Dijital bankacılığın dönüşümünde yeni trendler

İskender ADA
İskender ADA [email protected]

Dijital bankacılıkta mükemmel dönüşüme giden yolda kurumlar yalnızca teknolojik gelişmeleri benimsemeyi değil, aynı zamanda operasyonel verimlilikteki karmaşıklıkları da ele almayı öğrenmek zorundadır. Özellikle finteklerin rekabet ortamını yeniden şekillendirdiği günümüzde başka önemli bir tehdit de kısaca GAFAM olarak da kabul edilen ve Google, Amazon, Facebook (Meta), Apple ve Microsoft gibi teknoloji devlerinin bu alana olan iştahlarıdır. Global ölçekte tüketicilerin neredeyse yarısının bu tür oyuncularla banka hesabı açmakla ilgilendikleri düşünülüyor. Geçtiğimiz senenin önemli raporlarından birini yayımlayan Sopra Steria raporu, bankacıların üçte birinin bu tür teknoloji oyuncularını "işlerimiz için en büyük tehdit" olarak değerlendirdiğini paylaşmıştı. Bankalar ise bu tehdide yeni gelişen teknolojilere yoğun yatırım yaparak yanıt veriyor.

Bankacılıkta üretken yapay zekâ

Üretken yapay zekâ ile finansal teknolojilerin birleşimi oyunun kurallarını değiştiren bir gelişme oldu. Dolandırıcılık tespiti, risk değerlendirmesi ve kişiselleştirilmiş müşteri deneyimleri, bu teknolojinin, verimliliği ve doğruluğu önemli ölçüde artırabileceği alanlar olarak ön plana çıkıyor. Buradaki pazarın önümüzdeki 5 yıl içinde global ölçekte 6 milyar dolar seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. Yapay zekâyı müşteri etkileşimine, satış ve pazarlama perspektifiyle entegre etmek ise önümüzdeki üç yıl içinde yeni gelir akışlarını potansiyel olarak yüzde 6 gibi etkileyici bir oranda artırabilir.

Çevresel, sosyal, yönetişim

Sektör içindeki jargonda daha çok ESG (Environmental, Social, Governance) olarak anılan bu yaklaşım finans sektöründe oldukça önemli bir yer tutuyor. Müşteriler, yani bizler, finansal hizmetler sektörünü çevresel ve sosyal sorumluluğa bağlılık açısından giderek daha fazla analiz ediyoruz. Bankacılık sektöründe ESG faktörlerinin önemi, yalnızca uyumluluğun ötesinde bir algı. Marka itibarını, müşteri sadakatini, sermayeye erişimi ve rekabet avantajını artık doğrudan etkiliyor. Sürdürülebilir bankacılık uygulamaları, mevzuat gerekliliklerini karşılamanın ötesinde çevresel ve sosyal konulara ilişkin riskleri azaltarak uzun vadeli kârlılığa da katkıda bulunuyor. Bankaların karbon ayak izini azaltmaya ve yeşil girişimleri desteklemeye yönelik stratejik hamleleri, kaynakların sürdürülebilir proje ve girişimlere tahsis edilmesi müşteri tercihlerinde artık daha fazla dikkate alınıyor. Finans kurumlarının koordineli olarak ESG stratejileri benimsemeleri ve bilinçli tüketiciler için kendilerini kapsayıcı, yeşil ve sürdürülebilir seçenekler olarak konumlandırmaları önümüzdeki dönemin önemli trendlerinden biri olacaktır.

Açık bankacılık ve gömülü finans

Çeşitli finansal hizmet sağlayıcılar arasında kesintisiz veri akışını sağlayan API odaklı ekosistemler inovasyon ve işbirliğine odaklanan çok sayıda avantaj sunuyor. Açık bankacılıkla müşteriler finansal verileri üzerinde daha fazla kontrol sahibi oluyor ve farklı finansal hizmet sağlayıcılar arasında sorunsuz bir şekilde bilgi paylaşmalarına olanak tanıyor. Bu da rekabeti daha da işlevsel hale getirerek farklı deneyimlerin önünü açıyor. Bu gelişime paralel olarak gömülü finans da gelişiyor ve kullanıcılar, bağımsız bankacılık uygulamalarına veya web siteleri yerine, halihazırda günlük olarak kullandıkları platformlar aracılığıyla ödeme hizmetleri, mevduat hesapları, krediler, sigorta ve yatırım seçeneklerine kadar uzanan tek noktadan alışveriş deneyimi yaşayabiliyorlar.

Tüm bunlar, günümüzde yaşanan “deneyim rekabeti” içinde, bizlere yani müşterilere akışkan bir finans deneyimi sunmak için özellikle bankaların odaklandıkları alanlar. Ülkemizde de bu başlıklarda öncü ve gurur verici çalışmaların yapıldığını eklemek istiyorum. Güzel bir gelecek için…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
D.O.G.E. 11 Kasım 2024
Net sıfır 04 Kasım 2024
New York'ta sonbahar 23 Eylül 2024