Dijital ekonominin vergilendirilmesi sorunsalına genel bir bakış
Heybet Ber - Vergi Müfettişi Vergi Konseyi Genel Sekreter Yardımcısı
Dijital ekonomi, OECD tarafından, bilgi ve iletişim teknolojisinin (BIT) getirdiği değişim sürecinin bir sonucu olarak tanımlanmaktadır. Dijital ekonomi, BIT ile birlikte teknolojinin daha ucuz, daha güçlü, yaygın bir şekilde standartlaşan, iş sürecini geliştiren ve bütün sektörlerindeki yeniliği destekleyen bir ortamda hızlı bir şekilde ekonominin kendisi haline gelmektedir. 2016 yılında dijital ekonominin dünya çapında yaklaşık 2.9 trilyon dolar değerinin olduğu(1) , ancak 2025 yılına kadar dijital ekonominin yıllık hacminin 11.1 trilyon dolara çıkması tahmin edilmektedir(2) .
Günümüzde uluslararası firmalar fiziki ve sabit bir işyerine gerek duymadan ülke sınırlarını aşarak dijital ortamda faaliyet göstermekte ve kazanç elde etmektedirler. Ancak, OECD Model Vergi Anlaşması’nın 5. maddesinde “işyeri” teriminin, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer olarak tanımlanması dijital ekonominin vergilendirmesinde önemli yasal bir engel oluşturmakta ve dijital ortamda elde edilen kazancın elde edildiği yerde vergilendirilmemesine yol açmaktadır.
Hâlihazırdaki uluslararası vergilendirme kuralları karın, fiziksel mevcudiyetin, diğer bir ifade ile daimi işyerinin bulunduğu yerde vergilendirilmesi ilkesine dayanması, herhangi bir fiziksel mevcudiyete bağlı olmaksızın dijital ortamda faaliyet göstererek hizmet/mal sunarak kazanç elde eden dijital teşebbüslerin vergilendirilmesinde yetersiz kalmaktadır. Adil bir vergilendirme için gerek uluslararası vergilendirme kurallarının gerek iç mevzuat hükümlerinin yeni ekonomik gelişmeler kapsamında revize edilerek uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
OECD tarafından hazırlanan Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı'nın (BEPS) 1 nolu eylem planı olan ‘Dijital Ekonominin Vergi Sorunlarıyla Mücadele’ bölümünde ülkelere yapılması tavsiye edilen üç seçenek bulunmaktadır. Bunlar(3) ;
1) Bağlantı (nexus) ilkesine göre önemli ekonomik varlık bulunması durumunda dijital daimi işyeri kapsamında vergilendirme yapmak,
2) Belirli dijital işlemler üzerinden stopaj vergisi uygulaması,
3) Dengeleme vergisi uygulaması.
Dijital ekonominin vergilendirilmesi ile ilgili olarak organizasyon veya ülke düzeyinde yapılan düzenlemeler özet halinde aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
Uluslararası vergilendirme sorunun en önemli karakteri, hiç bir ülkenin çözümü tek başına sağlayamamasıdır. Bu nedenle, dijital ekonominin adil ve şeffaf bir şekilde, değerin oluştuğu yerde ve kâr paylaşımı ilkesi çerçevesinde vergilendirilebilmesi, uluslararası bir konsensüsü, işbirliğini ve bilgi paylaşımını zorunlu kılmaktadır. Ülkelerin bu girişime katılıp katılmamaları konusunda farklı motivasyonları ve şartları olabilmektedir. Ancak temel düzeyde, ülkeler, uluslararası dijital vergilendirme çalışmalarına katılıp katılmama hususunu, yapılacak düzenleme sonucu elde edeceği vergi geliri ile mahrum olacağı geliri kıyaslama sonucuna göre belirlemektedirler. Örneğin, ABD firmalarının dijital ekonomide açık ara bir üstünlüğünün olması hususu, Amerika Birleşik Devletleri'ni, AB Komisyonu’nun hazırladığı taslak direktifler gibi diğer ülkelerin kendi mükelleflerini vergilendirmeye ilişkin düzenlemelere karşı bir pozisyon almasına neden olmaktadır(4) . Aynı şekilde, İrlanda, taslak direktiflerin yasalaşması sonucunda, İrlanda'ya yatırım yapmaktan vazgeçecek uluslararası firmalardan mahrum kalacağı gelirin, taslak direktiflerin yasalaşması sonrasında öngördüğü elde edeceği vergi tutarından fazla olacağını tahmin ettiğinden dolayı, düzenlemeye karşı bir pozisyon almaktadır(5) . 2016 yılında AB Komisyonu’nun, Apple firmasının haksız vergi avantajı nedeniyle Avrupa Birliği’nin kanunlarını çiğnediği gerekçesi ile İrlanda Hükümeti'ne 13.1 milyar euro vergi ödemesine hükmettiği kararına karşı çıkmasının altında da yine bu pozisyonun nedeni yatmaktadır(6) . Keza, Almanya dijital vergilendirmeyi desteklemesine rağmen, bu yönde bir düzenlemeye ABD'nin de karşılık vereceğini ve Alman otomotiv sanayisinin hedef alınması sonucu kaybedeceği gelirin, dijital vergilendirme sonucu elde edeceğinden fazla olacağını tahmin ettiğinden dolayı taslak direktiflere karşı çekimser durmaktadır(5).
Dijital ekonominin vergilendirilmesinde uzun vadeli çözüm için uyumlu düzenlemelerin yapılması, ülkelerarası bilgi paylaşımı, işbirliği ve eşgüdümle mücadele edilmesi elzemdir. Ancak, dijital ekonomide değer oluşturmanın kavranmasının karışık ve güç olması, uluslararası işbirliği ve konsensüsün sağlanmasının zaman alması nedeni ile bu alanda uluslararası bir düzenlemenin sağlanması kısa zamanda ihtimal dâhilinde görünmemektedir. Keza, G20/OECD ve AB düzeyinde yapılacak düzenlemelerin 2020'ye ertelenmesi bu sorunu göstermektedir. Öte yandan, kalıcı bir çözüm bulununcaya kadar bazı ülkelerin geçici çözüm için belirli dijital işlemlerin vergilendirilmesi için gerekli düzenlemeler yaptıkları görülmektedir. Genel açıdan bakıldığında, bu düzenlemelerin Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı'nın Dijital Ekonominin Vergi Sorunlarıyla Mücadele Eylem Planı’nda (BEPS) tavsiye edilen dijital işyerinin oluşması ve dengeleme vergisi uygulaması etrafında odaklandığı görülmektedir.
***
(1) https://www.forbes.com/sites/koshagada/2016/06/16/what-is-the-digital-economy/#3e9548117628
(2) https://www.mckinsey.com/business-functions/digital-mckinsey/our-insights/the-internet-of-things-the-value-of-digitizing-the-physical-world
(3) https://read.oecd-ilibrary.org/taxation/addressing-the-tax-challenges-of-the-digital-economy-action-1-2015-final-report_9789264241046-en#page109
(4) https://www.telegraph.co.uk/technology/2018/10/26/us-treasury-hits-against-unfair-eu-digital-tax-proposals/
(5) https://www.politico.eu/article/europe-digital-tax-map-where-countries-stand-analysis-deep-divisions/
(6) https://www.bbc.com/news/business-37220799
(7) https://global.handelsblatt.com/politics/german-business-opposing-eu-digital-tax-scholz-975709