Dikkat savaş var
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve geldikten sonra uygulamaya koyduğu ticaret politikaları sonunda Avrupa ülkelerine de ciddi rahatsızlık vermeye başladı. Trump seçilmeden önceki döneme gidersek, Avrupa Birliği ile ABD arasında neredeyse tüm ürünlerin karşılıklı olarak gümrük vergisinin kalkacağı konuşulur ve hatta ön protokollere bağlanmış iken, rüzgar birden bire farklı yöne döndü. Artık ticaret savaşlarında gün geçmiyor ki yeni bir gelişme olmasın, yeni bir kriz hayata girmesin. Henüz Avrupa Birliği ve ABD arasında birçok ürüne gümrük vergisi konmasına dair haberi sindirmeye çalışırken, üzerine bir de otomobile ilişkin de sıkıntıların ve engellemelerin başlamış olması tuz biber oldu. Bunu da sindirmeye çalışırken ve piyasa etlilerini henüz konuşmaya başlamış iken, bugün de bir başka krize uyandık. İran ile nükleer anlaşmadan çekildikten sonra petrol ihracatçısı Tahran'ın gelir kaynaklarını nasıl kesebilirime kafa yoran ABD, müttefiklerinin ve o ülkelerde yer alan şirketlerin İran'dan yaptıkları petrol ithalatını durdurmasını istedi. Ve üstelik kuralı çiğneyenlere ABD'nin yaptırımlarıyla karşılaşabilecekleri uyarısında bulunarak, tabiri caizse aba altından sopayı gösterdi. Yanı sıra, Türkiye, Çin ve Hindistan gibi İran petrolü ithal eden ülkelerle konu hakkında temaslar içinde bulunacağı bilgisini paylaştı. Tüm bu gelişmeler bir anda ham petrol fiyatlarına yansıdı ve hızlı artış başladı. Yani bu işten nasibini alan ülkelerden birisinin de biz olacağımız ve petrol maliyetlerinin yükseleceğini görebilmemiz ve tahmin edebilmemiz çok zor olmasa gerek. Tam bu noktada ABD ile ticari ilişkimizi bir gözden geçirelim isterim, hani neyi ne kadar riske ederiz ABD ile yaşayacağımız olası gerginlik halinde, bu konuda da bir fikrimiz olsun isterim.
Türkiye ABD arasındaki ticari ilişkileri incelediğimizde; ABD’nin, 2017 yılında ülkemizin en önemli 5'inci ihraç pazarı konumunda olduğunu görmekteyiz. Ancak buna rağmen, toplam ihracatımız içerisindeki payı %5.5 olup, yüksek bir orana sahip olunmadığını söyleyebilmek mümkündür. Karşılıklı ticaretimizde ülkemiz aleyhine dış ticaret açığı verildiği gözlenmektedir. Ancak 2017 yılında bir önceki yıla göre %22,4 azalma ile bu dış ticaret açığının, 3.3 milyar dolar seviyesine gerilemiş olması sevindiricidir. ABD pazarında Türkiye, 2017 yılında %0.4 pay ile 34'üncü tedarikçi ülke konumunda yer almıştır. Diğer taraftan, 2017 yılında ABD’den ithalatımız bir önceki yıla göre %9.9 artış ile 11.9 milyar dolar olmuştur.
2017 yılında ABD’ye ihracatımız bir önceki yıla göre %30,7 oranında artış göstermiş ve 8.7 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülkemizden ABD’ye en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ürünler, demir-çelik ürünleri ile otomotiv aksam ve parçaları olup, yanı sıra tekstil ve hazır giyim, tarım ürünleri, makine ve hava taşıtları ile bunların aksam ve parçaları da ABD’ye ihraç ettiğimiz diğer ürünler arasında yer almaktadır. Öte yandan ABD’den gerçekleştirdiğimiz ithal ürünlerini incelediğimizde, yine demir çelik ürünleri, hava taşıtları, uzay araçları, pamuk, turbojetler, yatlar, taşkömürü, ilaç başta olmak üzere, pek çok ürünü ithal ettiğimizi gözlemlemekteyiz.
Özetle, Türkiye-ABD arasındaki ticari ilişkilerin boyutu çok da yüksek olmasa da ABD’nin ekonomimiz üzerindeki etkisinin her zaman yüksek olduğunu biliyoruz. Aynı şekilde ABD'nin korumacı ekonomi politikaları ve ticari kararlarının geleneksel müttefiki konumunda olan AB'yi de etkilemesiyle yaşanan rahatsızlık ve soğuk savaşlar direk ve endirek olarak bizi de etkisi altına almayı sürdürecektir. ABD'nin, Trump ile yürürlüğe koyduğu ithal çelik ve alüminyuma ilave gümrük vergileri uygulama kararına AB ülkelerini de dahil etmesi son olarak otomobili da buna ilave etmesi, karşı hamle olarak AB’nin, 22 Haziran'dan itibaren ABD'den ithal edilen mısır, barbunya, pirinç, mısır gevreği, fıstık ezmesi, yaban mersini, portakal suyu, viski, puro, sigara, tütün, ruj, kot pantolon, nevresim, ayakkabı, lavabo, merdiven, vantilatör, motosiklet, yat, tekne, tüp ve çelik gibi yüzlerce farklı ürüne yüzde 25 gümrük vergisi yürürlüğe koyması ve bu tarz tedbirleri arttıracağını işaret etmesi, ardından ABD’nin de bu karara istinaden Avrupa'dan ithal edilen tüm araçlara yüzde 20 ek gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunması, AB’nin de hemen karşı cevap vererek, tehdidini görürüz, biz de ilave vergileri sürdürürüz açıklaması ticari savaşların geldiği noktayı özetliyor.
Tüm bunlar olurken, petrolün ve dövizin nerelere geleceği, bizi nasıl etkileyeceği, tam da genel seçimleri yeni tamamlamış iken, bizde de büyük bir merak sorusu. Umuyor ve diliyorum ki, filler tepişirken arada ezilen çim biz olmayalım.