Denizli, Türk futboluna renk getirdi. En çok da moru…

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

 

Galatasaray-Beşiktaş derbisi üzerine hakem Cüneyt Çakır'ı görmezden gelerek bir yorum yapmak mümkün müdür, bilemiyorum. Evet, maçı 4-2'ye getiren penaltı kararı bence külliyen yanlış. "Bana ilk faulümde sarı kart gösterdin" demeye çalışan Delgado'yu sırf eli havaya kalktığı için oyundan atma şekilciliğine düşmek de ciddi bir hata sayılabilir. Zorlarsanız "Cüneyt Çakır maçı Galatasaray'a hediye etti" bile diyebilirsiniz. Ancak tüm bu yorumlar Beşiktaş'ın kalitesiz bir futbol takımı haline geldiği ya da getirildiği gerçeğinin üzerini kapamaya yetmez. Ligin sıra takımları önünde falsolarını kolaylıkla kapatan siyah-beyazlı takımın incileri Galatasaray gibi bir kadroyla karşılaştığında kolaylıkla döküldü. Samimi Beşiktaşlılar'ın bu saptamaya katıldığını biliyor ve siyah-beyazlı camiada artık bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Hatırlayacaksınız, Fenerbahçe derbisini kaybeden Denizli, futbol kamuoyunca ipe çekilen isim olmuştu. Oysa biz o maçta Denizli'nin taktik doğrularını kadro seçiminde gösteremediğini ve bu sebeple derbiyi kaybettiğini belirtmiştik. Çünkü, "Bu sezon çok kötü" dediğimiz Fenerbahçe bile kadro kalitesiyle Beşiktaş'ın önüne geçmeyi başarmıştı. Galatasaray derbisiyle birlikte takım gözlüğünü çıkarıp maça objektif bakan tüm gözler; De Sanctis, Meira, Lincoln, Baros ve Nonda gibi yabancılara sahip takımın sahaya Seric, Zapotocny, Cisse, Tello, Delgado ve Holosko ile çıkan takımdan daha kaliteli olduğunu gördüler.

Bu tür maçları kazanmak için kaliteli ayaklara sahip olmalısınız. Üstelik kadronuz da gerilimi yüksek maçların atmosferini çokça solumuş, tecrübeli isimlerden kurulu olmalı. Şimdi durup düşünelim son haftalarda "çok koşuyor" diye taraftarın sevgilisi olan Ekrem Dağ, Galatasaray karşısında nerelerdeydi? Aslında cevap çok basit ve Beşiktaş taraftarının bile bile kandığı sanal dünyada yatıyor. Beşiktaş yönetimi öyle fiyasko transferler yapıyor ki, taraftar da aslında yıldız olmadığını bildiği oyuncularla bir nevi "yıldızcılık" oynuyor. Hangi yönetim mi? Hani şu Veysel'i, Baki'yi, Tuna'yı büyük fedakârlıklarla (!) Beşiktaş kadrosuna katan yönetim.

Göründüğü kadarıyla hücum futbolunun yılmaz savunucusu Mustafa Denizli Galatasaray gibi golcü bir takıma karşı oynadığı düzenle hedeften biraz daha uzaklaştı. Beşiktaş'ın Galatasaray önünde tek bir kazanma şansı vardı o da rakibinden daha fazla koşup onu sahanın her alanında boğmak. Oysa siyah-beyazlılar rakipleriyle yetenek yarıştırmaya giriştiler ve neticede maçı kaybettiler. "Bu kayıp bizi hedefimizden uzaklaştırmaz" diye diye liderin 6 puan gerisine düşen Mustafa Denizli'nin göreve başladığından bu yana futbolumuza renk getirdiğini kabul etmek lazım. Tabii Beşiktaş camiası söz konusu olduğunda bahsettiğimiz rengin mor olduğunu da. Denizli sayesinde bol gollü maçlar izliyoruz ama nedense gollerin birçoğu da Beşiktaş ağlarıyla buluşuyor. Acaba 3'lü defansta ısrar etmenin, Gökhan Zan ve İbrahim Toraman'ı ilk on birde baş tacı etmenin bu durumda etkisi var mı? Yorumculuğu döneminde Beşiktaş'ın en iyileri olarak nitelediği Delgado, Gökhan Zan ve İbrahim Toraman'dan ne ölçüde verim aldığı sorusunun cevabını da kendisine bırakıyoruz.

Mevcut duruma neresinden bakarsanız bakın Beşiktaş'ın enteresan bir camia olduğunu görürsünüz. Aslında siyah-beyazlı renklere gönül vermiş hiç kimsenin bir diğerine kızamaya hakkı yok. Ne transfer yaptım zannederek sıradan oyunculara Beşiktaş forması giydiren yönetimin, ne "Yıldırım Demirören yeter!" diye bağırarak tepki gösterdiğini zanneden yaratıcı (!) Beşiktaş taraftarının ne de seçim zamanı gazetelerde boy göstermekten başka hiçbir fonksiyon üstlenmeyip kaçak dahi güreşmeyen muhalefetin. Ne diyelim her toplum hak ettiği biçimde yönetiliyor.

Farkındayım, galip takım Galatasaray'dan hiç bahsetmedik. Aslına bakarsanız maç öncesi genel görüş olarak dile getirilen tüm olguların birebir yaşandığı bu derbide onlar için fazla söze gerek de yok. Kadro kalitelerini sahaya yansıtarak maçı 4-2 kazandılar ki, farkı daha da açsalar şaşırmazdım.

TEKNİK ANALİZ

(Gençlerbirliği - Sivasspor)

Gençler oynadı, Sivas kazandı

Ligde pazar günü oynanan Gençlerbirliği-Sivasspor maçında gülen taraf lider Sivasspor oldu. Aslında karşılaşmanın en kısa özetini seçtiğimiz başlıkta okumak mümkün. Maç boyunca rakip yarı alanda daha olgun ataklarını izlediğimiz, topu olumlu kullanmaya çalışan ve daha organize bir görüntü veren takım Gençlerbirliği iken, Sivasspor ceza sahası dışından kaydettiği 2 golle 3 puanı almayı başardı. Kırmızı-beyazlı takımın bir hafta önce Hacettepe karşısında zorlanmasını Ankara ekibinin performansına bağlamıştık, ama gördük ki problemli olan Sivasspor. Her iki takımın da 4-3-1-2 sistemini benimsediği maçta; orta alandaki bloklardan Mehmet Nas, Kerem, Soner ve önlerinde Troisi yapılanmasıyla Gençlerbirliği daha pozitif bir görüntü verdi. Buna karşılık Sivasspor'un aynı bölgede kullandığı Musa, Sylla, Sezer ve Mohamed Ali oyun içinde çok varlık gösterememelerine rağmen iki kez tabelayı değiştirerek bu anlamda ilginç bir tezatın altını çizmiş oldular. Sivasspor'un iki haftalık kötü futbolundan 6 puan çıkarması önemli. Zirveye tutunacak takımların bu tip maçları kayıpsız geçmesi ilerleyen haftalar için kredi toplanması anlamına da geliyor. Lige verilecek ara kırmızı-beyazlılara iyi gelecektir. Gençlerbirliği ise ocak transfer dönemini hareketli geçireceğe benziyor. Ancak ne olursa olsun kırmızı-siyahlıların Troisi ve Djite'de ısrar etmelerinde fayda var.

SÜPER LİG'TE 16. HAFTA

Antalyaspor intihar etti

İlk yarının flaş takımlarından Ankaraspor, Antalya deplasmanında bir puanı son anlarda rakiplerinin kendi ağlarına attığı golle kurtardı. Haftaya lider Sivasspor'un iki puan gerisinde 5. sırada giren Ankaraspor da düşme potasından kurtulmak isteyen Antalyaspor da bu maçtan galibiyetle ayrılmak istiyordu. Hırslı ve istekli iki takımın mücadelesinde 62. dakikada sahneye çıkan Korhan Öztürk, Mehmet Özdilek yönetimindeki Antalyaspor'u 1-0 öne geçirdi. Gol sonrası rakip kalede tehlikeler yaratmaya başlayan başkent ekibi, 87'de Vahap Işık'ın kendi kalesine attığı golle 1-1'lik beraberliği yakaladı ve maç da bu sonuçla bitti.

Gaziantep fırtına gibi

Bu yıl iyi başladıkları sezonda ilk yarının son haftasına aynı puanla giren ve zirveyi hedefleyen Gaziantepspor ile Bursaspor'un zevkli mücadelesinde ev sahibi ekip 3 puanın sahibi oldu. Tabata'nın 26, Ferdi'nin 84. dakikalarda attığı gollerle Bursaspor'u deviren kırmızı siyahlılar devreyi 25 puanla kapattı. İlk bölümleri kontrollü cereyan eden maçın 26. dakikasında Bursaspor defansının hatasını değerlendiren Tabata takımını öne geçirdi. Bilinen futboluyla üstünlüğünü korumakta zorlanmayan Gaziantepspor maçın son bölümlerinde bir gol daha bularak karşılaşmayı 2-0 kazandı.

Belediye'den gol yağmuru

Son 2 maçını kaybeden 2 ekibin mücadelesini farklı kazanan ekip İstanbul B. B. oldu. Ligin dibine demir atan Kocaelispor'u 5 golle mağlup eden turuncu mavililer ilk yarıyı rahat bir noktada ve moralli bitirirken, hafta içinde 3 oyuncusuyla yolları ayırma noktasına gelen Kocaelispor ligin ilk yarısını iki haftada 10 gol yiyerek kapattı. Yeşil-siyahlılarda işlerin hiç de iyi gitmediği belli. Oyuncuların birer birer kulübü terk etmeleriyle zor duruma düşen takım için bakalım lige verilen ara deva olabilecek mi? Eğer ciddi önlemler alınmazsa Kocaelispor'un bugünden küme düşeceğini söylemek sanıyorum abartı olmaz.

Kayserispor geç uyandı

Beş maçlık galibiyet hasretini geçtiğimiz hafta İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında aldığı galibiyetle sonlandıran Kayserispor, devrenin son maçında Hacettepe'yi mağlup ederek devreyi 3 puanla kapattı. Maçın henüz 9. dakikasında eski Galatasaraylı Saidou'nun attığı golle 1-0 öne geçen Kayserispor, skor avantajını ele geçirince en kolay yaptığı şeyi yaparak rakibine boş alan bırakmadan skor üstünlüğünü korumaya çalıştı. Kontrollü futbolundan Abdullah ve Mehmet Topuz ile iki gol daha çıkaran sarı-kırmızılı takım bu sonuçla galibiyete uzandı. Hacettepe ise maç içinde canla başla mücadele etmesine rağmen yine sonuca ulaşmada başarısızdı.

Denizli'de gülen yok

Turkcell Süper Lig'de aynı puanda yer alan ve alt sıralardan kurtulma savaşı veren Denizlispor ile Ankaragücü, devreyi 1'er puanla kapattı. Transfer döneminin gözdesi Gökhan Emreciksin'in ilk yarıdaki golüne İzzet Akgül ile ikinci yarıda yanıt veren Denizlispor bu zorlu maçtan 1 puanı kurtarmayı başardı. Bu sonuçla her iki ekip de puanlarını 15 yaparak klasmanda 13. ve 14. sıralarda yer aldılar. Denizlispor için lige verilecek ara Ümit Kayıhan önderliğinde dingin şekilde geçirilecek ama sorunlarla boğuşan Ankaragücü hakkında aynı iyimserliği göstermek zor. Sarı-lacivertlilerin bir yandan transferde faal olması gerekirken diğer yandan camia içindeki problemleri halledilmesi yoluna gidilecek.

Konya'da "kolbastı"

Ligde oynadığı son 9 karşılaşmada 7 galibiyet 2 beraberlik alarak müthiş bir çıkış yakalayan sarı-lacivertli takım, Konyaspor deplasmanında da 2-1 galip gelerek puanını 32 yaptı. Ancak bu maça dair söylenecek tek şey hakem Kuddusi Müftüoğlu'nun verdiği skandal gol kararıydı. Fenerbahçe'nin kötü oyununun da Konyaspor'un maç içindeki çabasının da önüne geçen Müftüoğlu, hakemlik döneminin sonbaharında yine tartışmalı bir karara imza attı. Müftüoğlu haricinde maça baktığımız zaman ise Fenerbahçe'nin bildik deplasman sıkıntılarını yaşamasına rağmen 3 puanı alarak haftayı kârlı kapattığını görüyoruz. Sanıyorum transfer döneminde tüm gözler sarı-lacivertli ekibin üzerinde olacak.

Biraz hakem, biraz Gökhan

Turkcell Süper Lig'de 16. hafta mücadelesinde Trabzonspor ile Eskişehirspor, Hüseyin Avni Aker Stadı'nda karşı karşıya geldi. Maçın 24. dakikasında Anderson'un golüne engel olamayan Trabzonspor, 36 ve 76. dakikalarda Gökhan Ünal'ın attığı gollerle sahadan 2-1 galip ayrıldı. Maçta hakem Fırat Aydınus'un kararları da çokça tartışıldı. Gerek Trabzonspor'un yararlanamadığı penaltıyı verirken gerekse de Eskişehirspor'lu Tayfun'u ihraç ederken tepki çeken Aydınus yönetimiyle tam da Trabzon camiasının bir hafta önce şikâyetçi olduğu hakem profilini çizdi. Sonuçta Trabzonspor, Eskişehirspor ile Hüseyin Avni Aker Stadı'nda yaptığı tüm maçlarda olduğu gibi bu maçta da yenilmedi ama gündeme oturan yine hakem kararları oldu.

HAFTANIN TAKIMI: Galatasaray

HAFTANIN İNCİSİ: "Şu anda psikolojik desteğe en fazla ihtiyaç duyan insan benim." Mustafa Denizli

KARE AS: Korhan Öztürk (Antalyaspor)

Adriano Nascimento (İ.B. Belediyespor)

Milan Baros (Galatasaray)

Gökhan Ünal (Trabzonspor)

GOL KRALLIĞI: 

14 gol - Milan Baros (Galatasaray)

11 gol - Mehmet Yıldız (Sivasspor)

8 gol - Rodrigo Tabata (Gaziantepspor)

7 gol - Nobre (Beşiktaş)

7 gol - Lincoln (Galatasaray)

7 gol - Mehmet Çakır (Ankaraspor)     

7 gol - Sercan Yıldırım (Bursaspor)

7 gol - Taner Gülleri (Kocaelispor)

7 gol - Gökhan Ünal (Trabzonspor)    

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016