Dev markalar sponsorlukta cömertleşiyor

 

Eski Yunan'da, Olimpiyat oyunları ulus-devletler arasındaki barış düşüncesini güçlendiren bir unsur oldu. 19. ve 20. yüzyılın politikacı ve düşünürleri, uluslararası spor kavramını, Avrupa'da sonu gelmeyen çatışmalara karşı bir tür "ara" olarak algıladı.

 

"Spor, savaşın yerini alması için yaratıldı" yorumlarını yapan sektör uzmanlarına göre, yükselen ekonomiler de spor organizasyonları sayesinde, dünya haritasında  barışçıl bir şekilde kendilerine yer edinebildiler. 

 

Spor organizasyonları bir yandan ülke içinde birlikteliğin gelişmesine katkı sağlarken, diğer yandan o ülkenin kendini tüm dünyaya göstermesine imkan veriyor.  

Bazılarına göre 2010 Fifa Dünya Kupası sayesinde Güney Afrika'ya hiçbiryerde kazanamayacağı imajı elde etti. Kupa, 300 bin kişiyi Güney Afrika'ya çekti. Ziyaret edenlerin yüzde 98'i Güney Afrika'dan son derece "memnun" kaldıklarını ifade ettiler; yüzde 96'sı ülkeyi arkadaşlarına tavsiye edeceğini söyledi; yüzde 90'ı ise Güney Afrika'nın beklentilerinin üzerinde olduğunu dile getirdi.

 

Geçtiğimiz sene Londra'da düzenlenen Olimpiyatlar ise, şirketlerin spor sponsorluğuna yaklaşımını büyük ölçüde değiştirdi.

 

Brand Rapport spor ve eğlence sektörüne yönelik pazarlama danışmanlığı yapan bir şirket. Şirket danışmanlarından Nigel Currie, yaşanan ekonomik resesyon ve kemer sıkma politikalarına rağmen, sponsorluk ve spor pazarlama endüstrisinin her yıl büyümeye devam ettiğini ifade ediyor. Bu büyümedeki en önemli rol de markaların spora ayırdıkları rakamlardaki inanılmaz yükseliş.

 

Eskiden şirketleri Olimpiyat Oyunları için 100 milyon doların üzerinde para vermeye ikna etmenin çok zor olduğunu söyleyen Currie, Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin Londra Olimpiyatları ile sona eren dört yıllık küresel sponsorluk programı kapsamında yaklaşık 1 milyar dolar topladığına dikkat çekiyor.   

 

 

Eskiden sponsorluğun temel hedefi, daha fazla gözükmekti. Bugün ise şirketler, satışlarını artırmak ve müşterileri ile daha yakın ilişki içinde olmak için sponsorluğa yöneliyorlar. Sponsor çekmekte ve hedeflerine ulaşırkan bu ortaklığı nasıl kullanacaklarında etkin bir rol kazanmaya başlayan önemli bir diğer unsur da, veri.

 

Sektöre yönelik yapılan araştırmalara göre, tüketici veya taraftarlara ait veriler şirketleri çok yakından ilgilendiriyor. Şirketler bu veriler sayesinde çok geniş bir kitleye ulaşma şansı elde ediyorlar.

 

Bir takımın taraftarlarına yönelik veriler, spor kulübünün ve sponsorun kurmak istediği iletişimi şekillendiriyor.

 

 

Sponsorların tüketicilerle kurdukları ilişkileri şekillendiren bir diğer unsur da sosyal medya. Sosyal medya, habercilik olduğu kadar, pazarlama sektörünü de ciddi bir şekilde değiştiriyor. İş yapış şekilleri değişirken, pazarlama şekilleri de değişiyor. 

Sektör uzmanları sponsorluğun, "sosyal evrim" gösterdiğini dile getiriyorlar. Şirketler, sponsorluk faaliyetleri sayesinde sosyal sorumluluk programlarını tüketicilere yansıtabiliyorlar. Sosyal medya sayesinde müşterileri ile daha derin ve daha yakın bir iletişim içine girebiliyorlar.

 

 

2011 yılının en büyük sponsorluk anlaşmalarına baktığımızda, ilk sırada Pepsi ile Amerikan Ulusal Futbol Ligi arasındaki 950 milyon dolarlık anlaşma geliyor. Spor alanına yönelik sponsorluklarda öne çıkan iki temel trend ise şöyle: 

 

. Yükselen piyasalar sponsorluk konusunda Avrupa ve ABD ile rekabet eder konuma geldiler.

 

. Futbol en fazla sponsorluk çeken spor dalı olmaya devam ediyor.

 

Görünen o ki 2014 yılında Brezilya'da düzenlenecek olan 2014 Dünya Kupası şirketlerin sponsorluk yarışına sahne olacak.