Deniz kızları, cam tavana yelkenle kafa tutuyor!

Yasemin SALİH
Yasemin SALİH İYİLİK FABRİKASI [email protected]

İşin içine kas gücü girince meydanı erkeklere bırakmak, insanlığın şanından olagelmiş yüzyıllarca... Mantıklı yanı yok değil ancak bu yaklaşımın sözde yasaklara evrilmesi 21’inci Yüzyıl’da kabul edilebilir bir durum değil. Hele de kadınların her zamankinden daha çok “dünyayı değiştirme gücünü” kendilerinde buldukları bir dönemde... Bunu yapıyorlar da... Son dönemde birçok örneğini görüyoruz; futbol, boks, tır şoförlüğü, kaynakçılık, dalgıçlık gibi fiziki dayanıklılık gerektiren alanlarda kadınların arttığına şahit oluyoruz. İşte onlardan biri açık denizlerde yaşanıyor tam dört yıldır. Deniz Kızı Ulusal Yelken Kupası’nın dördüncüsü 6-7-8 Eylül’de İstanbul’da düzenlenecek bu yıl.

Katılan takımların büyük bölümü şirketlerin kadın çalışanlarından oluşuyor. Adı üstünde Deniz Kızları, iş hayatındaki başarılarını açık denizlerdeki rüzgarla her alana taşıyabileceklerini de gösteriyor bu yarışla. Bir yandan hareket ve sağlıklı yaşama dikkat çekilirken bir yandan da yelken sporu gibi kas gücü ve fiziki dayanıklılığın yanı sıra takım çalışması da gereken bir alanda kadınların da başarılı olabileceğine vurgu yapılıyor. Projenin arkasında iş hayatında kendi alanlarında başarılı kariyer hikayesine sahip üç kadın var: Diana Misim, Arzu Çekirge Paksoy ve Serap Gökçebay.

‘Bireysel deneyimimi başkalarına da aktarmak istedim’

Yelken kupası dört yıldır İstanbul’da yapılıyor ancak hemen söyleyelim, planda yarışları Türkiye’nin dört bir yanına taşımak, hatta GAP Bölgesi’nde bile yapmak var. Büyük hayallerle çıkılan yolculuğun hikayesini, projenin “fikir annesi” olan Diana Misim’den dinledik. Bugüne kadar IBM, Sabancı ve Koç şirketlerinde 23 yılı aşkın süreyle profesyonel deneyimi olan, 2008’den bu yana kurduğu Guru Yönetim Danışmanlık şirketiyle üst düzey yöneticilere koçluk yapan Misim için yelken, kişisel bir tutku olarak başlamış. “2015’te yelkenin temel eğitimini aldım. Kişisel bir hobi ve heyecanla bu işe başladım ancak işin içine girdikçe yelken alanında da birçok sporda olduğu gibi erkeklerin ağırlıkta olduğunu gördüm” diyerek sözlerine başlayan Misim, daha çok kadının yelken deneyimini yaşaması için neler yapılabileceğini araştırırken ulusal bir kadın yelken kupası fikrinin doğduğunu anlatıyor.

Fikrini paylaştığı kişilerden destek görünce cesaretlenip Türkiye Yelken Federasyonu’na danışan Diana Misim, önce güvenlik endişesi nedeniyle önlerine bazı engellerin çıktığını söylüyor. Ve diyor ki, “Yelken kupası demek açık deniz demek, bu da güvenliği en üst düzeyde sağlama yükümlülüğü anlamına geliyor. Bu iş bir takım işi ama bir yandan da kas gücü gerektiriyor. Bu nedenle endişeler vardı. Ancak bir yandan federasyon da sporu kadınlara yaymayı planlıyormuş. Bu nedenle hedefl erimiz örtüştü. İstanbul Yelken Kulübü, Marmara Yelken Kulübü gerek eğitimlerde gerekse yarışın teknik hususlarını belirlemek gibi tüm hazırlık sürecinde bize destek verdi. Bizim teknik iş ortaklarımız oldular. Zamanla kategori sayımız da sporcu sayımız da arttı.”

Şirketler çok hevesli, şampiyonluk hırsı var

Federasyon ve yelken kulüplerinin desteğini aldıktan sonra projeyi kurumlara taşıyan Diana Misim, Arzu Çekirge Paksoy ve Serap Gökçebay, burada da olumlu dönüşler almışlar. Arzu Çekirge Paksoy, 2015’te ilk yola çıkıldığında Türk Telekom, Garanti Bankası, Turkcell, Arçelik gibi dev şirketlerin destek verdiğini ve hemen kadın yelken takımları oluşturduklarını anlatıyor. Dört yıl içinde katılan takım sayısının 23’e çıkması ve buradaki kadınların yüzde 80’inden fazlasının yelken eğitimini bu kupa vesilesiyle almasını da büyük başarı olarak nitelendiriyor. “Fikri ilk anlattığımız Türk Telekom önce, ‘bizden sporcu çıkmaz’ dedi ama duyuru sonrasında 80 kadın çalışan başvurdu. İki takım oluştu, biri kupaya katıldı ve şampiyon oldu. Sadece 3-4 aylık bir eğitimle böyle bir sonuç alınması tüm şirketleri cesaretlendirdi. Zaten bizim de amacımız buydu” diyor süreci anlatırken.

‘350 kadına yelken lisansı aldırdık’

Bugün 20’den fazla kurumdan 300’ü aşkın kadın sporcunun katıldığı Deniz Kızı Ulusal Yelken Kupası’nın dört yıllık karnesinden projenin sahipleri kadar federasyon da memnun. Diana Misim’in paylaştığı bilgiler umut verici: “Biz federasyon açısından yeni bir sporcu havuzu yarattık. Bu işe başladığımızda Türkiye’de çok az sayıda kadın yelkenci vardı. Kızlara çocuk yaşta eğitim aldırılıyor ancak bir yerde bu zincir kopuyor, ileri yaşlarda kadınlar yelkene devam edemiyor. Kupaya katılım için en az 16 saatlik eğitimi şart koyduk. 350 kadına bu vesileyle yelken lisansı aldırdık. İlk iki yıl sadece kurumlara yönelikti yelken kupası, sonra bireysel taleplerde gelince yeni bir kategori açtık. Bu yıl ise küçük tekne kategorisini ekledik. Havuz giderek büyüyor.”

Geliri AÇEV’e bağışlanıyor

Deniz Kızı Ulusal Kadın Yelken Kupası’na geçtiğimiz yıllarda Arçelik A.Ş., Doğuş Grubu, Mercedes Benz, Borusan Otomotiv, Eker, Fiba Faktoring, Ford Otosan, Garanti Bankası, Burgan Bank, Garanti Emeklilik, Innova, Sahibinden.com, Türk Telekom, Dunapack Dentaş Packaging, Şenpiliç RC Girls Sailing Team, Permolit Team Ladies First, Atak Akademi, Sultans of the Sea, Pupa Doğuş Üniversitesi ve AÇEV gibi kurumsal ve bireysel kadın yelken takımları katıldı. Etkinliğin geliri dört yıldır AÇEV’e bağışlanıyor. Katılan tüm kadınlar AÇEV’e üye oluyor. AÇEV’in kurduğu köy okullarının tamamlanmasına katkıda bulunduklarını belirten Arzu Çekirge Paksoy, bu yıl etkinliğin sponsoru olmadığını da sözlerine ekliyor.

Üç günde altı yarış yapılacak

Türkiye Yelken Federasyonu’nun himayesinde, İstanbul Yelken Kulübü’nün işbirliği ile gerçekleşen “Deniz Kızı Ulusal Kadın Yelken Kupası” 6 Eylül Cuma günü başlayacak. Kurumların kadın yelken takımlarının ve bireysel kadın yelkencilerden oluşan takımların yarışacağı etkinlik, 3 gün sürecek ve toplam 6 yarış yapılacak. Rüzgarın peşindeki kadınların iyiliğe yelken açtığı “Deniz Kızı Ulusal Yelken Kupası”, 8 Eylül Pazar günü düzenlenecek ödül töreni ile sona erecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar