Derecelendirme kuruluşlarının analiz kriterleri…

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

GENCE KAYACIK - SGK eski Başmüfettişi

Derecelendirme kuruluşları, kurumlar ve onların borçlanma işlemlerine özgü iş modeli ve finansal riskleri değerlendirebilmek için hem nitel hem de nicel analizleri kullanırlar. Nitel analiz kapsamında bir kurumun içinde bulunduğu endüstri, iş ortamı, pazardaki konumu, yönetim ve muhasebe uygulamaları ile alakalı riskler değerlendirilir.

Derecelendirme kuruluşları bir kurumun ratingini içinde bulunduğu endüstrinin dinamikleri tahtında belirler, dengeli bir kredi kalitesi değerlendirmesine ulaşmak için ilgili endüstrinin risk karakteristiğini inceler. Düşüşte olan, yüksek rekabetin görüldüğü, sermaye yoğun, dönemsel ve volatil endüstriler düşük rekabetin görüldüğü, girişin zor olduğu, ulusal değil uluslararası rekabetin içindeki ve öngörülebilir talep düzeylerine sahip durağan endüstrilere göre niteliği gereği daha riskli kabul edilirler. Önemli endüstri gelişmeleri, ilerideki performans üzerine olan olası etkileri tahtında göz önüne alınırlar.

Derecelendirme kuruluşları sosyal, demografik, regülâsyona ve teknolojiye ait değişiklikler sonucunda bir kurumun iş ortamında oluşabilecek olası riskler ve fırsatları araştırır. Rekabetçi pozisyonun korunması için gerekli coğrafi çeşitlenme ve endüstri büyümesi veya konsolidasyonundaki eğilimlerin etkilerini incelerler. Fiyat baskısı yaratabileceği ve böylece karlılığı eritebileceği için ‘endüstrideki kapasite fazlası’ önemli bir konudur. Ayrıca, büyüme ihtiyacını ve ilave sermaye harcamasını belirleyecek endüstrinin yaşam döngüsündeki evresi ve ürün segmentlerinin büyümesi - ömrü de önemlidir.

Önemli pazarlardaki konumu, ürün hâkimiyetinin düzeyi ve fiyatları belirleme kabiliyeti gibi faktörler bir kurumun rekabetçi baskılarla başa çıkabilme kabiliyetini belirler. Yüksek düzeyde bir faaliyet performansının korunması genellikle ürün çeşitliliği, satışların coğrafi dağılımı, ana müşteri ve tedarikçilerin çeşitliliği ve karşılaştırılmalı maliyet pozisyonuna bağlıdır. ‘Boyut’ operasyonel verimlilik, finansal esneklik, rekabetçi pozisyon ve büyük ölçekte üretimden sağlanacak önemli avantajlar getirirse bir faktör olabilir.

Derecelendirme kuruluşlarının ‘yönetim kalitesi’ değerlendirmeleri; kurumsal strateji, risk toleransı, fonlama politikaları ve kurumsal yönetime yoğunlaşır. Yönetimin, ilerideki performanstan taviz vererek kısa dönem gelirleri maksimize eden hızlı büyümeye odaklı agresif bir stilinin mi yoksa uzun vadede nakit akımını optimize etmeye yönelmiş muhafazakâr bir stilinin mi olduğunu belirlemek için ‘kurumsal hedefler’ değerlendirilir. Büyümenin finansmanında kullanılan borç ve sermayenin karışımı, borçlanma işlemini gerçekleştirecek kurumun artan borç düzeyini destekleme kabiliyeti göz önüne alınan önemli faktörlerdir. Kurumun organik büyümesinin finansmanının tarihsel biçimi yönetimin risk toleransı hakkında bilgi verir.

Yönetim kalitesinin herhangi bir değerlendirmesinin sübjektif bir olgu olmasına rağmen zaman içersindeki finansal performansın değerlendirilmesi daha objektif bir araçtır. Derecelendirme kuruluşları, yönetimin sağlıklı iş ve ürün yelpazesi yaratma, operasyonel verimliliği koruma ve pazardaki konumu güçlendirme kabiliyeti bağlamında performansını değerlendirir. Ayrıca ilerideki büyüme planları ve bunlarla alakalı finansal projeksiyonlar değerlendirilirken yönetimin geçmiş projeksiyonlarının ve daha önce açıklanan stratejilerinin gerçekleşmesine büyük önem verilir.
Derecelendirme kuruluşları kurumların mali tablolarının denetimini yapmazken ana muhasebe ilkelerini ve bunların kurumların finansal performansını hangi oranda doğru yansıttığını incelerler. İlgili alanlara; konsolidasyon esasları, değerleme politikaları, stok değerleme metotları, amortisman metotları, gelirlerin muhasebeleştirilmesi ve karşılık ayırma uygulamaları, kıdem tazminatı karşılığı, şerefiye itfası ve bilanço dışı kalemler dahildir. Genel amaç; muhasebe uygulamalarının ‘saldırganlığını’ ölçmektir.

Nicel finansal analizleri kapsamında derecelendirme kuruluşları nakit akışı metrikleri olan gelirler, teminat ve borç düzeylerine önem verir. Faaliyetlerden elde edilen nakit akımı kurumdışı sermaye kaynaklarına göre daha güvenli bir kredi koruması sağlar.

Derecelendirme kuruluşlarının nicel analizleri kurumların faaliyet stratejileri, varlık satın almaları ve elden çıkarışları, borçlanma hedefleri, temettü politikaları ve finansal amaçlarına yoğunlaşır. Bu analiz için en önemli olan; nakit akımı temelinde karlılık ve teminat düzeyini ölçen rasyolarca yansıtılan, kurumların nakit yaratma kabiliyetidir. Bu kredi koruma metriklerinin sürdürülebilirliği bir kurumun faaliyetlerinin, rekabetçi pozisyonunun ve fonlanma kabiliyetinin gücünü belirlemek için süreç içerisinde değerlendirilir.

Faaliyet tesislerinin & büyümenin korunmasını, sermayeye ulaşımı ve iş hayatındaki aşağı yönlü hareketlere dayanma kabiliyetini etkileyen gelirler ve nakit akımı, bir kurumun mali sağlığının belirlenmesinde kilit unsurlardır. Derecelendirme kuruluşları bir kurumun ana iş kollarından elde ettiği gelirlerin ve nakit akımının stabilitesine yoğunlaşır. Faaliyetlerden elde edilen sürdürülebilir nakit akımı bir kurumun dış finansmana dayanmaya ihtiyaç duymadan borç geri ödeme, faaliyetlerini finanse etme ve sermaye artırımı kabiliyetlerini garanti altına alır.

Derecelendirme kuruluşları bir kurumun dış finansmana bağımlılık düzeyini belirlemek için sermaye yapısını inceler. Bir kurumun borç düzeyinin kredi yapısına etkileri değerlendirilirken onun iş ortamının yapısı ve faaliyetlerinden elde ettiği ana fon akımları gibi faktörler göz önüne alınır.

Genel olarak kurumların faaliyetlerinden serbest nakit akımı elde etme kabiliyetlerine dayanan ‘finansal esneklik’ önemli bir rating faktörüdür. Finansal esnekliğe sahip olmak bir kuruma borç geri ödemeleri yükümlülüklerini gerçekleştirebilme ve volatil dönemleri kredi kalitesini erozyona uğratmadan yönetebilme kabiliyeti sağlar. Daha muhafazakâr şekilde sermayelenmiş bir kurum finansal olarak daha esnektir. Varlıkları hızlı elden çıkarabilme ve harcama planlarını revize edebilme kabiliyeti, güçlü bankacılık ilişkileri ve sermaye – borç piyasalarına hızlı erişim finansal esnekliğe katkı yapan diğer faktörlerdir. Taahhüt edilmiş, uzun vadeli banka kredileri ek güç sağlar. Öte yandan, kısa vadeli kredilerin sermaye yapısında büyük yer tutması ise finansal esnekliği azaltan bir unsur olarak görülür.

Derecelendirme kuruluşları kurumların değerlendirilmelerine ilaveten gerçekleştirdikleri onların bireysel borçlanma işlemlerinin değerlendirilmesinde, geri ödemenin önceliği ve temerrüt halindeki olası tahsilât gibi ilave bilgileri de göz önüne alır. Bireysel bir borçlanma işleminin ratingi, teminatın miktarı – diğer taahhütlere göre önceliği ve sermaye yapısının diğer unsurlarına dayanarak ilgili borçlu kurumun ratinginden düşük, yüksek veya eşit olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar