Diplomasi dersleri

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Geride bıraktığımız hafta Cumhurbaşkanımızın Nükleer Zirve’ye katılmak için gittiği Washington’dan gelen haberlerle geçti. Ülkemizin nükleer silahlarla doğrudan ilgisi yok. Nükleer hedef olması da muhtemel gözükmüyor. Hükümetimiz bir dizi nükleer santral yapılması için girişimlerini yürütüyor.

İlk santralımızı Ruslar inşa edecek ama projenin nasıl ilerlediği hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Ancak, bir yandan ülkemizin nükleer silahların yaygınlaşmasının engellenmesinde çıkarı olduğundan, diğer yandan yapılmakta olan ve yapılacak nükleer santralların korunması gerekeceğinden, Türkiye’nin böyle bir toplantıda yüksek düzeyde temsil edilmesi tabii karşılanmak gerekir.

Muhtelif konularda muntazamen veya arizi olarak toplanan zirvelerde dünya liderleri biraraya geliyor. Toplantı vesilesi ile düzenlenen kabullerde, yemeklerde, toplantıya giderken koridorlarda liderler birbirleriye görüşüyor, sohbet ediyor. Bir davette köşeye çekilerek iki kelime etmek dahi planlanabiliyor. Tabii, bir de başbaşa görüşmeler var. Toplantı dışındaki saatlerde randevular alınıyor, iki veya daha fazla lider özel olarak görüşebiliyorlar. Bütün bu faaliyetin kısa bir zaman dilimi içine sıkıştırılma mecburiyeti, herkesin her istediği kişi ile ve arzuladığı uzunlukta görüşmesine imkan vermiyor. Bazı liderler bir diğerinden randevu alamıyor, sadece sosyal ortamlarda görüşmeyle yetinmek zorunda kalıyor.

Bir liderin diğer bir liderle görüşme imkanı araması için sebep olması gerek. Bu görüşmelerde kısa zamanda çok iş yapabilmek için, hangi konuların ele alınacağı, bu konularda neler düşünüldüğü ve istendiği konularında hazırlık yapılıyor. Liderler biraraya gelince, astlarının kararlaştıramadığı konularda karara varmak, güçlüklerin önünü açmak, genel ilkeler belirleyerek  siyasetlerine yön vermek için anlaşmaya gayret ediyorlar. Her zaman anlaşmaları mümkün de olmuyor. Bir görüşmenin sonuçsuz kalması, hatta anlaşmazlıkların keskinleşmesi de mümkün. Böyle bir sonucun oraya çıkmaması için, bazen görüşmenin yapılmaması, illa ki görüşelim yaklaşımına nazaran daha isabetli bir tercih de olabilir. 

Bazen bir lider, görüşme yoluyla çözülebilecek konular olmasa dahi, bir diğer liderle görüşmek isteyebiliyor. Eğer görüşmesi söz konusu olan ülkeler birbirine çok yakın ise, bu görüşme bir dostluğu yineleme, karşılıklı sıcak duygular ifade etme fırsatı oluyor. Bazen de bir liderin bir diğer liderle görüşme yapması bir itibar konusuna dönüşebiliyor, görüşme talep eden liderin öneminin adeta teyidi olarak lanse edilebiliyor. Bu ikinci durum aslında sorunlu. Görüşmekte ısrar edip, görüşememek gurur kırıcı. Görüşmeyi sağlamak için ödün vermek ise istenen bir şey değil. Dolayısıyla, randevu alınmasında güçlükler olduğu belli ise, bazen görüşme talep etmemek evladır. 

Bugünkü diplomasi dersimizi de böylece yapmış olduk.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019