Derin sahtekarlık!
1997 yapımı aksiyon dolu Face/Off (Yüz Yüze) filmini hatırlayanlar vardır. John Travolta ve Nicolas Cage'in başrollerini paylaştığı bu filmde, iki karakterin yüzleri değiştiriliyor ve teknoloji bize kimliklerin taklit edilebileceğini gösteriyordu.
O zamanlar bu sahneler bilim kurgu gibi görünüyordu ama bugün geldiğimiz noktada, gerçekten de bir başkasının kimliğine bürünmek için sadece iyi bir makyaja ya da plastik cerrahiye ihtiyacımız yok. Yapay zeka destekli deepfake (derin sahtekarlık) teknolojileri, sosyal mühendislik yöntemleri ve dijital dünya, kimliğimizi ve varlıklarımızı her zamankinden daha fazla tehdit ediyor.
Dijital sahtekarlıkların artışı
AuthenticID tarafından yeni yayımlanan 2025 Kimlik Dolandırıcılığı Raporu'na göre, kimlik hırsızlığı ve dolandırıcılık taktikleri son yıllarda çarpıcı bir şekilde değişti. Eskiden dolandırıcılar, sahte kimlik belgeleri ve basit yöntemlerle insanları kandırırken, şimdi yapay zeka, deepfake teknolojileri ve sosyal mühendislik tekniklerini kullanarak hiç olmadıkları kadar etkili hale geldiler. Rapora göre, yalnızca 2024 yılında onaylanmış ve şüpheliler dahil toplam dolandırıcılık oranı %2,10'a yükseldi. Bu, son üç yılın en yüksek seviyesi.
Bunun en büyük nedenlerinden biri, yapay zeka destekli dolandırıcılıkların artışı. Raporda, şirketlerin %46’sının deepfake ve yapay zeka kaynaklı dolandırıcılıkta bir yıl içinde artış gördüğünü belirttiği, %50’sinin seviyelerin sabit kaldığını ancak tehditlerin büyümeye devam ettiğini söylediği vurgulanıyor. 2027 yılına kadar yapay zeka destekli dolandırıcılığın 40 milyar dolar zarara neden olacağı tahmin ediliyor.
Deepfake teknolojisi sayesinde dolandırıcılar, gerçek insan gibi görünerek şirketleri kandırabiliyor. Örneğin, bir çalışanın patronunun sesiyle para talep eden sahte bir video oluşturarak milyonlarca dolar kaçırılabiliyor. Rapora göre, bu tür dolandırıcılık vakalarının %96’sı şirketler için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Finans sektörü en büyük hedeflerden biri
Dolandırıcıların en çok hedef aldığı alanlardan biri finans sektörü. Rapora göre, bankaların rapor ettiği dolandırıcılıkların %50’si kimlik hırsızlığı kaynaklı. Özellikle hızlı ödeme sistemleri dolandırıcılar için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Dolandırıcılar saldırılarını belirli zaman dilimlerinde yoğunlaştırıyor. Özellikle hafta sonları ve tatil dönemlerinde, insanların dikkatinin dağınık olduğu anları hedef alıyorlar.
Ayrıca, günün erken saatleri veya geç saatlerinde, işletmelerin savunma mekanizmalarının zayıf olabileceğini düşünerek saldırılarını artırıyorlar.Yetkililere göre, bankaların %67’si güvenlik önlemlerini artırmaları gerektiğini düşünürken, %49’u mevcut sistemlerinin yeterli olduğuna inanıyor.
Ancak, tüketici güvenliği konusunda en çok beklenen özelliklerden biri güvenli kimlik doğrulama sistemleri. Bu anlamda teknoloji hem yara hem de yara bandı. İşletmeler, yapay zeka destekli dolandırıcılık tespit sistemleri kullanarak, sahte kimlik belgelerini ve biyometrik verileri daha etkili bir şekilde tespit edebilir durumda. Ayrıca, çalışanların ve müşterilerin siber güvenlik konusunda eğitilmesi, sosyal mühendislik saldırılarına karşı farkındalığın artırılması da büyük önem taşıyor.
Güçlü kimlik doğrulama yöntemleri daha da önem kazanıyor. Ayrıca, sahtekarlıkları tespit etmek için yapay zeka kullanan şirketler dolandırıcılık vakalarını tespit etmede %90 oranında daha başarılı olduğu raporda vurgulanmış. Raporun önemli bulgularının da vurguladığı gibi, teknolojinin sunduğu avantajları kullanarak siber güvenlik önlemlerimizi güçlendirebilir ve dolandırıcılara karşı bir adım önde olabiliriz. Güvenli şifreleme sistemleri, çok faktörlü kimlik doğrulama, sürekli eğitim programları ve farkındalık ile hem bireysel hem de kurumsal güvenliği artırabiliriz. Güzel bir gelecek için…