Deprem vergisi konusunda netleşen ve cevap bekleyen konular
Değerli okurlar, bildiğiniz üzere 7440 sayılı kanun ile indirim ve istisnadan yararlanan mükellefler için deprem vergisi (ek vergi) yükümlülüğü getirildi. Geçen hafta 2020 Kurumlar Vergisi beyanname formatında yapılan değişikliklerle bir kısım soruların cevapları, dolaylı olarak da olsa verilmiş oldu. Ek vergi (deprem vergisi), 2022 yılı kazançlarının, indirim ve istisnaya tabi tutulmuş veya indirimli oranla vergilenecek olan matrah unsurlarından bir kerelik alınmak üzere kurgulanmış.
Tabi ki olağanüstü bir durum ve bu durumun getirdiği, hızlıca yapılan bir düzenleme söz konusu. Mükelleflerin büyük bölümü, bu konuda sorunları gündeme getirirken böyle bir dönemde, küçük mali çıkarların peşinde koşuyormuş gibi algılanma endişesi taşıyor. Kanun yeterince tartışılamadan çıktığı için, amacı dışında sonuçlara yol açtığı endişesi teknik sorunlara ve açıklığa kavuşturulması gereken hususlara yol açmıştır.
Netleşen hususlar
1-2022 Kurumlar Vergisi Beyannamesi ile beyan edilecek.
2-Tek tek beyannamede hangi indirim ve istisnaların vergiye tabi oldukları gösteriliyor.
3-Geçmiş yıl zararlarının 2022 matrahından indirilmesi halinde ek vergiye tabi olmayacağı netleştirilmiş oldu.
4-Karşılık iptalleri, muhasebe yöntem farklılık düzeltmeleri, bir önceki dönemde vergilenmiş olma vb. nedenlerle, bu senenin beyanında dikkate alınmaması gereken tutarların (teknik indirimlerin) tabi olmayacağı netleştirilmiş oldu.
Halen netleştirme bekleyen hususlar
1-ÇVÖA açısından konunun değerlendirilmesi
Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşması’na taraf bir ülkeden elde edilen ve anlaşma gereği Türkiye’de vergilenmemesi gereken ve bu nedenle de matrahtan indirilen tutarların vergilenmeyeceği hususunun tebliğ ile netleştirilmesi gerekmektedir.
2-İstisnadan vazgeçilebilip vazgeçilemeyeceği
2022 yılında zarar eden ve veya geçmiş yıl birikmiş zararları olan kimi mükellefler bu sene için, zarar olsa dahi (zararı artırma şeklinde) dikkate alınacak indirimlerden vazgeçebilme opsiyonunu değerlendirmektedirler.
3-Emisyon primi istisnası
Özü itibariyle bir gelir değil sermaye kalemi (öz varlık unsuru) olan emisyon primleri, Kurumlar Vergisi Kanunu’nda istisna olarak sayılması nedeniyle sorun yaratmaktadır. Vergi literatüründe, ilk günden beri emisyon primlerinin bir sermaye kalemi olduğu, gelir olmadığı ittifakla hemfikir olunan bir konu olmuştur.
Bu konu Mali İdarenin VUK 3 çerçevesinde yapacağı tebliğ açıklaması ile çözülebilecek niteliktedir.
4-İştirak kazançları istisnası
İştirak kazançları istisnası bir önceki kurum bünyesinde vergilenmiş olması nedeniyle ikinci kurumda mükerrer olarak vergilenilmemesi için getirilmiş bir müessesedir. Bu nedenle de diğer istisna ve indirimlerden farklıdır.
Kurumun 2022 yılındaki faaliyetlerinden elde edilip istisna tutulmuş, vergilenmemiş bir kazanç değildir. Hele zincirleme dağıtım varsa, aynı kazanç transfer duraklarının sayısı kadar mükerrer vergilenme potansiyeli yaratacaktır.
Bölgede yatırımı olanlar
Yasa deprem bölgesi mükelleflerini vergiye tabi kılmamıştır. Ancak, çok sayıda bölgede büyük ölçekli üretim tesisleri olan, merkezleri bölge dışında olması nedeniyle ek vergi mükellefi durumunda olan mükellef vardır. Bu mükelleflerin durumu da çözülmelidir.
Anayasaya aykırılık iddiası ile çok sayıda mükellef yargıya gitmeye hazırlanıyor
- Zarar dahi olsa uygulanan indirimler üzerinden vergi alınması, Anayasamızın mali güce göre vergi alınması ilkesine aykırılık teşkil etmektedir.
- Eşitlik ilkesine aykırılık söz konusudur.
Vergi tüm kurumlar vergisi mükelleflerine uygulanmadığı gibi, indirim ve istisnaların tamamına da uygulanmamıştır. Sınırlı bir grup kurumlar vergisi mükellefinden alınmaktadır.
- Hukuki güvenlik ilkesi zedelenmektedir.
- Belirginlik ilkesine aykırılık söz konusudur. Devletin taahhüt ettiği teşviklerle (32/A İndirimli Kurumlar Vergisi) yatırım yapan şirketler tüm yatırım sürecini etkileyebilecek yüklerle karşı karşıya kalmışlardır.
2022'de FGK da dava edilmeye devam edilecek Geçen sene açılan davalar devam ediyor. Özellikle 2021 öncesi alınan borçlar nedeniyle FGK 'ya tabi olunulması hususu başta olmak üzere FGK davaları da devam edecek görünüyor.
Keşke Bakanlık bir durum değerlendirmesi yapıp en azından sorunların bir kısmını bir tebliğ açıklaması ile çözüp gereksiz ihtilafları önlese.