Destekler canlılık getirdi, 2019’da da devamı isteniyor
Ekim ayında açıklanan ve yıl sonuna kadar geçerli olan vergi indirimleriyle indirim yapılan sektörlerde belli bir canlık yaşandığı belirtilirken, vergi indirimlerinin 2019’da da sürdürülmesi isteniyor. Bu tür talepler adaletli yeni bir vergi reformuna ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.
Hazine Maliye Bakanı Berat Albayrak, ekim sonunda piyasaları canlandırmak için yıl sonuna kadar geçerli olacağını belirterek beyaz eşyada ÖTV’nin sıfırlandığını, mobilyada KDV’nin yüzde 18’den 8’e indirildiğini, otomotivde 1.6 litre binek araçlarında ÖTV’nin 15 puan düşürüldüğünü, ticari araçlarda KDV’nin yüzde 1’e çekildiğini açıklamıştı. Konutta mevcut indirimin yıl sonuna kadar uzatılacağını da belirtmişti. Bu uygulamanın ilk sonuçlarıyla ilgili değerlendirme yapan sektör temsilcileri, iyi sonuç aldıklarını belirterek, uygulamanın 2019 yılı boyunca devam etmesine dönük isteklerini dile getiriyorlar.
Otomotiv, mobilya ve beyaz eşya sektör temsilcileri ÖTV ve KDV indirimleri nedeniyle sektörlerinde canlılık yaşandığını belirtirlerken, gayri menkul sektörü temsilcileri ise sektörde panik sürecinin atlatıldığını ve markalı konut satışlarında kurun da etkisiyle yabancı ilgisinin sürdüğünü belirtiyorlar. Dün açıklanan TÜİK kasım ayı sektörel güven endeksi de inşaat sektöründe sorunun/durgunluğun sürdüğünü gösteriyor.
Bu uygulama döneminde alınan sonuçların iyi olmasında devletin kendi vergi gelirinin bir kısmından vazgeçmesi rol oynuyor.
Kura bağlı olarak artan akaryakıt fiyatları konusunda da bir süre önce, artışın vergi indirimleri ile karşılanması ve satış fiyatına yüklenmemesi konusu gündeme gelmişti. Son dönemde ise petrol fiyatındaki düşüşe ve 7.20’lere kadar yükselmiş olan doların 5.30’lara kadar gerilemesine bağlı olarak akaryakıt fiyatında da indirimler gündeme geliyor.
Bu nedenle, vakit kaybetmeden vergi konusunda gerçekçi yeni bir politikanın hayata geçirilmesi için reform çalışmalarının başlatılmasına ihtiyaç olduğu görülerek, çalışmalar başlatılmalıdır.
Güncel gelişmelere bağlı olarak sektörlere destekler verilmesi, ancak geçici bir uygulama olabilir.
Bu da her dönem zorluk yaşanan sektörlerin özel taleple, düzenlemelerle vergi indirimleriyle ayrıcalıklı uygulama isteklerinin gündeme gelmesine yol açar. Bir veya birkaç sektörün bu yoldaki taleplerinin karşılanması, farklı sektörlerin benzer taleplerle ortaya çıkmalarına yol açar.
Bunun gündemde süreklilik taşıması, sistemin düzenli işlemesini imkansız hale getirir.
Vergi afları bu olumsuzluğu en iyi şekilde ortaya koyan örnektir. Vergi borçlarını yüksek bulup ödemeyen/ödeyemeyenler hep af beklentisine girerler. Bunun sonucunda vergilerini zamanında ödeyenler her af çıktığında “enayi (!)” durumuna düşerler…
Onun için devletin bütün vatandaşlarına eşit mesafede durduğunu gösteren, aralarında ayrım yapmayan bir vergi reformunu hayata geçirmesi, bu tür olumsuzlukları ortadan kaldıracak en önemli konudur.
Doğaldır ki bu vergi reformu dolaylı vergilerin oranını düşürüp, vergi adaletini sağlayıcı bir yapı içermelidir.
Bu tür bir vergi reformunun hayata geçirilmesi, hem bugün olduğu gibi sürekli sektörel ayrıcalık taleplerini sonlandıracaktır hem de vatandaşların adil bir vergi uygulaması ile yönetildiklerine inançlarını artıracaktır.