Devleti 2025’te rekor faiz yükü bekliyor

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

İç ve dış borçları dolayısıyla 2025 yılında 2 trilyon liraya yakın faiz yükü bulunan devlet, günde ortalama 5,4 milyar TL dolayında faiz ödeyecek. Son yıllarda Covid 19 pandemisi, bölgesel savaşlar, küresel ekonomideki olumsuzluklar, Türkiye’de meydana gelen büyük depremlerin ağır hasar maliyeti, genel ve yerel seçimler sürecinde çeşitli siyasi kesimlere siyasi saikle verilen ödünler, EYT düzenlemesinin de etkisiyle sosyal güvenliğin hızla büyüyen yükü gibi faktörlerin etkisiyle hızla artan kamu borçlanmasının yansıması olarak devletin faiz yükünde de hızlı bir artış yaşandı.

Faizde cari yüzde 50,3, reel yüzde 28 artış

Türkiye’nin yaklaşık iki yıllık baskılama sürecinin ardından makro dengelerde yol açtığı bozulma nedeniyle yeniden yükseltmek zorunda kaldığı faiz ile serüveni devam ederken, bir yılı aşkın süredir uygulanan parasal sıkılaştırma esaslı programa rağmen kamu mali dengeleri henüz rasyonel zemine yeterince oturtulamadı. Geçmiş yılların borç mirası ve hala devam eden yüksek borçlanma ihtiyacı paralelinde devletin faiz yükünde büyüme ivmesi 2025’te de sürecek.TBMM Başkanlığı’na sunulan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi’ne göre bu yılın tümünde 11 trilyon 213,1 milyar lira olması beklenen toplam bütçe giderlerinin 2025’te 14 trilyon 731 milyar liraya ulaşması; bu kapsamda bu yıl 1 trilyon 297,8 milyar lirayı bulacak faiz ödemelerinin gelecek yıl yüzde 50,3 artışla 1 trilyon 950 milyar liraya yükselmesi öngörülüyor. Orta Vadeli Program (OVP) kapsamında 2025 yılında tüketici fiyatları (TÜFE) bazında enflasyon hedefi yüzde 17,5 olurken, mevcut borç projeksiyonlarına göre olası faiz ödemelerinde beklenen artış bunun çok üzerinde bulunuyor. Enflasyonla indirgendiğinde 2025 yılında devletin faiz ödemelerinde yüzde 28 dolayında bir “reel” artış öngörüldüğü dikkati çekiyor.

Saatte 225,7 milyon TL ödenecek

Mevcut iç ve dış projeksiyonlarına göre 1 trilyon 950 milyar lira olan devletin 2025 yılı faiz ödemeleri, kamu borçlanma ihtiyacında arızi yeni artışlar durumunda vadesi yıl içinde gelecek şekilde ekstra borçlanmalara gidilirse daha da büyüyecek. Mevcut faiz yükü göstergesi baz alındığında ise devlet gelecek yıl yapacağı toplam iç ve dış borç faiz ödemesi, ayda ortalama 162 milyar 500 milyon; günde ortalama 5 milyar 416,7 milyon, saatte ortalama 225,7 milyon, dakikada ortalama 3 milyon 761,5 bin ve saniyede ortalama 62 bin 693 TL’ye denk geliyor.

Merkezi yönetimin borcu 8,3 trilyon TL

Artmaya devam eden kamu borçlanma gereği paralelinde merkezi yönetimin toplam iç ve dış borç stoku, bu yılın ağustos sonu itibarıyla 8 trilyon 338,8 milyar liraya ulaştı. Söz konusu stokta yılın ilk sekiz ayında yüzde 41,7 oranında 2 trilyon 455,4 milyar liralık net büyüme meydana geldi. Stokun 4 trilyon 191,5 milyar lirası iç, (TL karşılığı olarak) 4 trilyon 147,3 milyar lirası ise dış borçlardan oluşuyor. Sekiz ayda iç borçlarda 1 trilyon 432,5 milyar, dış borçlarda 1 trilyon 22,9 milyar liralık artış yaşandı. İç borçların 785 milyar liralık bir bölümünü döviz cinsi borçlar oluşturuyor. Buna göre merkezi yönetimin toplam borç stoku içinde dış borç ve dövize dayalı iç borçlanma olmak üzere dövizli borçların toplam hacmi 4 trilyon 932,3 milyar liraya ulaşıyor. Toplam stokun yüzde 59,1’lik bölümünü dövize dayalı borçlar oluşturuyor.

Faizde 15 yılın zirvesi

2025 yılı için mevcut projeksiyonlara göre öngörülen faiz ödemesi tutarı, gelecek yılki toplam bütçe harcamalarının yüzde 13,2’sine denk geliyor. Gelecek yılki faiz ödemeleri, yılın tümünde elde edilecek vergi gelirlerinin yüzde 17,5’ini, toplam bütçe gelirlerinin de yüzde 15,2’sini alıp götürecek. Buna göre faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı son 15 yılın en yüksük düzeyine çıkacak. 2006 yılında yüzde 33,4 olan söz konusu oran 2011’de yüzde 16,6’ya, 2017’de yüzde 10,6’ya düşmüştü. Faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı 2025 için öngörülen düzeye göre bundan önceki en yüksek düzeyi ise yüzde 22,9’la 2010’da görmüştü. Faizin toplam bütçe harcamaları içindeki payı ile vergi ve toplam bütçe gelirindeki payları esas olarak 2019’dan itibaren yükselmeye başladı ve devam ediyor. 

Yüksek borç-faiz ilişkisi

Deneysel çalışmalar bu hipotezi her zaman desteklememekle birlikte, teorik olarak, kamu borçlanmasında meydana gelen artışın faiz oranlarını artıracağı kabul ediliyor. Bu noktada “Crowding-out” etkisini göz ardı etmemek gerekiyor. Kamu borçlanmalarındaki artışlar özel sektörün fonlara erişimini azaltıyor. Kamu sektörünün, bütçe açıklarını finanse edebilmek için yüksek faiz oranlarında borç alması, özel sektörün yapacağı harcamalar üzerinde baskı oluşturuyor. Bu durum “crowding-out” etkisi olarak değerlendiriliyor. Borç verilebilir fonların büyük bölümüne kamu kesiminin talip olması, faiz düzeyinin de yükselmesine yol açıyor. Ayrıca yüksek kamu borçlanmasının yurt içinde gelir dağılımı açısından da olumsuz etkisi bulunuyor. Bu durum, kamuya borç verenler bakımından diğer mali yönden güçsüz kesimler aleyhine bir eşitsizlik yaratıyor ve sosyal dengeyi bozuyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar