Deri sanayicileri kurban bayramı öncesi çözüm bekliyor
Ramazan AYTEKİN - Deri Sanayicisi Dfif Platformu Başk.
Ersen DALGIÇ - Mali Müşavir Dfif Platformu Sekreteri
Malum olduğu üzere 17.Ağustos.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı'yla; kromlu yarı mamul deri ihracatının FOB bedeline %40 Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) getirilmiştir. Bu karar sadece deri ihracatçısını değil yan sanayiyi, deri çalışanını ve aileleri de mağdur etmiştir. Yüzbinler bu karardan olumsuz etkilenmiştir. Bu nedenle bu karardan en kısa zamanda vazgeçilmelidir.
Bu karardan sonra derinin kıymeti düşmüş, işletmelerce üretim isteği azalmıştır. Deri cazibenin olmadığı, alan-satanın olmadığı bir ürün haline gelmiştir. Bu durum sektörü bitirecektir. Tehlikenin farkına varılmalı, bu karardan vazgeçilmelidir. Bakanlar Kurulu'nun DFİF kararından sonra ülke çapında istihdamda azalma olmuştur. Bir işletmenin en önemli amacı satış yapmaktır. Şayet bu gaye engelleniyorsa işletmelerde daralma olması kaçınılmazdır
Bu karar ayakkabıcı ve deri konfeksiyoncuların talepleri doğrultusunda gerçekleşmiştir. Devlet şöyle yanıltılmıştır; “ham ya da yarı mamul deri ihracatı yerine katma değeri daha yüksek olan ayakkabı ve deri konfeksiyon olarak ihracata yönelim sağlanmalıdır. Böylelikle ülkeye daha çok döviz girdisi sağlanacaktır” denilmiştir. Devletimiz bu taleplerin etkisinde kalmış ve 17.08.2017 tarihinden itibaren Ham Deri ve Kromlu Yarı Mamul Deri ihracatına büyük sekteye uğratacak kararı uygulamaya başlamıştır.
Şurası bilinmelidir ki dünyada ve ülkemizde sadece katma değeri yüksek mallar satılmamaktadır. Birçok ilk madde ve malzemenin, hammaddenin, ara malların da satışı da yapılmaktadır. Dünyanın düzeni böyledir.
Madem öyleyse kütük demir ve çelik satışı da engellensin. Onun yerine demirden ve çelikten mamul nihai ürünler satılsın!
Madem öyle buğday satılmasın. Makarna ya da bisküvi satılsın!
Madem öyle iplik ya da kumaş satılmasın. Katma değeri da ha yüksek takım elbise satılsın!
Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Şüphesiz bütün bunlara hiç kimse “tamam böyle olsun” diyemez, çünkü akla mantığa aykırıdır. Kısacası dünyada ilahi bir işbölümü vardır ve herkes üzerine düşen görevi yapmaktadır.
Yarı mamul deri ihracatında katma değer yoktur denilemez. Karar öncesi 1.5 dolara alınan deri 3.5 dolar. İşçilik, kimyevi madde ve diğer masraflar yapıldıktan sonra 6 ya da 6.5 dolar civarında satılmaktadır. Bundan başka ayrıca yünü satılmaktadır. Yün dâhil 7.5 dolar. satılan bir deriden katma değer elde edilmiş sayılmaz mı?
Bir hayvanın eti, sütü, derisi, yünü, işkembesi, bağırsağı, bacakları kısacası her şeyi para etmektedir. Derisinin para etmemesi, değersiz olması, alanın-satanın olmamasında bir tuhaflık yok mudur? Bu konu çözülmelidir!
Şu anda hamderi ihracatçısı ve bilhassa kromlu yarı mamul deri ihracatçısı cezalandırılmıştır. Bu kararın alınmasıyla güya ayakkabı ihracatı çok artacaktı. Şayet koyun derisine fon konulursa Katma Değeri daha yüksek olan ayakkabı ihracatının artacağı hatta 2017 yılsonunda 1 milyar dolara ulaşacağı iddia edilmiştir.
2017 yılı Mart ayında 100 milyon dolar olan ayakkabı ihracatı DFİF kararı sonrası aynı yıl Eylül ayında 50 milyon dolar, 2018 yılı Haziran ayında ise 53 milyon dolar olmuştur. Yani ayakkabı aylık ihracatlarda yükseliş değil, düşüş bile yaşanmıştır. Hal böyle olunca yarı mamul koyun derisi ihracatçısı cezalandırılmıştır.
Kısacası DFİF kararı hiç kimseye fayda sağlamamış. Kromlu deri ihracatına getirilen %40 fon bilhassa ayakkabı üreticilerinin talebi üzerine getirilmiştir. Ayakkabı ihracatında, giysilik deri ihracatında patlama yapacağız diye deri sanayicinin satışlarına adeta ambargo konulmuştur. Bunun neticesinde bir hata yapılmıştır. Ülkemizde ayakkabılar koyun derisinden yapılmamaktadır. Halen ayakkabılar dana ve keçi derisinden imal edilmektedir. Böylesine önemli bir hata yapılmıştır. Bu hatadan konu daha fazla uzamadan dönülmelidir. Kromlu yarı mamul deri ihracatına konulan %40 fon kaldırılmalıdır.
Yarı mamul deri ihracatına fon uygulaması başka ülkelerde de mevcuttur örneğin Hindistan ve Pakistan’da da bu şekilde uygulama vardır denilmektedir. Bizim ülkemiz bu ülkelerle kıyas yapılamaz. Şayet mukayese yapılacaksa İtalya ile İspanya ile karşılaştırılmalıdır. Bu ülkelerde ise böyle sınırlamalar yoktur.
Şüphesiz bazı malların ihracı yasaklanabilir, ya da izne tabi olabilir. ancak deri sanayicisinin ürettiği mallar bu cümleden değildir.
Türk ham derisi son zamanlarda dünyanın en ucuz derisi haline gelmiştir. Düşük fiyatlar kromlu deri ihracatı yapma şansını artırmıştır. Mevcut durumda Türk derisi aynı kalite standardındaki dünya piyasasındaki derilere göre en az %40-50 daha ucuzdur. DFİF kararı sonrası deri daha da değersizleşmiş adeta alan satanın olmadığı bir ürün haline gelmiştir.
Halen koyun derisi fiyatı 3 TL, dana derisi ise ise kg. fiyatı 2.5 TL’den zor alıcı bulmaktadır. Geçen yıl ki Kurban Bayramı sonrası yapılan Türk Hava Kurumu deri ihalesine eski rağbet olmamıştır.
Şayet DFİF kararı yakın zamanda çözülmezse önümüzdeki Kurban Bayramı'nda kesilen kurbanlıkların derileri para etmeyecek, milli servetimiz deri tuzlanmayıp adeta çöpe gidecektir.
Dünya deri sektörünün öncü ülkelerinden İspanya, İtalya, Portekiz vb. ülkelerde kromlu derinin ve ham derinin ihracatı serbesttir. Bu ülkeler ham ve kromlu derilerini ihraç ettikleri gibi ülkemizden de kromlu deri satın almaktadırlar. Bu ülkeler mamul hale getirdikleri derilerini ülkemiz deri üreticilerinden daha rekabet edici vaziyette pazarlamaktadırlar. Bu durum şunu göstermektedir: Demek ki nihai gaye olan bitmiş deri ihracatı kromlu deri fiyatlarıyla bağlantılı olmayıp, üretimde ileri teknoloji kullanımı ve verimli üretim teknikleri kullanmaya bağlıdır. Demek ki bu işler korumayla, ek vergiyle olmamaktadır.
Kromlu deri üretimi de sonuçta bir istihdam ve işgücü sağlamaktadır. Süreklilik vardır. Sadece birkaç ülkeye değil birçok ülkeye satılabilen, ülkeye döviz girdisi sağlayan, birçok kişinin geçimini sağladığı işletmelerde üretilmektedir.
Halen dünya piyasalarında olan kriz herkesin malumudur. Son dönemlerde Rusya ve Ukrayna pazarlarında yaşanan krizle Türk deri tabakhaneleri etkilenmiştir. Halen yarı mamul ve bitmiş olarak ihracat yaparak ayakta kalmaya çalışmaktadırlar. Ülkemiz ham derileri dünyadaki en kaliteli deri cinslerindendir. Fiyatı da diğer ülke fiyatlarına göre uygundur.
Fon konulmak suretiyle fiyatlar düşmüş deri değersiz ve itibarsızlaşmıştır.
Deri sektörünün sıkıntılı sürecindeki tek sorunun sektör içindeki %5-10’luk paya sahip olan kromlu deri ihracatı olarak görmek büyük yanılgıdır.
Bizler halen, Avustralya, Katar, İngiltere, Almanya, Romanya, Norveç, Bulgaristan, Bosna-Hersek gibi ülkelerden ham deri ithal etmekteyiz. Buralardan yarı mamul deri ithali de serbesttir. İthalatında KDV Hariç hiçbir vergi de yoktur. Nitekim DFİF kararında etkili olan çevreler halen buralardan ithalat yapmaktadır. (Yani bu karardan sonra Uşak’tan Isparta’dan, Kula’dan, Gönen’den mal alımı yapmaya başlamamışlardır.)
Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi enflasyon, diğeri işşizliktir. Çok şükür enflasyonun beli büküldü. Devletimiz İşsizlik konusunu da çözmek için her türlü çareyi uygulamaya koyuyorlar. 2017 yılında ilave istihdam edilen her çalışanının vergi ve SGK primini devletimiz ödedi. Yakın zamanda çıkan düzenlemeyle 2018 yılında da bu uygulama devam edecek. Devletimiz böyle fedakârlık yaparken sanayiciye düşen görev de 1’e karşılık 5 personel çalıştırmak olmalıdır.
Fakat 17.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren DFİF kararından sonra birçok deri sanayicisi mal satamaz oldu. Hal böyle olunca birer birer işçi çıkarmaya, ya da fabrika kapatmaya başladılar. Çünkü eşyanın tabiatı bunu gerektirir.
Mevcut kapanan tabakhanelere yeni tabakhaneler eklenecektir. Yıllardır ülke ekonomisine katkı sağlayan deri sektörüne telafi edilmesi zor sıkıntılara sokacaktır. Ülkemizin bazı yöreleri bu sorun nedeniyle sıkıntılar yaşamaktadır. Uşak, Çorlu, Isparta, Kula, Gönen tabakhanelerinde sıkıntılar had safhadadır.
Birileri daha ucuza mal almak için birçok kişinin ekmeğiyle oynayabilir mi? Devletimiz buna daha fazla müsaade etmemelidir!...
Deri sanayicileri yeni oluşan devlet teşkilatından memnuniyet duymaktadır. 17.Ağustos.2017 tarihinde yürürlüğe giren DFİF kararının gözden geçirilerek önümüzdeki Kurban Bayramından önce kaldırılması ülke menfaatine olacaktır. Ümit edilmektedir ki fazla sürüncemeye kalmadan bu karardan vazgeçilecektir. Aksi halde ülkemizin köklü sektörü olan deri sektörü bitme noktasına gelecektir.