Despacito: Euro ile doların dans ritmi ve Türk ihracatı
Sonbaharın başlangıcı ABD merkez bankası konumundaki Fed’in kritik kararlarını aldığı dönemdir. Bu hafta içerisinde Fed’in faiz indirim döngüsüne başlaması bekleniyor. Atlantik’in karşı yakasındaki denginden güç alan ECB geçtiğimiz hafta faiz indirim döngüsünde bir adım daha attı. ECB, yoluna devam ediyor.
Fed ve ECB’nin indirim döngülerinde eşgüdüm sergilemeleri lazım. Euro’nun ABD Doları karşısında fiyatı, iki kıtadaki faiz makasından etkileniyor. ECB’nin Fed’i beklemeden peş peşe faiz indirmesi Euro’yu baskı altına alabilirdi. Tam tersi şekilde Fed’in “jumbo” diye nitelenen 50 baz puan ya da üzerinde adımlar atması euroyu güçlendirebilir.
Avrupa, doğal ihracatçı özelliğinde. Yüksek tasarruf fazlası ile birleştiğinde euro, suya atılmış duba gibi davranıyor. Yüzeye çıkmaya meyilli.
Salgın öncesi dönemde euronun ABD Doları karşısındaki doğal dengesi 1,20 civarında kabul edilirdi. Negatif faize rağmen Euro, ABD Doları karşısında “parite” diye nitelenen 1 seviyesinin altında kalıcı şekilde fiyatlanmadı.
Salgın sonrasında Alman sanayisi tekledi. Yine de makroekonomik temeller açısından rüzgâr eurodan yana esiyor. IMF, Dünya Bankası ve benzer çok-uluslu kurumlar, uluslararası yatırım bankaları euronun güç kazanabileceği görüşünde. Yeni doğal denge 1,15 civarında şekilleniyor. Bloomberg terminalinde tahminler 2026 yılında Euro-dolar çaprazının 1,16’ya yükseleceği yönünde.
Euro-dolar kur çaprazı, küresel ticaret hadlerini belirleyebiliyor. Euronun değeri Türkiye’nin “Dolar ithalat – Euro ihracat” modelinin göbeğinde. Euronun değeri iki kanal üzerinden Türkiye ihracatını etkiliyor:
1-elir ve hacim etkisi: Avrupa’da artan alım gücü toplam talep koşullarına yansıyor.
2-Fiyat etkisi: Euronun değer kazanması Türk mallarını Avrupa pazarlarında cazip hale getiriyor.
Türkiye, ihracatının önemli bölümünü Avrupa ülkelerine sevk ediyor. Otomotiv, tekstil, kimyasal ürünlerin ana pazarı Avrupa. Avrupa endüstrisinin değer zincirinde Türkiye imalatı kritik. Haliyle Avrupa’da alım gücünün değişiminin Türk mallarına talebi doğru orantılı etkilemesi beklenir.
Güçlenen euronun Türk ihracatına yaklaşık iki çeyrek gecikmeyle etkisini gösterdiği söylenebilir. Avrupa’daki alım gücü değişimi ile toplam üç çeyreklik bir zaman dilimi içerisinde Euro’nun değeri Türk ihracatında kendisini hissettiriyor:
Regresyon analizi sonuçlarına göre,
1-Euro-dolar kur çaprazındaki her %1’lik artışın yaklaşık iki çeyrek içinde Türk ihracatına %0.3 oranında katkı sağladığını (fiyat etkisi),
2-Euro Bölgesi özel hanehalkı tüketimindeki her %1’lik artışın ise Türk ihracatında %0.6’lık bir artışa yol açtığını (gelir ve hacim etkisi) görüyoruz.
Bu iki değişken, Türk ihracatındaki değişimin %51’ini açıklamaktadır. Analiz sonuçlarımız istatistiksel açıdan anlamlıdır. t istatistiklerinin (p-değerleri) %1’in altında çıkması, bu ilişkilerin güçlü ve güvenilir yapısını göstermektedir. Ayrıca, Durbin-Watson istatistiğinin 2 civarında çıkması, modelimizin sağlamlığına ve verilerin bağımsızlık varsayımını karşıladığına işaret etmektedir.
Euro ve Türk ihracatı etkileşimi, tıpkı müzikteki “de-kreşendo” gibi yavaş, kademeli hissedilir. Başlangıçta fark edilmeyebilir. Zamanla artan bir rekabet avantajı sunar. Türk ihracatçılarının Avrupa pazarında daha fazla yer edinmesine olanak tanır. Üstelik regresyon analizini destekleyecek şekilde bir vektör oto-regresyon (VAR) koşulabilir. Euro – dolar kur çaprazındaki 1 standart sapma şok (~%9,4 ya da seviyeden ~15 kuruş bir günde değişim!) Türk ihracatı üzerinde 10 çeyrek (= 2,5 yıl) sürecek zaman dilimi içerisinde %62,5 etkiye sahip. Bu etkiye Avrupa’nın artan toplam talebi de dahil. Yani hem gelir hem de fiyat etkisi hesaba dahil.
Luis Fonsi’nin dünyaca ünlü şarkısı “Despacito1”, İspanyolca “yavaş” anlamına gelir. Şarkıcı “despacito”yu telaffuz ederken sesini kısar, müzik yavaşlar. Güfte, besteyi anlatır2. “Dinamik değişim3” kapsamında bu teknik “de-kreşendo”yu andırır. Enerjisi yüksek bir dans şarkısında hızı kesip “de-kreşendo” yapmak aslında atmosferi yoğunlaştırır. Dinleyicilerin kendilerini müziğe kaptırmalarını sağlar. ECB’nin Fed ahenkli, ağırdan alan faiz hamleleri Euro’nun stabil kalmasını sağlıyor. Euro’nun istikrarı ve potansiyel değer kazanımı Türk ihracatçılar için yavaş ve kademeli bir fırsat demek.