Dijitalleşmenin karanlık yüzü

İskender ADA
İskender ADA [email protected]

Geçtiğimiz günlerde başıma tatsız bir olay geldi. Instagram platfor­munda, fotoğrafım ve bilgilerim kulla­nılarak adıma sahte bir hesap açılmış ve beni takip eden herkese ulaşarak yük­sek kazan vaadiyle mesajlar gönderil­miş. Bilinçli takipçilerim sayesinde he­men hesapların kapatılmasını sağladık fakat son dönemde bu tarz haberleri ya­kın çevremde daha sık duyar oldum.

Finans dünyası, benim de bu köşede her hafta anlattığım üzere dijitalleşme sayesinde son yıllarda büyük bir dönü­şüm geçirdi. Bankacılık işlemlerinden yatırım platformlarına kadar birçok hizmet, artık yalnızca birkaç tıklamay­la erişilebilir hale geldi. Ancak bu dönü­şüm, yalnızca kolaylık ve hız değil, aynı zamanda riskleri de beraberinde getir­di. Dijitalleşmenin hızına ayak uydu­ran dolandırıcılar, teknolojinin ve sos­yal medyanın sunduğu imkanları ken­di çıkarlarına uygun şekilde kullanmayı başardı. Özellikle Instagram, X, Facebo­ok ve Telegram gibi sosyal medya plat­formları, sahte hesaplar üzerinden ya­pılan dolandırıcılıkların merkezi haline geldi.

Bu dolandırıcılıklarda genellikle sah­te bir hesap, profesyonelce hazırlan­mış bir profil ile kullanıcılara ulaşıyor. Forex gibi yüksek kazanç vaat eden ya­tırım fırsatları sunduğunu iddia eden dolandırıcılar, sahte reklamlar ve me­sajlarla binlerce kişiyi tuzağa düşürü­yor. İnsanların zengin olma hayallerini istismar eden bu yöntemler, her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Sahte hesaplar, mağdurları genellikle “garanti kazanç” ya da “yüksek getiri” gibi vaat­lerle kandırıyor.

Dünya genelinde yapılan araştırma­lar, sahte hesapların ve sosyal medya dolandırıcılığının ne denli büyük bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne se­riyor. Bugün Facebook ve Instagram’da aktif kullanıcıların yüzde 5 ila 10’unun sahte olduğu tahmin ediliyor. X’te ise bu oran yüzde 15’e kadar çıkabiliyor. 2023 yılında, yalnızca sosyal medya kaynaklı dolandırıcılıklardan kaynaklanan top­lam zarar yaklaşık 5 milyar dolara ulaş­tı. ABD, İngiltere, Hindistan ve Türki­ye, bu dolandırıcılık yöntemlerinden en çok etkilenen ülkeler arasında yer alı­yor. Telegram ise özel mesajlaşma alt­yapısıyla dolandırıcıların sıklıkla tercih ettiği platformlardan biri haline geldi.

Sosyal medya dolandırıcılıklarının bu kadar yaygın olmasının arkasında çeşit­li sosyo-ekonomik ve psikolojik neden­ler yatıyor. İnsanlar genellikle hızlı ve kolay para kazanma arzularıyla bu do­landırıcıların vaatlerine inanıyor. Eko­nomik zorluklar yaşayan bireyler, bu tür vaatlere daha açık hale geliyor. Özellik­le finansal okuryazarlık düzeyinin düşük olduğu ülkelerde ve toplumlarda, dolan­dırıcılık yöntemlerinin başarı oranı da­ha yüksek oluyor. Bunun yanı sıra, sos­yal medyanın profesyonelce hazırlanmış içerikleri, dolandırıcıların güvenilir gö­rünmesini kolaylaştırıyor. İnsanların bu platformlara duyduğu güven, onları sa­vunmasız birer hedef haline getiriyor.

Türkiye özelinde, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bu tür dolandırıcılıklar­la mücadele etmek için çeşitli çalışma­lar yürütüyor. SPK, yalnızca lisanslı plat­formların forex işlemleri yapmasına izin veriyor ve kullanıcıları bilinçlendirmek adına düzenli bilgilendirmelerde bulu­nuyor. Ancak yurtdışından erişim sağla­nan illegal platformlar ve sosyal medya reklamları hala ciddi bir tehdit oluşturu­yor. Bu noktada, yalnızca düzenleyici ku­rumların değil, bireylerin de dikkatli ol­ması büyük önem taşıyor.

Sahte hesaplar ve dolandırıcılık yön­temleri, sosyal medyanın karanlık yü­zünü gözler önüne seriyor. Bu neden­le, finansal okuryazarlık çalışmalarının toplum geneline yayılması büyük önem taşıyor. İnsanların finansal terimleri an­layabilmesi ve bilinçli birer kullanıcı ha­line gelmesi, dolandırıcılıklara karşı en güçlü savunma mekanizmasıdır. Çünkü bilinçli bir toplum, dolandırıcılıkla mü­cadelede en etkili silahtır.

Güzel bir gelecek için…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ajanlar aramızda 23 Aralık 2024
Üçüz dönüşüm 16 Aralık 2024
Kuantum Günü 09 Aralık 2024
Kazanma Sanatı 25 Kasım 2024
D.O.G.E. 11 Kasım 2024
Net sıfır 04 Kasım 2024