Deneyimsel öğrenme
"Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim”
Confucius
Zamansız daha doğrusu tüm zamanlara yayılmış çok değerli bir söz. Son yıllarda gerek kurumsal hayatın içinde gerekse bir eğitmen olarak, yetişkin öğrenme sisteminde klasik eğitim anlayışının yeterli olmadığını gözlemliyorum.
Bence klasik eğitim anlayışı, belirli bir zaman ve mekâna sıkışmış, herkes için aynı içeriğin uygulandığı tek yönlü bir sistem. Diğer yandan ilgi çekici, etkileşimli ve akılda kalan bir öğrenme deneyimi yaratmak için teknolojiye, yaratıcılığa ve iş birliğine odaklanan yenilikçi bir eğitim modelinin önemi gün geçtikçe daha çok artıyor.
İşte tam bu noktada öğrenme; hem bireyin hem organizasyonun ihtiyaçlarına göre şekillenen, sürekli gelişen ve yaşayan bir ekosistem haline geliyor. Şirketlerde bunun adı kurumsal öğrenme ekosistemi olarak karşımıza çıkıyor.
Kurumsal öğrenme ekosisteminin bileşenleri
Yeni nesil kurumsal öğrenme ekosisteminin öne çıkan bileşenleri şöyle,
1- Teknoloji: Öğrenmeyi kolaylaştırmak için teknoloji kullanımının süreçlere dahil edilmesi. Çevrimiçi platformlar, sanal gerçeklik ve yapay zeka gibi dijital araçların kullanımının teşvik edilmesi. Teknoloji kullanımına dair yapılan çok sayıda araştırma, üretim odaklı teknoloji kullanımına vurgu yaparak, teknolojinin ne kadar süre kullanıldığından daha çok nasıl kullanıldığıyla ilgilenilmesi gerektiğini söylüyor.
2- Esnek öğrenme: Bireylerin kendi ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına en uygun içeriği ve yöntemleri seçebilecekleri bir sistem. Esnek öğrenme süreci bireyin kendi yolculuğunu planlama, farklı kaynaklardan eş zamansız şekilde faydalanabilme, kendi öğrenme yolcuğunda sıra dışı ve kendi yapısına uygun öğrenme tekniklerini de uygulayabileceği anlamına geliyor.
3- Kişiselleştirme: Bireylerin kendi gelişim ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre hazırlanmış içerik seçmelerine izin veren, kişiselleştirilmiş bir sistem.
4- Deneyimsel öğrenme: Sistem içinde bulunan içeriklerin deneyimsel öğrenmeyi teşvik eden, bire bir uygulamalı, eş düzey öğrenme ve hayat deneyimlerinden yola çıkarak simülasyonların kullanılması.
Öğrenme, yalnızca bir süreç değil, deneyimsel bir yolculuktur. Bu yolculuğu daha anlamlı ve etkili kılmak için insan, yaratıcılık ve ekosistemin gücünü birleştirmeliyiz. Çalışanların sadece bugünkü değil, gelecekteki ihtiyaçlarına da yanıt verecek bir yapı inşa edilmesi son derece kıymetli. Ve unutmamak gerekir ki bu ekosistemde herkesin bir rolü var. Çalışanlar, liderler, danışmanlar, eğitmenler, ama sonuçta herkes birlikte öğreniyor ve büyüyor.
Peki sizce şirketlerimizde kurumsal ekosistem oluşumu veya dönüşümü nasıl ilerliyor?