Devrimin adı: Batarya (2)
Fosil yakıtlarla ya da hidro gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla güneş enerjisinin beraber kullanılması gerekiyor. Bu da sıfır karbon hedefine ulaşmayı imkansız kılıyor. Onun için enerjinin bataryalarda depolanması önemli.
Geçen haftaki yazımda sürdürülebilirlik, iklim değişikliği, enerjinin verimli kullanılması gibi konularda önemli yer tutan “batarya” meselesine bir giriş yapmıştık. Bu yazıda da rakamların ışığında biraz daha detaya girelim.
Bataryaların en yaygın kullanıldığı alanın elektrikli araçlar olduğu, konumuzla ilgili ikinci kullanım alanının da enerji depolanması amaçlı olduğunu ve bu alanda lider ülkenin Çin olduğundan ve Çin’in dünya üretiminin %83’ünü karşıladığından bahsetmiştik. Bu veri ve yazıda kullanacağım diğer verilen büyük bölümünün kaynağı Uluslararası Enerji Ajansı’nın “Bataryalar ve Güvenli Enerji Dönüşümleri”* adlı rapor olduğunu belirteyim.
Bataryaların enerji depolaması ve bunların sonradan kullanılması meselesi enerji dönüşümü ve yenilenebilir enerjinin kullanılması konusunda çok kritik bir öneme sahip. Çünkü bu dönüşümün ana taşıyıcısının önümüzdeki yıllarda güneş enerjisi olması bekleniyor. Fakat malum güneşten günün belli bölümlerinde faydalanabiliyoruz. Elektrik enerjisi, geleneksel yöntemlerde üretildiği gibi harcanması gereken bir yapıya sahip.
Bu sebeple günün güneşten enerji üretilemeyen saatlerinde alternatif bir enerji kaynağına ihtiyaç duyuluyor. Bu sebeple fosil yakıtlarla ya da hidro gibi diğer yenilenebilir enerji kaynaklarıyla güneş enerjisinin beraber kullanılması gerekiyor. Bu da sıfır karbon hedefine ulaşmayı imkansız kılıyor. Onun için enerjinin bataryalarda depolanması önemli. Bunun için çok farklı metodlar üzerinde çalışılıyor ama bu konulardaki en önemli etken ürünün ticarileştirilebilir hale getirilebilmesi.
Bu da maliyetlerin düşmesiyle mümkün olabiliyor. Henüz bu alanda gidilecek mesafe var. Dünyadaki enerjinin yarısı ısıtma ve soğutma için, %30’u elektrik üretimi için, %20’si de ulaştırma amaçlı kullanılıyor. Yenilenebilir kaynaklarla üretilen ısının kum, tuğla, kaya, tuz gibi maddelerden yapılan bataryalarda depolanması en azından ısınma için kullanılan enerji konusunda çözüm umudu olabilir. Bunun yanında bu ısı enerjisinden elektrik üretmek de mümkün.
Yaratıcı projeler
Enerjinin depolanması konusunda benim karşılaştığım en ilginç örneklerden biri; yükseklikleri farklı iki yapay ya da doğal su birikintisi arasında kurulan bir düzenekle elektrik üretilmesi. Güneşten elde edilen enerjiyle alttaki göletteki su yukarıya gönderiliyor. Güneş battıktan sonra da yukarıdaki suyun aşağıdaki gölete gönderilmesi marifetiyle elektrik üretiliyor. Böylece bu düzenek sayesinde günün güneşsiz döneminde yenilenebilir kaynaklarla enerji üretmek mümkün hale geliyor. Bir nevi gündüz şarj oluyor, gece kullanılıyor. Tabii ki bu yöntem uygun doğa koşullarında ancak kısıtlı coğrafyalar için uygulanabilir. Buna benzer birçok yöntem var, ama daha önce belirttiğim gibi henüz maliyetler bu yöntemlerin ölçeklendirilmesi için yeteri kadar düşük değil.
Kaynak meselesi
Fakat maliyet düşüş hızı bu alandaki yoğun yatırımlar say e s i n de son derece hızlı. Örneğin 2010 2023 yılları arasında bataryaların maliyetlerindeki düşüş %90 seviyesinde. Yoğun yatırımlar kısmının altını çizmek istiyorum. Çünkü bu dönüşüm her dönüşümde olduğu gibi belirli bir süre sabit maliyetlere katlanılmasını ve getirinin ancak uzun vadede elde edilmesini beraberinde getiriyor. Bu da devlet destekleri olmadan özel sektörün kendi eliyle gerçekleştiebileceği bir şey değil. Bu kapsamda Çin, ABD, AB başta olmak üzere birçok ülkenin bütçeden pay ayırdığını görüyoruz. Fakat kamu borçluluklarının çok yüksek olması AB başta olmak üzere bu alana yapılan yatırımları kısıtlayıcı etki yaratıyor.
Cop’ta (Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı) üye ülkeler 2030’a kadar yenilenebilir enerji kaynaklarını 3 katını çıkaracaklarına ilişkin taahhütte bulundular. Ve şu anda elektrik ve ulaştırma sektörleri dünyadaki toplam karbon salınımının %60’ını oluşturuyor. Bu sebeple hedeflere ulaşılması aşamasında bataryanın rolü çok büyük. Satılan her 5 araçtan biri elektrikli. Bu oran Çin’de yaklaşık 2.5’e 1. Ve her geçen yıl da artıyor. Lityum bataryaların kullanımları da 2020 – 2023 arası 4 kat artmış durumda. Şu anda mevcut 40 milyon elektrikli araç için kullanılan bataryalar aslan payını oluşturuyor. Elektirkli araçlarla ilgili yazımızda bu konuya tekrar döneceğiz.
Lityum darbesi
Tam ben geçen hafta bu konuda yazı yazdığım gün Bolivya’da bir darbe girişimi oldu. Hem eski Başkan Morales hem de Brezilya Başkanı Lula bu darbe girişiminin arkasındaki sebebin Bolivya’nın lityum rezervleri ve bunların küresel güçlerce paylaşımı olduğunu söylediler. Hatta bu darbe girişimine uluslararası medyada “Lityum Darbesi” adı verildi. Önümüzdeki hafta batarya üretiminde kullanılan hammaddelerin dünyadaki dağılımı ve önemiyle devam edeceğiz.
-Batteries and Secure Energy Transitions