Dikkat! Etrafta 3. dünya savaşının çıkmasını isteyenler var

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

İster paranoya de­yin ister gerçek­çi bulun, ben artık savaş düşüncesinin her geçen gün daha fazla ete kemiğe bü­ründüğünü düşün­meye başladım.

Ön­ceki gün tüm dünya­nın gözleri önünde İran’ın başkenti Tahran’da Hamas Si­yasi Büro Şefi İsma­il Haniye bir suikast sonucu öl­dürüldü. Zaten cayır cayır yanan ateşe bir odun daha atılmış oldu. Hal böyle olunca Orta Doğu’da­ki riskler ve tehlikeler daha faz­la artmış oldu.

Her ne kadar sui­kastın tam adresi belli olmasa da şüphesiz hepimizin aklına bunun İsrail’in işi oluğunu ve Tel Aviv’e bedel ödetileceği düşüncesi geldi. ABD, her zaman olduğu gibi, ko­nuyla bir ilgisi olmadığını ve bu işin içinde yer almadıkları bilgisi­ni medyaya sızdırdı, adının açık­lanmasını istemeyen yetkililer vasıtasıyla. Haniye’nin en önemli özelliği ise Filistinli tüm grupla­rın liderleriyle çok olumlu ilişki­ler kurması idi.

Bu olaylar gerçek­leşirken öte yandan aynı İsrail, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bir hava saldırısı düzenledi. Saldı­rıda, Hizbullah’ın üst düzey ko­mutanlarından Fuad Şükrü hedef alındı. İsrail ordusu Şükrü’yü öl­dürdüğünü iddia etse de İsrail’in bu iddiasını Hizbullah kaynakları doğrulamadı.

İran da işin içine çekilmiş oldu

Bu saldırı sonrası İran da artık konunun tam olarak içerisine çe­kilmiş oldu. İran’dan cevaplar gel­meye başladı. İlk cevaplarda İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Na­sır Kenani, Haniye’nin hayatını kaybetmesinden dolayı Filistin milleti ve direniş gruplarına baş­sağlığı diledi.

Kenani, Haniye’yi hedef alan saldırının nasıl gerçek­leştirildiği konusunda ayrıntıla­rın yetkililer tarafından açıklana­cağını belirtirken, “Kardeşim Ha­niye’nin Tahran’daki bu şehadeti İran ile Filistin ve direniş arasın­daki derin ve güçlü bağı daha da güçlendirecektir” ifadesi gelece­ğe dair ipuçları taşıyordu.

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşki­yan ise İran’ın “toprak bütünlüğü­nü, onurunu, şerefini ve gururunu savunacağını ve terörist işgalcile­rin Tahran’da Hamas lideri İsma­il Haniye’yi öldürme şeklindeki korkakça eylemlerinden pişman­lık duymalarını sağlayacağını” söyledi. Bunlar olayın sıcaklığı ile ortaya çıkan ilk cevaplar.

An­cak daha sonra yapılacak açıkla­malar elbette daha önemli olacak, zira İran’ın bundan sonra yapa­cağı açıklamaların İsrail’e yöne­lik saldırı söylemleri taşıyacak ol­ması, öncelikle bölgesel bir sava­şın artması olasılığını da artırmış olacak. Amerika ile İran arasında­ki diplomasi kanalları da eminim hızlıca çalışarak ABD’nin olası bir savaşa sıcak bakmadığı, ancak çıkması halinde İsrail’in yanında yer alacağını da belirtmekten geri kalmayacak.

İsrail neyin peşinde?

Netanyahu’nun önceki hafta Amerikan Kongresi’nde 50 veya 60 kez ayakta alkışlanmış olma­sı, eminim ki onu epey cesaretlen­dirmiş. Aslında ABD ve Avrupa toplumları kendisini sürekli eleş­tirmekte ve savaşa sıcak bakma­dıklarını da sıkça dile getirmekte­ler.

İsrail 7 Ekim saldırısı sonrası Hamas’ı yok etme iddiasıyla baş­lattığı askeri operasyondan baş­ta ilan ettiği sonuçları alabilmiş değil. İddia edilen Hamas’ın kö­künün kazınması, kuzeyde Hiz­bullah’a yönelerek rehineleri kur­tarmak ve Hamas’ı rehineleri ser­best bırakmak idi. İstediğini elde edemeyen bir İsrail, şimdi de sa­vaşı İran’a genişletmenin doğru yol olacağını görüyor ki bu saldı­rıyı gerçekleştirdi.

Öte yandan kanımca İran ve Hizbullah savaşa sıcak bakmı­yor ve desteklemiyor. Zira olası bir savaş dünyayı çok daha fazla kutuplaştıran sonuçlar ortaya çı­kartacaktır. Hele ki bir de Trump seçillirse, ABD İsrail’e çok daha fazla destek verecektir düşünce­si İran’da fazlasıyla hakim. Yanı sıra Tahran yönetiminin nükleer silah yapma çabaları da savaş is­tememesi için ayrıca bir gerekçe olacaktır.

Burada İran’ı tetikleyecek en önemli detay, İran’ın, kendi baş­kentinde kendisi açısından önem­li birisi olan İsmail Haniye’yi ko­ruyamamış olması. İran ile İsrail komşu olmadıklarına göre arala­rında doğrudan bir savaş olabilir mi, bence zor.

Ancak ABD’nin bun­dan sonra takınacağı tavır, Neten­yahu’nun sonrasında atacağı ve planladığı adımlar, Beyrut’un ve elbette Ankara’nın bundan son­ra takınacağı tavırlar; hatta Rus­ya’nın konunun neresinde yer ala­cağı gibi sorular, olası bir savaşın ayak seslerini ortaya çıkartabilir. Ben hepsini alt alta koyduğum­da bir 3. dünya savaş riskini dü­şük görüyorum. Ancak bu karışık­lık emin olun ki ABD’nin İsrail yü­zünden Orta Doğu sıkıntılarından kolay kolay sıyrılamayacak olması nedeniyle Rusya ve Çin’in işine ya­rayacaktır. İzleyeceğiz, göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar