Dijital işgücü geleceğin ekonomilerinin kabadayısı mı, sadık hizmetkarı mı?

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN [email protected]

Bir elmanın iki yarısı kadar adil olmasa da; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler, küresel işgücü talebinin en temel iki oyuncusudurlar. Yönü belirlemede algıyı yönetmede ve beklentileri şekillendirmede farklı dinamiklerin tamamlayıcısıdırlar. Finans zirvesi Davos, bu yıl katılımcılarını bir metal tutamaçla güncel gazetesini okuyan bir robot simgesiyle karşılamıştı. Bilgisayar ve iletişim teknolojilerinde son aşamanın robotlar olacağı üzerinde hem fikir olan güncel bakış, dijitalleşecek dünya işgücünün kodlarını yeniden yazmayı masaya yatırmıştı. Finansın rutin yükünü azaltabilecek bir dijital alternatif olarak, gelişmiş ülkelerin bilişim teknolojileri modern anlamda bir IT altyapısı kimliği kazanmıştır. Bu arada finans da üzerine düşeni yaptı. Kotasyon şartları yumuşatılmış Nasdaq benzeri borsalar dijitalleşmenin finansman desteğini sağlarken, gelişmiş ülkelerdeki IT devriminin tamamlayıcısı olmuştur. Bu paralelde olgunlaşan bir IT balonuyla 2004 yılına kadar güçlü bir ivmelenme sağlanmıştı. Gelecekte işgücünün ikamesi olacak dijitalleşen bileşenlerin şu 3 temel motifi olmazsa olmaz boyutuyla yer alacak:

i. Bugünün iş dünyasında vasıflı ve vasıfsız şeklinde en basit iki gruba ayrılan işgücünde dijital bileşenler insanın vasıfsız işgücü özelliklerinin yerine geçecek. Bu dinamizmle, insana sağlanan işgücü pozisyonu bugünkünden çok daha kıymette olacak. Böylece inisiyatif taşıma, sezgisel davranabilme gibi özelliklerle yüksek vasıflı bir işgücü talebi ortaya çıkacak. Bu talebin karşılandığı güçlü bir eğitim altyapısıyla işgücünün bu boyutu tamamlanacak.

ii. Dijitalleşme kendi sermaye yatırımını da beraberinde getirecek. Böylece toplam ekonomi içindeki öz kaynak payı artmış olacak.

iii. Gelir dağılımdaki bozulma artacak. Yüksek vasıflı işgücüne ödenecek olan yüksek bedellere karşın, düşük vasıflının payına düşen daha düşük bir gelir olacak.

Bugünün gelişmekte olan ülkelerinin hızla artan kişi başı gelir düzeyleriyle aynı paralelde olgunlaşan orta sınıfları, bir yandan gelişmiş ülkelerin orta sınıfını bir alt sınıfa doğru kaydırıp bir yandan da gelişmiş ülkelerin en üst %1’lik dilimine giren gelir grubunun payını artıracak. Dijital uygulamalar gelişmekte olan ülkelerin de günlük yaşamında derinliklere yayılacak. Ekonomi üzerindeki izdüşümleri daha sağlıklı, daha kontrol edilebilir ve daha yararlı boyut kazanmış olacak.

Bizdeki işgücü, istihdam ve işsiz büyüklüğünün hazirandaki çizdiği tablo, geleneksek düşük işsizlik resminin dışına taşmıştır. İşgücündeki değişimin boyutlarını en anlaşılır şekilde ifade etmenin yolu, istihdam artışını “1” kabul eden bir eksende değerlendirmekle mümkün olacaktır. 2016 haziranında istihdam “1” artarken, işgücü “1.5”, işsizler “6” ve iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar “1.2” artıştır.

a. 2.5 milyon Suriyeli göçmen, ulusal işgücünde düşük seviyeli mevsimlik işçilerin yerini almış olabilir.

b. Uzun bir süredir gerileyen özel sektör yatırımları, yeni işgücü oluşturmakta hayli zorlanmaktadır.

c. Komşularla ilişkilerin normalleşmesinin zaman alacak olması.

d. Düşük petrol fiyatları Ortadoğu ülkelerindeki talebi, anemik büyüyen Avrupa ise dış satımlarımızı olumsuz etkilemektedir.

Dijitalleşme günümüz ulusal ekonomisinin odağındadır. Bu odağı genişletmek toplumdaki adaleti sağlamlaştırıp, eğitimdeki fırsatları eşleştirecek ve en nihayet gelir dağılımı çarpıklıklarını düzeltecektir. Maliyet avantajları iş ortamının kalıcı rekabet üstünlüğüne dönüştükçe de dijitalleşme sadık hizmetkarımız olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar