Dijital finansın geleceği
KPMG Türkiye ve Finansal İnovasyon ve Teknoloji Derneği (FINTR) iş birliğiyle hazırlanan Türkiye Fintech Araştırması 2024 raporu, Türkiye fintech ekosisteminin geldiği noktayı ve gelecekteki potansiyelini derinlemesine ele alıyor.
Sizler için özetlediğim bu rapor, Türkiye’nin fintech sektöründeki fırsatları ve zorlukları belirlerken, aynı zamanda sektördeki büyüme trendleri, iş gücü hareketliliği ve gelişen regülasyonlara dair önemli veriler sunuyor.
Türkiye fintech ekosisteminin büyüme potansiyeli
Türkiye’nin fintech sektörü, son yıllarda hızla gelişen ve küresel arenada adından söz ettiren bir alan haline gelmiştir. Genç nüfusu, teknolojiye yatkın yapısı ve finansal hizmetlere olan ihtiyaç, Türkiye’yi fintech yatırımları için cazip bir pazar yapıyor. 2023 yılında kurulan 26 fintech ile birlikte Türkiye’de 696 aktif fintech şirketi bulunuyor. Bunların arasında ödeme teknolojileri (%38), bankacılık teknolojileri (%15) ve kripto varlıklar (%14) gibi alanlar öne çıkıyor. Bu da sektördeki dinamizmi ve gelişime olan ilgiyi gösteriyor.
Araştırmaya katılan fintech şirketlerinin %55’inin kârlı, %40’ının ise büyüme aşamasında olması, Türkiye fintech ekosisteminin olgunlaşmaya başladığını gösteriyor. Şirketlerin %56’sı ilk turda yatırım alırken, %44’lük kesimin henüz ilk tur yatırımını almamış olması, sektördeki finansman açıklarına dikkat çekiyor. Bu durum, girişimcilerin yatırım alma sürecindeki zorlukları gözler önüne seriyor.
Teknoloji ve yenilikçi iş modellerinin yükselişi
Fintech şirketlerinin kullandığı teknolojilere bakıldığında, dijital platformlar (%20), ödeme yönetim sistemleri (%15) ve yapay zeka destekli çözümler (%12) en yaygın kullanılan teknolojiler arasında yer alıyor. Bu da fintech ekosisteminde verimliliği artıran, hızlı işlem süreçleri sağlayan ve karar mekanizmalarını optimize eden çözümlerin ön planda olduğunu gösteriyor. Özellikle yapay zekâ, sektördeki çoğu fintech şirketi için önemli bir araç haline gelmiş durumda. Yapay zeka ile birlikte, blokzincir gibi ileri teknolojilerin de daha fazla entegrasyonu gözlemleniyor.
Dijital ödemelerin en yaygın hizmet türü olması (%53) ve dijital kredi hizmetlerinin (%23) ardından gelmesi, Türkiye’nin dijital finansal çözümlere olan ilgisinin arttığını ve bu alanda daha fazla yenilik yapılması gerektiğini gösteriyor. Bu alanların, sektördeki büyüme için büyük fırsatlar sunduğu söylenebilir. Aynı zamanda, sigorta teknolojileri ve yatırım yönetimi teknolojileri gibi daha niş alanların da hızla büyüdüğü ve gelecekte önemli bir yer edineceği belirtiliyor.
Geleceğe yönelik zorluklar ve fırsatlar
Ancak, Türkiye’nin fintech ekosistemi büyürken bazı zorluklarla da karşı karşıya. Rapor, ekonomik belirsizliklerin (%44) sektördeki en büyük tehdit olduğunu vurguluyor. Enflasyon ve döviz dalgalanmalarının etkisiyle, fintech girişimlerinin operasyonel giderleri artıyor ve bu da büyüme süreçlerini zorluyor. Ayrıca, düzenleyici belirsizlikler (%23) fintech şirketlerinin karşılaştığı bir diğer engel olarak öne çıkıyor. Regülasyonların sürekli değişmesi ve uyum sağlama gereklilikleri, şirketler için ek bir yük oluşturuyor.
Sektörün uluslararası pazarlara açılma hedefleri, Türkiye’nin küresel fintech ekosistemindeki rolünü güçlendirebilir.
Fintech sektörü sadece ödeme sistemleri ve kredi hizmetlerinden ibaret değil. Dijital varlık alım satımı, sigorta teknolojileri, yatırım yönetimi teknolojileri gibi alanlarda da büyük bir potansiyel bulunuyor. Bu alanlardaki yenilikçi çözümler, finansal erişimi artırırken, yatırımcıların ve tüketicilerin daha geniş bir yelpazede hizmet almasına olanak tanıyacak. Yakından gözlemlediğim üzere Türkiye’nin fintech ekosisteminin geleceği, bu çeşitlenmeye, adaptasyona ve inovasyona dayalı bir büyüme stratejisiyle şekillenecek.
Güzel bir gelecek için…