan yine ABD'nin kendisidir" diyor. Trump'ın "diplomatik bir başınalığı"nı eleştiren Nowocki, "ABD vatandaşları ve ABD'nin düşük karbonlu teknoloji sektörü de ekonomik olarak zarar görecek" yorumunu yapıyor.
Liderlerin uzlaştığı en önemli konu, ABD'nin tarihi hata yaptığı bu dönemde, Avrupa Birliği ve Çin'in iklim eylemi konusunda liderlik üstlenmeleri ve düşük emisyonlu bir ekonominin istihdam ve kalkınma açısından yarattığı potansiyeli diğer ülkelere anlatmaları gerekliliği. Trump'ın kararı, hem ekonomik hem de çevresel açından geriye atılmış bir adım. Bundan sonraki süreçte tüm tarafların birlikte durmaları gerekiyor. Özellikle de gelişmekte olan ülkelerin iklim mücadelesinde güçlü durabilmeleri açısından, iklim fonuna sağlanan maddi desteğin devam etmesi çok önemli.
Bu arada her ne kadar Trump, Paris Anlaşması'ndan çekildiğini ve bu kararını Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne hemen ileteceğini duyurmuş olsa da, anlaşmanın yasal hükümlerine göre, Genel Sekreter, bu bildirimi en erken 4 Kasım 2019 tarihinde kabul edebilecek. Bu da, ABD'nin ancak resmi olarak anlaşmadan 4 Kasım 2020'de çekileceği anlamına geliyor.