Dengesiz büyüme refah getirmez

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası emrah.lafci@dunya.com

TÜİK geçtiğimiz hafta 4. çeyrek gayri­safi yurt içi hasıla (GSYH) büyüklükle­rini yayınladı. Böylece hem son çeyrekteki durumu hem de 2024’ün tamamına ilişkin vaziyeti görmüş olduk. Cari fiyatlarla GSY­H’mız %63.5 artarak 43.4 trilyon TL olarak gerçekleşmiş.

Cari fiyatlar nominal değer­ler olduğu için ve Türkiye’de enflasyon çok yüksek olduğu için bu sayılar bir anlam ifa­de etmiyor. Asıl bakmamız gereken fiyat­lardaki artışın deflate edilmiş haliyle, ya­ni reel olarak ne kadar büyüdüğümüz. O da 2024 için %3.2. Bu demek oluyor ki Türki­ye 2024’te 2023’e göre %3.2 daha fazla üre­tim gerçekleştirmiş.

2002 ve sonrası 23 yılda ortalama büyü­me hızımız %5.4 olmuş. Böyle baktığımızda 2024’ün büyüme anlamında çok parlak bir yıl olmadığını söyleyebiliriz. Orta vadeli programda(OVP) 2024 için öngörülen bü­yüme %3.5’ti, 2025 içinse büyüme tahmi­ni %4. Demek ki dezenflasyon politikasının izlendiği bu yıllarda eflasyonla mücadele etmek adına büyümeden feragat ediliyor.

Bunun da en büyük aracının yüksek faizler olduğunu biliyoruz. Faizlerin suni bir şe­kilde düşürüldüğünde Türkiye’nin çok hız­lı bir şekilde büyüdüğüne yakın zamanda şahit olduk. Asıl sorun da burada. Şöyle ki;

Özellikle 2018’den sonra Türkiye’nin bü­yüme hızının sadece düştüğünü değil aynı zamanda dengesinin de bozulduğunu görü­yoruz. Bahsettiğim 7 yılda ortalama büyü­me hızımız %4.4. Halbuki 2002-2017 ara­sı 16 yılda büyüme hızımız %5.9. Demek ki son 7 yılda işler önceki 16 yıla kıyasla elle tutulur şekilde bozulmuş.

Toplumun her kesimi de bu bozulmayı yakından hissedi­yor zaten. Dengenin bozulmuş olması ko­nusuna da gelelim. 2018-2024 yılları büyü­me rakamlarını sırasıyla veriyorum; %3.1, %0.9, %1.7, %11.8, %5.3, %5.1, %3.2. Bu ka­dar iniş çıkışlar içerisinde hiçbir ülkenin kalıcı olarak üretim ve yatırım kapasite­sini artırması mümkün değil. Bahsi geçen yıllar içerisinde çok büyük gelişmeler oldu.

Etrafımızdaki savaşlar, pandemi vs. Fakat bu gelişmeler birçok ülke için geçerliyken bu derece bir dengesizliği diğer ülkelerde görmüyoruz. Çünkü bu manzaranın sebebi büyük ölçüde kendi içimizde gerçekleşen olaylar. Zaten bu döneme ilişkin enflasyon rakamlarına bakarsak aynı dengesizliğin orada daha net bir şekilde görülebildiğine şahit oluyoruz.

Kişi başına GSYH

Gelelim kişi başına gelir meselesine. 2024’te kişi başına GSYH cari fiyatlarla 507.615 TL olurken, dolar bazında 15.463 dolar olarak hesaplanmış. Bu da 2024 orta­lama dolar kurunun 32.83 TL olarak alındı­ğını gösterir. Şimdiki dolar kuru olan 36.50 TL üzerinden hesaplarsak yıllık 564.400 TL bir kişi başına gelire ulaşıyoruz. Dolar bazında özellikle çok ciddi bir artış oldu­ğunu görüyoruz. Fakat başta vatandaşlar olmak üzere ekonomik aktörler bu artışı hissedemiyorlar. Çünkü doların reel ola­rak değer kaybetmesinden dolayı dolar ba­zında her şeyin fiyatı arttığından; dolar öl­çümüyle zenginleşsek bile ekmek bazında, yumurta bazında, et bazında zenginleşe­miyoruz.

Bunun da tek yolu toplam üretimi artırıp bunun daha adil şekilde dağıtılma­sını sağlamak. İşte bu da yukarıda bahset­tiğim şekilde dengesiz bir ekonomi içeri­sinde çok mümkün olmuyor. Ayrıca vergi reformu gibi yapısal reformların da devre­ye girmemesiyle gelir dağılımı adaletinde de kalıcı iyileşme sağlanamıyor. 2025 yıl sonunda da muhtemelen bu yıl konuştuk­larımıza benzer şeyler konuşacağız. Sonra­ki yıllarda ne konuşacağımızı da siyasetin gidişatı belirleyecek. Bu son cümlem bile neden bir üst lige çıkamadığımıza ilişkin bir ipucu barındırıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sert adamlar diplomasisi 10 Nisan 2025
Bu insanlar ne istiyor? 03 Nisan 2025