DİJİTAL HİKAYELER, birlikte yaratım ve diyaloğu destekliyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde 10 senedir faaliyet gösteren Dijital Hikâye Anlatımı Atölyesi, toplumsal cinsiyet, göç, üniversite yaşamı, çocuk gibi farklı alanlarda projeler gerçekleştiriyor. Yeni medya teknolojileri ile mobilize olmuş yeni bir hikaye anlatma modeli yaratarak, toplumsal katılım, toplumsal bilinç oluşturmayı hedefliyor.

“Enformasyon yalnızca yeni olduğu an değer taşır, yalnızca o an yaşar. Kendini tümüyle o ana teslim etmeli, zaman kaybetmeden kendini ona açıklamalıdır. Oysa hikâye farklıdır: Kendini tüketmez, gücünü toplar ve korur, yıllarca sonra bile harekete geçirebilir” diyor kültür tarihçisi Walter Benjamin.

Hikâye anlatmak, temelde anlatıcı ve dinleyici arasında kurulan ilişki olarak tanımlanabilir. Son dönemde hayatımızın her alanında hız kazanan dijitalleşme, hikaye anlatımına da yeni bir boyut kazandırıyor.

Dijital hikaye anlatımı yeni medya teknolojileri ile mobilize olan, ağ üstünden ilerleyen iletişim yöntemi olarak tanımlanabilir. Sosyal medya platformlarının içeriklerine "story" özelliğini de dahil etmesi ile oldukça büyük bir kapsama alanına denk geliyor. Ve karşımıza yeni medya teknolojileri ile mobilize olmuş yeni bir hikaye anlatma modeli de çıkıyor.

Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde Kasım 2009’da etkinliklerine başlayan Dijital Hikâye Anlatımı Atölyesi, toplumsal cinsiyet, göç, üniversite yaşamı, çocuk gibi farklı alanlarda projeler gerçekleştiriyor. Dijital hikâye anlatımı atölye çalışmalarında, katılımcıların, multi-medya uygulamaları kullanarak 2,5-3 dakikalık kişisel otobiyografik anlatılar oluşturmalarına yardımcı olunuyor. Bu sayede kişisel anlatıların dolaşıma sokulması ve arşivlenmesi sağlanmış oluyor.

Toplumsal katılım, topluluk oluşturma, toplumsal bilinç yaratma gibi amaçlarla kullanılan dijital hikâye anlatımı atölye çalışmaları, katılımcıların kişisel anlatılarının dolaşıma girmesini sağlarken onların dijital okur-yazarlık düzeylerinin geliştirilmesi ve dijital okur-yazarlığın farklı kesimlerde yaygınlaştırılması için de informal bir öğrenme ortamı sağlıyor.

Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi bu alanda yaptığı çalışmalarla, iletişim bilimleri alanında yenilikçi bir yaklaşıma imza atıyor.

Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümü Toplum ve İletişim Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Şimşek, Dijital Hikâye Anlatımı Atölyesi Kurucusu ve Koordinatörü. Atölye’nin çalışmalarını Doç Dr. Şimşek’ten dinledik:

Anlatan, aynı zamanda dinleyen oluyor

“Dijital Hikaye Anlatımı Atölyeleri ile, insanların gündelik hayat deneyimlerinden hikayeleri kısa dijital formlar içinde anlatmalarını sağlıyoruz. Bunlar 2-3 dakikalar anlatılar. Atölye, hikaye çemberi denen söylemsel bir aşamayla başlıyor. Her bir katılımcı kendi hikayesini anlatırken, diğer katılımcılarla da ilişki içine giriyor. Anlatan aynı zamanda dinleyen oluyor. Atölye ortamında herkes, kendi bireysel hikayesini anlatıp bunu, ses kaydı ve görsellerin oluşturulması ile dijitale taşırken, birbirleri ile etkileşiyor. Bizim öncelediğimiz de bu etkileşim ortamını yaratmak. Katılımcıların kendi sesleri ile kendi hikayalerini dolaşıma sokmak. Bu hikâyelere sanal bir de ev yarattık: www.dijitalhikayeler. org -www.digitalstoryhub.org sitesi. Çoğunluğunu kadınların anlattığı yaklaşık 350 dijital hikâyemiz, anlatanlarının sesleri ile kendi ürettikleri/ seçtikleri görseller eşliğinde paylaşımda.”

Temel konu deneyimin bilgisi

“Dijital Hikaye Anlatımı atölyelerinde kolaylaştırıcı ekip dediğimiz bir ekip çalışıyor. Kolaylaştırıcı ekip, gerçekten süreci kolaylaştırıyor. Herkesin dijital okur yazarlığı düzeyinde olmasını beklemiyoruz aslında. Hikaye çemberinde herkesin eşit söz hakkına sahip olması önemli. Sonuçta hepimiz gündelik hayatımızı hikayeler üzerinden sürdürüyoruz. Hikaye anlatmak gündelik etkileşimin bir parçası. Deneyimi paylaşmak çok önemli. Ve temel konu da deneyimin bilgisi. Sonuçta ben kimim ki, başka bir kadının anlattığı hikayede onun kelimelerine müdahale edeyim? Dünyadaki harekette bu eleştirildi ama kabul de gördü. Bu demokratik bir ortam yaratma anlamına denk geliyor. Kimin hangi kelimelerle, hangi ses tonu ile konuştuğu çok önemli. Ses çeşitliliği, şive çeşitliliği çok önemli. Biz bu süreçte, bilmediğimiz bir dilde hikaye çemberini yürütebildiğimizi de gördük; çünkü hikaye dil ötesi bir anlam taşıyor. Örneğin, mülteci kadınları, onların zorlu yolculuğunu dinliyoruz. Öte yandan kadınların bakım faaliyetlerini yürütmekle yükümlü olmaları, onların diğer ekonomik ve sosyal faaliyetlere katılmalarına engel oluyor. Küçük çocuğu olan bir kadının bir atölyeye gelebilmesi için, oraya çocuğu ile geliyor olması gerekir. Bizim atölyemiz üniversitenin içinde ve kadınlar çocukları ile gelebiliyorlar. Çocukların sesleri de giriyor kadınların hikayesine. Çünkü onların hikayelerinin çoğunlukla eşlikçisi çocuklar.”

Her bir hikaye kendi koşullarında özgün ve değerli

"Hikayeler aslında birbirine eklemlenerek ilerliyor. Her ne kadar farklı hikayeler dinlesek de, Suriyeli bir kadının savaştan kaçma hikayesi ile ortak bir nokta bulabiliyoruz. ‘Ben çocuklarıma yemek yapıp onları aynı masada toplardım’ diyor. Toplu gösterim etkinliğimizde bir üniversite öğrencisi bu hikayeyi dinleyince, ‘Benim annem de aynı şeyi yapıyor’ diyor. Amacımız insanlar arasında temel bir bağ, bir bağlantı kurmak. Bugüne kadar yaptığımız tüm atölyelerde, Türkiye'den Avustralya’ya göç etmiş kadınlardan, çocuk rehabilitasyon merkezindeki çocuklara kadar çeşitli konularla yollarımız kesişti, yaşamlar yaşamlarımıza dokundu, dokunuyor. İnsanların hikayelerinden öğrendiklerimizi, bizim hayata bakışımızı da belirliyor. Her bir hikaye kendi koşullarında özgün ve değerli. Aslında anlatıyor olmanın kendisi yeterli. Hikaye anlatmaya gelenler, aynı zamanda hikayeyi de dinleyenler. Bu kamusal bir faaliyet, çünkü anlatılanı dinleyen, duyan yoksa, olmaz. Anlatan için dinleyici olması lazım.”

Birinci tekil şahıs anlatıları önem kazanıyor

Burcu Şimşek’in “İletişim Çalışmaları Bağlamında Dijital Hikaye Anlatımı- Kavramlar ve Türkiye Deneyimi” isimli bir kitabı var. Kitap, dijital ortamda yayınlandı. “Dijital hikâyelerin ortaya çıktığı süreç, birlikte yaratım ve diyaloğu destekler bir örgütlenmede ilerler” diyen Şimşek kitabında, “birinci tekil şahıs anlatılarının, büyük anlatıların ötesinde önem kazanmaya başladığını” vurguluyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar