Devam gibi görünüyor
Hakan Tezcan / Yatırım Finansman
İMKB-100 Endeksini 09 Ocak tarihindeki dip seviyesinden itibaren üç farklı dönem başlığı altında ele alıyoruz. Endeksin 09 Ocak-09 Şubat tarihleri arasında %25 yükseliş kaydettiği bir aylık süreyi I. dönem, 09 Şubat-09 Mart tarihleri arasındaki yatay kaldığı bir aylık süreyi II. dönem ve 09 Mart tarihinden sonra başlayan dönemi ise III. dönem olarak adlandırıyoruz.
Sırasıyla Yunanistan'ın ikinci kurtarma paketinin onaylanması, ECB'nin ikinci LTRO ihalesinin sonuçlanması ve Yunan borç takası görüşmelerinin sorunsuz atlatılması endeksin I. dönemdeki yükselişini sağlayan en önemli üç beklenti olarak göze çarpıyor. İlk dönemi bu üç beklentiyi satın alarak geçiren endeks, ikinci dönemde ise bu üç beklentinin realizasyonuna bağlı olarak yatay seyretti. Fiyat grafiğinde üç küçük tepe oluşturdu ve kabaca 61.600 ile 58.800 seviyeleri arasında dalgalandı.
Endeksin bu düzeltme sürecinde ise ilk dönemdeki toplam yükselişinin sadece %23.6'lık ilk Fibo. oranındaki kısım geri alındı. Düzeltme daha fazla derinleşmedi ve üçüncü dönem olarak adlandırdığımız son dönem başladı. Bu dönemin ilk on gününde ise endeks, Ekim-2010 tarihi zirvesi ile Ağustos-2011 dibi arasındaki toplam düşüşün %61.8 Fibo. geri alım seviyesine karşılık gelen 63.000 seviyesini test etti. Teknik açıdan önemli ve "kritik" olan bu seviyeden gelen kâr satışlarını doğal ve sağlıklı buluyoruz.
Küresel piyasalar ile birlikte değerlendirdiğimizde geriye dönük fiyat gelişimini böyle özetlediğimiz endeksin; ileriye dönük olarak ise aynı bakış açısıyla yükselişine devam edebileceğini tahmin ediyoruz. İlk iki dönemde likidite ve beklenti yönetimine bağlı olarak yükselen varlık fiyatlarının, üçüncü dönemde daha ziyade ekonomik verilerdeki toparlanmaya dayalı olarak devam edeceğini düşünüyoruz. Ralliyi kaçıran yatırımcıların geri çekilme beklentilerine bir noktada son vererek yükselişe katılmak durumunda kalacağına inanıyoruz. 2007 zirvesine göre %70 değer kaybıyla işlem gören Avrupa bankacılık sektörü hisselerinin ötelenen sistemik riskler nedeniyle 2012 yılında bu kaybını telafi etmeye çalışacağını düşünüyoruz. Hâlihazırda tarihi zirvesine göre %28 değer kaybıyla işlem gören ve yurt dışı aracı kurumlar nezdinde halen görünümü yukarı yönde revize edilmeyen Türkiye bankacılık sektörü hisselerinin de bu süreçte re-rate edilerek endeksin yükselişini destekleyeceğini tahmin ediyoruz. Diğer yandan yurt dışı borsalarda işlem hacimlerinin giderek azalıyor olması, başlayacak olan ABD bilanço döneminde kârların beklentilerin altında kalma olasılığı ve petrol fiyatlarının 125 doların altına gerilememesi dikkat edilmesi gereken önemli riskler olarak ortaya çıkıyor.