Devlet desteğini nasıl almak istersiniz?
Sohbetimize katılan dostlarımız, ara sıra devletin ihracata vermeye çalıştığı desteklere değindiğimizi hatırlayacaklardır. İfade olarak "vermeye çalıştığı" şeklinde bir cümle kullandım ki bunu bilerek ve olayları vurgulamak için yaptım.
İhracata başladığımız ilk yıllardaki vergi iadesi çizelgelerinde bulunan ve ürüne göre değişiklik göstererek yüzde 45 seviyelerine varan destek programlarından bugüne, ihracata verilen destek köprülerinin altından epey su geçti. Bir sürü değişiklikler yapıldı ve yapılmaya da devam edilecek. İyileştirmeler yapılıyor, bürokrasi azaltılmaya ve suistimaller engellenmeye çalışılıyor. Amma velakin ödemelerdeki gecikmelerin önü bir türlü alınamıyor. Yanlış veya eksik dosya verilmesinin dışında, bürokratik çarkların yavaş işlemesi, dosya incelemesi yapanların yeterli sayıda olmayışı ve olanların da (haklı olarak) risk almamak için işi ince ayrıntılarına bakarak dosyaları değerlendirmesi işi ister istemez geciktiriyor. Anadolu sanayici ve tüccarları ile çeşitli vesilelerle yaptığımız sohbetlerde bize yöneltilen eleştiriler aşağı yukarı aynı ifadeler kullanılarak yapılıyor. "Beyefendi siz devlet desteklerini öyle güzel sunuyorsunuz ki duyanlar bunları ballı börek zannedecek. Biraz da bu destekler, başvurumuzdan ne kadar bir süre sonra elimize geçecek, ondan bahsedin" diyorlar.
Doğru söze ne denir?
Destek meselesinde birkaç farklı başlık var. Makro seviyedeki destek stratejileri üzerine değerli arkadaşımız Osman Ata Ataç sürekli fikir üretip kalem oynatıyor. Onun sözlerine kulak verip, başarılı uygulamalara imza atan başka ülkelerin dış ticaret yönetimlerine ne diyelim sizler söyleyin.
Bizim burada vurgulamak istediğimiz konu bir alt seviyedeki uygulamaların daha hızlı ve daha kolay yapılabilmesi. En çok şikayet edilen konu, dosya incelemelerinin gecikmesi ve dolayısıyla da ödemelerin gecikmesi. Ayrıca tahsisat yetersizliği de ara sıra aksaklıklara neden oluyor diye duyuyoruz. Konuyu iki ayrı başlıkta ele alalım.
İlk olarak, dosya incelemelerinde hız kazanmak ve hata payını en aza indirgemek nasıl olabilir diye düşünelim. Başvuru dosyalarının değerlendirilmesi elektronik ortamda yapılamaz mı? Değerlendirmeler için özel bir program yazılamaz mı? Orijinali veya onaylı kopyası istenilen belgeleri gören ve kabul eden personelin onayı, tüm bu onayların işlendiği bir program içerisinde yer alsa ve işlemler daha hızlı yapılsa olmaz mı? Başvuru dosyalarının tekrar kontrolü veya teftişi, sondajlama usulü ile örnekleme yapılarak olmaz mı? Bu inceleme işlerinde, biraz otomasyona gidilerek ve mümkünse özgün yazılımlar üzerinden hareket ederek çalışma yapılamaz mı?
İkinci aşamada, devletin bize ödeme yapması yerine, bize vereceği destek kadar bizden tahsilat yapmaması olamaz mı? Nasıl devlet bizlerden alacaklı ise destek ödemesini hemen o alacağına mahsup ediyor. Bu da buna benzer bir şey olsun. Kurumlar vergisi ödüyoruz, Sosyal Güvenlik primleri ödüyoruz, değişik adlar altında devlete ödediğimiz bir dolu para var. Devlet bize para vermek için ayrı tahsisat çıkarmasın, bürokrasinin içerisinde yazışmalar artmasın, işler daha kısa sürsün ve destekler de kısa yoldan yerine varsın. Bize destek tahakkuk ettirsinler, biz de bununla devlete yapacağımız ödemeleri yapmayıp desteği biraz daha kısa yoldan alalım diye düşünürüm.
Bu önerilerimiz hepsi, sistemin daha hızlı çalışması, desteklerin daha etkili olabilmesi için. Yoksa kimseyi şikayet etmek amacımız yok. Suyu taşıyan da testiyi kıran da belli zaten. Bizim daha fazla vurgu yapmamız malumun ilanından başka bir şey olmaz. Ancak bir kesimin birşeyler yapılmasını istediği ancak yapılanlardan memnun olmadığı ve diğer yanda da bir şeyler yapmak isteyip, yaptıklarıyla da memnuniyeti bir türlü arttıramayan bir tarafın olduğu garip bir durum var.
Öyleyse tartışalım ve fikir yarıştıralım ki çözümlere yakınlaşabilelim.