Dijital vatandaşlık ve sosyal kredi sistemine hazırlanalım!
Dijital vatandaşlık ve sosyal kredi sistemine hazırlanalım!
Dünya nüfusu arttıkça çevresel ve sosyal sorunlar da artıyor. Bireysel, toplumsal, küresel ihtiyaçlar fazlalaşıyor ve çeşitleniyor. Teknoloji, veri kullanmaksızın mevcut ya da olası sorunları çözmek, yönetmek imkânsız hale geliyor. Doğal olarak işe “bireysel” verilerden başlamak gerekiyor. Aslında ve hali hazırda tüm bilgilerimiz kayıtlara zaten (neredeyse) girilmiş durumda… Bu konudaki en büyük çalışma, COVID 19 döneminde yaygınlaşan QR koda dönüşmüş aşı kartları, test sonuçları, HES benzeri mobil uygulamalarla ve tüm dünyada yapıldı.
Biz, yani neredeyse tüm insanlık o dönemde bir anda dijital olarak birbirimize Zoom’landık! En mahrem kişisel, ailevi, kurumsal, ulusal konularımızı, projelerimiz, raporlarımızı, tasarımlarımızı, bilgilerimizi Zoom ve benzeri platformlarda paylaştık. Hem de bunu gönüllü olarak görüntülü, doküman yollamalı, kaydetmeli, vb. ortak çalışmalarda yaptık.
En gizli ülkeler, şirketler arası toplantılar bile bu hatlar üzerinden gerçekleştirildi. Bir anlamda dünya pandemi sürecinde ilk küresel nüfus sayımını yaptı. Dijital vatandaşlık, hatta kurumsal, ulusal, genetik, demografik pek çok hayati, özel-önemli-kritik bilgi, veri depolarında sistemlere çoktan girdi bile. Nereden biliyoruz? Tabii ki ChatGPT diye pat diye gündemimize düşen son yapay zekâ akımından…
Yapay zekâ pandemiden hemen sonra, birdenbire nasıl bu kadar akıllı, görmüş- geçirmiş, deha ötesi seviyelerde ve insanlaşmış gibi ortaya çıktı acaba? “Tabii ki… şöyle şöyle, böyle böyle….” diye başlayan cümleleri kurmaya başladığınızı duyar gibiyim. Kaçış yok, buna gerek de yok!
Şimdi anlama, öğrenme, düzenleme zamanı… Özetle katlamalı hızdaki nüfus, ihtiyaç ve sorun artışı kaçınılmaz gerçeğimizken teknolojiden bağımsız çözümlerle daha iyi koşullar geliştirilmesi mümkün değil. Şimdi ulusal, uluslararası ve küresel ölçekte sosyal, yasal, ticari, etik düzenlemelere odaklanılması gerekiyor.
Hem veri hem de veri işleme, kullanma sistemlerinde, kurallarında eşgüdüm, senkronizasyon, standardizasyon sağlanmalı. Enerjimizi “özgürlüğümüz elden gidiyor diye” önlemeye değil (çünkü bu artık asla mümkün ve yararlı değil), bilinçlenmeye ve akıllıca, faydalı yönetişim modellerini bulmak ve kullanmak için neler yapılmalı konusuna yoğunlaştırmalıyız. O halde dijital vatandaşlık, kimlik cüzdanı ve sosyal kredi sisteminden başlayalım.
Dijital vatandaşlık: Bilgi teknolojilerini düzenli olarak etik, eleştirel ve güvenli bir şekilde kullanan 21. Yüzyıl bireyini tanımlayan temel ve bireysel varlık tanımı. Hakların ve sorumlulukların kapsamı. Dijital erişim, ticaret, iletişim, okuryazarlık, etik, kanun, hak ve sorumluluklar, sağlık, güvenlik diye özetlenebilecek 9 elementten oluşuyor.
Birleşmiş Milletlerin benimsediği hukukun egemenliği, şeffaflık, cevaplanabilirlik, fikir birliğine dayanma, eşitlikçilik ve kapsayıcılık, etkililik, verimlilik, güvenilebilirlikten oluşan 8 ilkeye dayanıyor. Bunlar, doğal olarak dijital vatandaş - devlet/toplum ilişkisinde de aynen geçerli oluyor.
Dijital Kimlik Cüzdanı: Fiziksel hayattaki nüfus kaydı, sürücü ehliyeti, pasaport, banka kartı, imza gibi yüksek seviyede mahremiyet gerektiren kişisel bilgilerin belli protokoller, standartlar, kurallar ve kriptoloji esaslarına göre blok zincir üzerinde toplanması ile oluşan yeni nesil dijital kimlik ispatı.
Sosyal Kredi / Puan sistemi: Bireylerin dijital vatandaşlık ve kimliklerinin, davranış ve aktivitelerinin izlenerek ulusal ve küresel kriterlere-metriklere göre ahlaki, etik, yasal, ekonomik, açıdan değerlendirilip puanlanması ve puanlarına göre göre ödül-ceza, hak kazanımı-kaybı ya da kısıtlaması esasına dayanan, geleceğin kaçınılmaz olduğu aşikâr yönetişim biçimi.
Sonuç: Tüm bireyler ve sektörler eğer sistemin içinde kalmak ve özellikle de başarılı iş insanları olmak istiyorlarsa bu üç konuya hızla hâkim olmalı, hazırlanmalı. Kendini, alt yapısını, yönetişim sistemlerini bunlara göre düzenleyip geliştirmeli.