Devletlerden çok şirketler Asya’yı Avrupa’ya dönüştürüyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Japonya'yı, elektroniğin merkezi mi sanıyorsunuz? Yanlış.

Çin, ücretlerin çok düşük olduğu global bir atölye mi sizce? Yanlış.

Vietnam'ın kumaş üreten komünist bir ülke olduğunu mu düşünüyorsunuz? Bu da yanlış.

Asya coğrafyasında yer alan ülkelere dair bilgilerinizi gözden geçirmeniz gerekiyor. Çünkü Asya, inanılmaz bir hızla dönüşüyor ve değişiyor.

Japonya, modern tarihinde ilk kez bu yıl, elektronikte ticaret açığı verdi.

Global markaların üretim merkezlerinin büyük bir bölümüne ev sahipliği yapan Çin'de, maaşlar Vietnam'a oranla üç; Bangladeş'e oranla dört kat daha fazla. 2012 yılında Pekin'de bir işçinin maaşı 466 dolarken; Hanoi'daki bir işçinin maaşı 145 dolardı.

Vietnam hükümeti ülkeye yabancı sermaye çekmek ve kapitalizmin gelişimini sağlamak için son derece agresif bir politika izliyor. Ülkenin elektronik ihracatı, tekstil ihracatını geride bıraktı.

Uzmanlara göre, Asya, son derece hızlı bir yeniden yapılanma sürecine girdi. 2000'li yıllarda küresel üretimin dörtte birini sağlayan Asya kıtası, bugün üçte birini gerçekleştiriyor. Asya, bu alanda, ABD'den iki kat daha ağır basıyor.

Biyolojik değişim

Ortak bir para birimi olmamasına rağmen, Asya kıtasında, euro bölgesi gibi uzmanlaşma alanları oluştuğunu görüyoruz. Tayland, otomotiv sektöründe; Vietnam toptan elektronikte; Güney Kore yeni teknolojide; Kamboçya ve Bangladeş tekstil sektöründe; Filipinler çağrı merkezlerinde öne çıkıyor. Çin ise hala herşeyi yapmaya devam ederken, eğitim, araştırma ve finans alanlarında yükselmeyi hedefliyor.

Kıtadaki bu değişim tamamen biyolojik bir şekilde gerçekleşiyor. Değişim sürecinde kontrol, devletlerden çok şirketlerde. Bugün Asya'da Avrupa Birliği benzeri kurumlar olduğu pek söylenemez. Daha çok ikili veya bölgesel anlaşmalar hakim.

Japonlar da ucuzu tercih ediyor

Aslında Japonya'nın geldiği nokta, Asya genelinde yaşanan değişimin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. 1997 yılında dünya genelindeki DVD player'ların yüzde 95'i Japonya'da üretildi. 1992 yılında, Sony, Hitachi, Panasonic, Toshiba gibi Japon devleri dünya genelinde 241 fabrika kurdular. Elektronik sektörü Japon ihracatının en güçlü kalemi oldu. Bugün ise, Japonya Elektronik Sanayicileri Birliği (Jeita) rakamlarına göre, Japonya'nın elektronik ithalatı, ihracatını geçmiş durumda. Çünkü Japonlar da, herkes gibi, ucuz olanı tercih etmeye başladılar. Bu yüzden Vietnam gibi ülkelerde üretilen ucuz televizyon veya fotoğraf makinelerini satın alıyorlar. 

Fakat uzmanlara göre, Japon elektronik sektörünün asıl sorunu, Japon grupların rekabet güçlerini kaybetmiş olmaları. Japonya Sanayi Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor: 2005 yılında iPod'un yüzde 70'i Japon gruplar tarafından üretilirken; 2010 yılında iPad'lerin tamamı Çin'li Foxconn tarafından üretilmiş.

Samsung, Vietnam'ı değiştiriyor

Dönüşümü şirketlerin yönettiğini söylemiştik. Bunun en güzel örneği Güney Koreli Samsung'un, Vietnam'da yarattığı dönüşüm. Güney Koreli şirket, Çin'deki maaş düzeylerinin yükselmesi üzerine, Galaxy cep telefonları ve tabletlerinin üretimini Vietnam'a kaydırdı. Şirket, Çin'den de tamamen vazgeçmiş değil. 1992 yılından bu yana üretim yaptığı ülkede hala 45 bin Samsung çalışanı, 13 fabrikası ve 7 Ar-Ge merkezi var. Fakat yeni yatırımlar Çin'e gitmiyor. Grup, dünya genelindeki en büyük telefon üretim fabrikasını Hanoi'a 70 kilometre uzaklıktaki Thai Nguyen bölgesine kuracak. 2 milyar dolar yatırım yapılan fabrikada, yılda 120 milyon adet telefon üretilmesi hedefleniyor. Samsung 2015 itibariyle telefon üretiminin yüzde 40'ını Vietnam'da gerçekleştirmeyi planlıyor. Hatta sektör analistleri bu oranın yakın gelecekte yüzde 60-70'e ulaşacağını söylüyorlar. Bu arada Vietnam'a yatırım yapan tek marka Samsung değil. Intel, Nokia, Foxconn, LG gibi markalar da yatırımlarını Vietnam'a yönlendirmeye devam ediyorlar.

Sonuç olarak, Asya,  Çin'den ibaret değil. Asya'yı bir bütün olarak değerlendirmek ve kıtanın hızlı dönüşümünü ve yeniden şekillenmesini dikkate almak gerekiyor.

 

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar