Devlet devlete rüşvet olarak Mercedes veriyor

Devlet bankaları (ve diğer bankalar) devletin parasını kendi bankalarına çekmek için devlete (valilere ve diğer kamu görevlilerine) rüşvet olarak Mercedes otomobil (ve diğer taşıt araçları) veriyor.

Bu çok çarpık, ahlaka aykırı uygulamadır.

BDDK Başkanı'ndan rica ediyorum. (Benim ricamın dikkate alınacağını sanmıyorum. Belki bir milletvekili soru önergesi verir de bir açıklama yapılır). BDDK bugüne kadar hangi bankalar, devletin parasını ele geçirmek arayışında kimlere kaç adet Mercedes (ve diğer marka araçları) rüşvet olarak dağıttığını soruştursun, belirlesin, İşin boyutu belli olsun.

Devlet bankaları bunları yapar, devleti illerde temsil eden valiler Mercedes rüşveti almayı adet haline getirir ise o ülkede rüşvetten kim şikayet edebilir ki?

Biri bitiyor. Biri başlıyor. Bu ne Mercedes aç gözlülüğüdür?

Dün Milliyet'te yer alan Onur Özkan'ın haberini okuduk.

Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan, İl Özel İdaresi'ne tahsis edilen 30 milyon TL'nin vali tarafından ihale yapılmadan bir devlet bankasına yıllık yüzde 6.5 faizle yatırıldığını iddia ederek, İçişleri Bakanlığı'na şikayette bulunmuş.

Burdur PTT Şubesi önünde açıklama yapan Arslan, "Valinin parayı bankaya yatırmasının ardında, bankanın kendisine 600 bin TL değerinde Mercedes S 350 marka otomobil  hediye etmesi var" dedi.

Kemal Arslan'ın iddialarının ardından Burdur Valiliği İl Özel İdaresi, yazılı bir açıklama yapmış. Açıklamada şunlar söyleniyor: "Burdur İl Özel İdaresi'ne ait tüm parasal varlıklar zorunlu olarak kamu bankalarında vadelendirilmektedir. Bu nakit varlık daha önce her bankada farklı meblağlarda olmak üzere üç kamu bankası arasında dağılmış durumda iken, mali ve finansal gereklilikler de göz önünde bulundurularak, tek banka ile çalışma kararı alınmış ve her üç bankaya durum ifade edilmiştir. Üç bankadan Halk Bankası tarafından getirilen teklif, kurumumuzun menfaatleri bakımından en uygun olarak değerlendirilerek, karşılıklı olarak bir protokol imzalanmıştır."

Para yatıranların menfaati yüksek faizidir. Mercedes otomobilin 600 bin TL olan bedeli kuruma ödenecek faizin aşağıya çekilmesi ile karşılanmaktadır.

Valiliğin de bir açıklaması var. Açıklamada deniliyor ki, "Valiliğimizin ihtiyaçlarından birisi olan makam aracı tedariki, alternatif kaynak arayışı çerçevesinde, sektörel rekabet içinde müşteri kazanmak için bankalarca sıkça kullanılan 'promosyon' yöntemiyle karşılanmıştır. Bahse konu araç Sayın Vali'nin şahsına değil devlete tahsis edilmiştir ve valiliğin envanterine girecektir."

Demek ki koskoca TC Devleti'nin vali beylere tahsis ettiği Mercedes'ler yetmiyor. Beğenilmiyor. Fazlası göz çıkarmaz, yepyenisi daha iyidir diyerek valiler Mercedes rüşvet peşine düşüyor.

Bir açıklama da Burdur Valiliği'ne makam aracı tahsis eden Halk Bankası'ndan gelmiş.

Bankanın savunması şöyle: "Yapılan tüm işlemler gerek Bankacılık Kanunu gerekse Özel Cari Hesaplara Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkındaki Bakanlar Kurulu kararına da uygundur. Bankamızca tedarik edilen bir aracın kamu hizmetlerinde kullanılıyor olmasından gurur duyuyoruz."

Banka devletin devlete rüşvet vermesinden gurur duyuyor da... Bizler (herhalde olan biteni anlayamadığımızdan) bu tür ilişkilerin devlete güveni zedelediğini, rüşveti olağan hale getirdiğini, banka sisteminde yozlaşmaya yol açtığını düşünüyoruz.

Rüşvetin faturasını sonunda biri öder. Bu tür rüşvetlerde fatura halka çıkıyor. Güçsüz banka müşterileri ya mevduatlarına daha az faiz alıyor, ya da krediyi daha yüksek faiz ile kullanıyor. Ya da banka hizmetlerine olağan dışı yüksek ödemeler yapıyor.

Ey Burdur halkı... Hazır olunuz. Önümüzdeki günlerde valinin bineceği 600 bin TL'lik Mercedes'inin parasını son kuruşuna kadar sizler ödeyeceksiniz.