"Dijital dönüşümünü tamamladı en sevilen dijital banka olacak"
ING Türkiye, ‘En sevilen dijital banka’ olma hedefiyle, dijitalleşmeye odaklandı. Dijital dönüşümünü gerçekleştiren ve tamamen dijital hale gelen banka, 5 alanda üretken yapay zekayı test ediyor. ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, “Mobil bankacılığı önceliklendirerek yatırımlarımıza kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.
Dijital dönüşüm en çok bankacılık sektörü için önemli. Bu alanda ayrıcalıklı hizmet sunan, yatırım yapan fark yaratacak. ING Türkiye, bu alandaki dönüşümünü tamamladığını açıkladı. “Global DNA’mızdan aldığımız güçle dijitalleşmeyi stratejimizin merkezine yerleştirerek kapsamlı bir dijital dönüşüm gerçekleştirdik ve tamamen dijital hale geldik” diyen ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, dönüşüm konusunda attıkları adımları ve hedefleri DÜNYA’ya anlattı.
Gökgöz, ING Mobil ve internet bankacılığı platformlarını yenileyerek kullanıcı deneyimini daha kolay hale getirdiklerini söyleyerek, bu anlamda attıkları şöyle anlattı: “Dijital hizmetlere insan dokunuşu katmak amacıyla üç yıl önce hayata geçirdiğimiz Cebimdeki Danışman uygulamamızı geliştirmeye devam ettik. Bu hizmetle müşterilerimize haftanın 7 günü, gece 22.00’ye kadar görüntülü görüşme ile uzaktan bankacılık hizmeti sunuyoruz. Bunun yanı sıra, yapay zekâ destekli akıllı bankacılık robotumuz INGo uzun süredir müşterilerimize hizmet sağlıyor.
Canlı Destek kanalımızın hizmet saatlerini 7/24’e çıkararak erişilebilirliği daha da artırdık. Tüm bu adımlarla dijital deneyimi güçlendirirken, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşımayı hedefliyoruz. KOBİ’lere de dijital ve masrafsız bankacılık deneyimi sunuyor, müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırırken, avantajlı finansman fırsatlarıyla da onları destekliyoruz. ING KOBİ Dijital çözümleriyle işletmelerin şubelere gitmeden bankacılık işlemlerini dijitalden yapabilmelerini sağlıyoruz. Şahıs işletmeleri ve limited şirketler dijitalden müşterimiz olabiliyor.”
Alper Gökgöz, aynı zamanda dönüştürücü teknolojileri yakından takip ettiklerini belirterek, müşteri iletişimi, müşteri tanıma sistemleri, kurumsal bankacılık, yazılım mühendisliği ve pazarlama içerikleri olmak üzere beş alanda ING Grubu olarak üretken yapay zekayı test ettiklerini söyledi. “Hedefimiz, Türkiye’nin en sevilen dijital bankası olmak. Bu doğrultuda mobil bankacılığı önceliklendirerek yatırımlarımıza kararlılıkla devam edeceğiz” diyen ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, 2024 yılını ve bankacılık sektörünün geleceğini DÜNYA’ya anlattı.
Turuncu Hesap’ta hacim 2 katına çıktı
2024’te dijitalleşme yatırımlarımızın ve çevik kurum kültürümüzün olumlu sonuçlarını gördük. Dijitalleşme ve sürdürülebilirliği odağımıza alarak ülke ekonomisine katkı sağladık. Yılın üçüncü çeyreğinde sektör ortalamasının üzerinde bir büyüme performansı sergiledik. Mevduat ve aktif büyüklüğümüzde yüzde 17, kredi desteğinde ise yüzde 13 oranında artış kaydettik. Bu başarıda yüksek faiz marjı, sağlam aktif kalitesi ve düşük kredi risk maliyetleri etkili oldu.
Bireysel TL mevduatlarda da sektörün üstünde bir büyüme gerçekleştirdik. Bu büyümenin büyük bir kısmı da amiral gemimiz olan Turuncu Hesap’la birlikte geldi. Temmuz ayında hayata geçirdiğimiz Turuncu Hesap’ta “Bitmeyen Hoş Geldin Faizi” yapısının da katkısıyla geçen yılın sonuna göre, Turuncu Hesap hacmimizi 2 katına çıkardık. Ayrıca sürdürülebilirliği stratejik önceliklerimiz arasında konumlamaya devam ettik. Türkiye’de kurumsal bankacılığın sürdürülebilir finansman alanındaki aksiyon liderlerinden biri konumundayız.
4 milyar euroluk uluslararası finansmana destek olduk
Türkiye odağında, ING Grubu olarak, koordinasyonunu sağladığımız ya da aracılık ettiğimiz sürdürülebilir finansman işlem sayısını 2024 yılında yüzde 70 arttırarak yaklaşık 4 milyar euro uluslararası finansmana destek olduk. ING Türkiye olarak, global stratejimizle uyumlu şekilde üstün müşteri değeri yaratmak ve sürdürülebilirliği işimizin merkezine almak öncelikli hedeflerimiz arasında. 2025’te de müşterilerimize üstün değer sunmak, sürdürülebilirliği odağımızda tutmak, çalışan deneyimi ve turuncu kültürümüzle fark yaratmak temel odak noktalarımız olacak. Risk yönetiminde etkinliğimizi artırarak ve teknolojiyi süreçlerimize entegre ederek güçlü finansal performansımızı sürdüreceğiz.
Risk yönetimini iyi yapan kurumlar öne çıktı
Geçtiğimiz yıl dünyada küresel merkez bankaların politikalarının yavaş yavaş yön değiştirdiği, jeopolitik risklerin ekonomiler üzerinde baskı oluşturduğu bir süreçten geçtik. Yurt içinde ise enflasyonla mücadeleye odaklanan politikaların ön plana çıktığı ve bunun sonuçlarını görmeye başladığımız bir yıl oldu. Uygulanan politikalar ekonomik görünüme dair riskleri önemli ölçüde azalttı.
Bu çerçevede YP varlıklardan TL varlıklara geçiş, ciddi miktarda rezerv birikimi, dış dengede kaydedilen iyileşme ve enflasyon tarafında 2024’ün ikinci yarısından itibaren belirginleşen düşüş eğilimi dikkat çekti. Bütün bu gelişmelerle birlikte, risk yönetimini iyi yapan kurumlar öne çıktı. Makroekonomik normalleşme ile orta ve uzun vadede bankacılık sektörünün güçlü performansını sürdüreceğine inanıyoruz.
Sendikasyon kredimizi yüzde 100 yenileyeceğiz
İyileşen dış finansman koşulları, 2024’te bankaların dış borçlanmalarında artışı, dolayısıyla borç çevrim oranlarında yükselişi beraberinde getirdi. Uzun vadeli borç çevrim oranları Ekim 2023’teki yüzde 98 seviyesinden geçen yıl aynı dönemde yüzde 139’a geldi. Normalleşme adımları doğrultusunda uygulanan ekonomi politikalarıyla birlikte peş peşe gelen not arttırımları sonucu dış yatırımcının güveninin arttığını görüyoruz. 2025 yılında gerek ticari bankalar gerek uluslarüstü finansal kuruluşların uzayan vadeler ve daha çeşitli ürün gamı ile ülkemize olan ilgisini ve iştahını sürdürmesini bekliyoruz.
ING Türkiye olarak ise geçtiğimiz yıl 10,25 yıl vadeli 150 milyon ABD doları sermaye benzeri kredi, 45 milyon EUR EBRD, 176 milyon ABD doları sendikasyon kredisi sağladık ve ayrıca kısa vadeli borçlanmalarımız da oldu. 2025 yılında da sendikasyon kredimizi yüzde 100 seviyesinde yenilemeyi ve müşteri talebine paralel olarak EBRD’den 2024 yılında sağladığımız fon ile dış finansman yaratmayı hedefliyoruz.
2024 yılında banka bilançolarındaki TL payı önemli ölçüde arttı ve dolarizasyonda gerileme görüldü, uygulanan para politikalarının devamına paralel TL payının bu yıl da olumlu seyrini koruyacağını düşünüyoruz. 2025 yılında kademeli faiz indirimleri beklentisi ile faiz marjının iyileşmesi sektör açısından gelir tarafında destekleyici olacaktır.
2025 yılında enflasyon beklentilerinde iyileşme, finansal istikrarın güçlenmesi, ülke rating artışları ve risk priminde düşüş ile iç talepteki yavaşlamayla birlikte bireylerin ve kurumların tasarruf eğiliminin artması, finans sektöründe kaynak arzını artırarak, yatırımların uzun vadeli finansmanını desteklemesini bekliyoruz. Özellikle ihracat, yatırım finansmanı kredilerine talebin daha artacağını öngörüyoruz. Sürdürülebilirlik kapsamında kredi kullandırımlarının artmasını bekliyoruz.
Aktif büyüklüğü 199 milyar TL’ye net kârı 2.2 milyar TL’ye çıktı
ING Türkiye’nin 2024 yıl sonu aktif toplamı 199 milyar TL, net kârı ise 2.2 milyar TL oldu. Yıl sonu itibarıyla özkaynakları 20 milyar TL, sermaye yeterlilik oranı ise yüzde 21.9 olarak gerçekleşen ING Türkiye, 2024 yılında ekonomiye 104.3 milyar TL’si nakdi olmak üzere toplam 124.8 milyar TL’lik kredi desteği sağladı. ING Türkiye’nin mevduat büyüklüğü ise 130.6 milyar TL’ye yükseldi. Alper Gökgöz, “Bir önceki yıl sonuna göre mevduatta ve aktif büyüklüğümüzde yüzde 30 oranında artış kaydettik. Ayrıca, ülke ekonomisine sağladığımız kredi desteğini de geçen yıl sonuna göre yüzde 21 oranında artırdık” dedi.
TL kredi büyümesi enflasyona yakınsayacak mevduat enflasyonun üzerinde büyüyecek
Geçen yıl kredilerde TL tarafta TL ticari kredilere olan talep limitli kalırken, bireysel tarafta kredi kartlarındaki büyüme eğilimi alınan çeşitli önlemlerle 2024’ün ikinci yarısında ivme kaybetti. Konut kredileri ise, MB'nin faiz indirim beklentilerinin de etkisiyle son aylarda bir miktar hızlandı. Dolayısıyla, sıkı parasal duruşu destekleyen aylık kredi büyüme sınırlarının devam etmesi ile toplam kredi büyümesindeki zayıf eğilim geçen yıl belirgindi.
YP kredi büyümesi de Temmuz ayından bu yana daha kısıtlayıcı limitlerin ardından baskı altında kaldı. 2024’teki reel daralmanın ardından, devam eden normalleşmeyle 2025’te TL kredi büyümesinin enflasyona yakınsayacağı, mevduattaki büyümesinin ise enflasyonun biraz daha üzerinde gerçekleşeceği düşünülebilir. Bu ortamda sektörün karlılığının da yavaş bir toparlanma eğilimi içerisinde seyredeceğini öngörüyoruz.
Mevduat ve kredideki sınırlamalar hemen kaldırılmayacak
Merkez Bankası Aralık ve Ocak ayında politika faizinde indirime gitti ve gelecek aylardaki indirimlerin verilere bağlı olacağını ancak agresif ve kesintisiz olmayacağını vurguladı. MB'nin gevşeme döngüsünün başlamasının ardından, faiz indirimleri ile mevduat ve kredi üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasının hemen gerçekleşmeyeceği, sürecin temkinli bir şekilde ilerleyeceği anlaşılıyor. Bu gelişmelere paralel, özellikle faiz indirimlerinin de katkısıyla sektörde ilk çeyrekten itibaren karlılığın ve faiz marjının kademeli olarak toparlanacağını düşünüyoruz.
Faiz önce konutta, ikinci yarıdan sonra da ihtiyaç ve taşıtta düşer
Bireysel kredilerde 2025 yılında takibe dönüşüm oranının 2024 yılı ikinci yarısına paralel seyredeceğini ve sektörün altında seyredeceğini öngörüyoruz. Bununla birlikte, tüzel kredi portföyümüz ise sektörlerinin en iyi firmalarından oluştuğundan burada da önemli bir bozulma beklemiyoruz. TCMB’nin 2025 Para Politikasında bahsedildiği üzere, enflasyondaki beklentileri ve fiyatlama davranışları gözlemlenerek para politikası kararları oluşturulmaya devam edecektir. Faiz indirimlerinin boyutuna ve zamanına bağlı olarak kredi faizlerinin de düşüş sürecine girmesini öngörüyoruz. Kredi büyümesinin dezenflasyon sürecini destekleyici şekilde kontrollü yönetildiği noktada, konut kredisinde daha erken dönemde faiz düşüşlerini gözlemlemeyi, ihtiyaç ve taşıt kredilerinde faiz düşüşlerinin ise yılın ikinci yarısından itibaren daha belirgin hale gelmesini bekliyoruz.