Denetimin kamu ve özel kesim için önemi
Ülkede mevcut kaynakların insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve refahını artırmak üzere, en iyi şekilde kullanılması, ekonomik etkinliğin sağlanması önemlidir. Kaynakların, üretim faktörlerinin bir bölümü mal ve hizmet üretimi için özel kişilerce ve şirketlerce kullanılır. Kaynakların bir kısmı ise kamu hizmetlerinin sağlanabilmesi için vergi toplanması ve borçlanma yolu ile kanunlar çerçevesinde devlete- kamu hazinesine aktarılır.
Gerek gerçek ve tüzel kişilerce mal ve hizmet üretimi için kullanılan gerekse kamu hizmetlerinin görülmesi için kamuya aktarılan kaynakların verimli ve etkin kullanılması toplumun güven ve refahı için önemlidir. Alınan kararların, girişilen faaliyetlerin, faaliyet sonuçlarının değerlendirilmesi, denetimi gerekir.
Denetim ve özel kesim
Denetim, ekonomik faaliyet ve olaylarla ilgili bilgilerin, ulaşılan sonuçların yetkili otoritelerce önceden belirlenmiş kriterlere ne ölçüde uyulmuş olduğunu belirlemek için ekonomik faaliyet ve olaylara ilişkin bilgilerle dayanağı delillerin objektif ve tarafsız bir şekilde elde edilmesi, değerlenmesi ve sonuçların ilgili taraflara rapor halinde sunumunu sağlayan sistematik bir süreç olarak tanımlanır.
Mali konularda alınan kararların güvenilir olmayan bilgilere dayanması riskini ve bunun sonucu olarak doğabilecek büyük zararları önlemek gereği denetimin ve denetim mesleğinin ilke ve esaslarına uyulmasının önemini öne çıkarmıştır.
Yukarıda tanımı verilen denetim mali tablolar denetimi ile eşleştirilirse denetim, yönetimin sunduğu mali tabloların Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine uygun olarak işletmenin mali durumunu, faaliyet sonuçlarını ve nakit akışını gerçeğe uygun bir şekilde yansıtıp yansıtmadığını belirlemek üzere, denetçi tarafından bu tablolarla ilgili kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi ve raporlanması olarak açıklanabilir.
Denetimin gereği ve önemine ilişkin görüşler.
6762 sayılı Eski Türk Ticaret Kanunu’nda anonim şirketin üç kanunî organından biri olan ve uzman bilgisine sahip olması zorunlu olmayan "murakıplarca yapılan denetim, denetimden beklenen amacı karşılamaktan uzak kaldığı için 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununda yerini, bir bağımsız denetleme kuruluşu veya bağımsız denetçilere bırakmıştır.
Ayrıca, denetimin, denetçilik mesleğinin gereklerine, etiğine ve uluslararası standartlara göre yapılması gereği hükme bağlanmıştır. Yeni hükümlerle, kurumsal yönetim ve dürüst resim ilkelerine (m. 515) göre hazırlanmış anonim şirket finansal tablolarının tam bir denetiminin sonuçlarını, açık, anlaşılabilir ve kamuyu aydınlatma ilkeleri uyarınca düzenlenmiş bir raporla pay sahipleri başta olmak üzere ilgililere sunulması mümkün olacaktır.
Böylece, Türkiye Muhasebe Standartları’nı tamamlayan ve gerek içerik, gerek amaç yönünden onlarla uyumlu olan nitelikteki denetlemenin ülkemizin şirketlerini, pazarlarını ve borsalarını finansal sonuçlarına güvenilebilir konuma getirebilecektir. Bu ise işletmelerimizin dış pazarlarda rekabet güçlerini yükseltecektir.
Kabul edilen bu yeni sistemde denetim işlevi, hiçbir kısmı veya yönü ile başka bir organa devredilemez veya doğrudan ya da dolaylı kullanılamaz. Denetim, bütünü ile denetçilere aittir. TTK 397 ve devamı maddelerde öngörülen denetim işlevine ilişkin yetkilerin tamamı devredilemez ve vazgeçilemez niteliktedir.
Mali tabloların Türkiye Muhasebe Standartları’na göre düzenlenmesi ve bağımsız denetim kuruluşlarınca denetlenip rapora bağlanması sonucunda şirket ortakları ve yöneticilerinin işletmenin gerçek mali durumunu görmeleri ve doğru kararlar almaları mümkün olacaktır. İşletmenin mali gücü ve varlığını sürdürebilme yeteneği gerçeğe uygun bir şekilde görülebilecektir.
Finansal tabloların denetimi
Finansal tablolar denetiminde amaç, bir işletmenin finansal tablolarının yasal mevzuat, genel kabul görmüş muhasebe ilke ve standartlarına uygun olarak gerçek durumu yansıtıp yansıtmadığı konusunda bir görüş oluşturmak ve finansal tabloların güvenilirliğini artırmaktır.
Finansal tabloların denetimi; bir işletmenin mali tablolarının, o işletmenin mali durumunu ve faaliyet sonuçlarını belirlenmiş muhasebe standartları çerçevesinde, doğru olarak yansıtıp yansıtmadığını belirlemek amacıyla, söz konusu tablolar ve bu tabloların dayanağını oluşturan kayıt, belgeler üzerinden yürütülerek, bulguları bir denetim raporunda özetleyen sistematik bir incelemedir.
Uygunluk denetimi
İşletmeler, faaliyet amaçlarına ulaşmak için, işletme içinde bir takım kuralı ve politikayı oluşturmak ve bunları uygulamak zorundadır. Ayrıca yasalar ve ilgili düzenlemeler de işletmece uyulması zorunlu olan ve iç işleyişi etkileyen kurallardır.
İşletme yönetimi, konulmuş olan politikalara, kurallara örgüt birimlerince uyulup uyulmadığını belirlemek amacıyla denetim yapılmasını isteyebilir. Denetçi için birimlerce uyulması gereken bu kurallar, ölçütlerdir ve bu ölçütlere uyma ve uygulama derecesinin denetçi tarafından belirlenmesi uygunluk denetimidir.
Uygunluk denetiminin amacı, işletme personelinin yaptığı işlemlerin, yetkili organlarca konulmuş usul, politika ve kurallara uygun olup olmadığını araştırmaktır.
Finansal tablolar denetiminde denetim kriterleri genel kabul görmüş muhasebe standartları iken, uygunluk denetiminde kriter; yasalar, mevzuat ve işletme politikalarıdır.
Faaliyet Denetimi
Faaliyet denetimi, performans denetimi veya yönetim denetimi olarak da anılmaktadır. Bu denetim türünde işletme faaliyetleri, işletmenin hedefleri, performans, verimlilik, karlılık gibi objektif ölçütlerle değerlendirilmeye çalışılır. Böylece, işletmenin önceden saptanmış hedeflere ulaşıp ulaşmadığını bir başka anlatımla yönetimin başarı düzeyini ölçmek amaçlanır.
Faaliyet denetimi finansal bilgilerin denetimi ile sınırlı değildir. İşletmenin diğer fonksiyonlarını da içerir. Denetçi şirketin yapısını, üretim yöntemlerini, personel politika ve uygulamalarını ve ihtiyaç duyulan diğer faaliyet alanlarını da inceleyebilir.
Kamu kesimi ve denetim
Kalkınma planları ve programlarda yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere, kamu malî yönetiminin y apışını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlarlanmasını ve malî kontrolü düzenlemek amacıyla 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 2003 yılında TBMM tarafından kabul edilmiştir. İzleyen yıllarda önemli değişiklikler yapılmıştır.
Her türlü kaynağın elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden ve kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.
Bu kanun, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumlan ve mahallî idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin malî yönetim ve kontrolünü kapsar.
Avrupa Birliği fonları İle yurt içi ve yurt dışından kamu idarelerine sağlanan kaynakların kullanımı ve kontrolü de uluslararası anlaşmaların hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun hükümlerine tâbidir.
Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bu kanunun sadece bazı hükümlerine tabidir.
Kamusal denetim, yetkilerini yasalardan alan ve kamu adına denetim yapan kişilerce gerçekleştirilen mali tablo, uygunluk veya faaliyet denetimleridir. Kamu düzeninin sağlanması ve kamu haklarının korunması amacıyla, kamu kuruluşlarının kendi elemanlarınca iç denetimler yürütülür.
Kamu kesiminde yukarıda belirtilen mali kontrolü gerçekleştirmek üzere oluşturulmuş dış denetim kuruluşları da söz konusudur.
Gerek kamu gerekse özel kesimde denetimle ilgili denetim kuruluşları ile ilgili açıklamalarımıza gelecek yazımızda yer vereceğiz.