Demokratik gericilik ne ile beslenir?
ANKARA'DAN / Taylan Erten [email protected] Türkiye, Cumhuriyet'in "ilerici demokrasi" idealinden uzaklaşalı çok oldu. Şimdi "demokratik gericilik/irtica" revaçta! Her türlü gericiliğin (mürteciliğin) demokrasi ambalajıyla "piyasaya" sürüldüğü ve müşteri bulduğu zorlu bir dönem yaşanıyor. Buna ekonomi de dahil. Derin analizlere, kanıtlara gerek yok. Gündeme bakın, anlarsınız! 22 Temmuz 2007, "demokratik gericiliğin" Cumhuriyet tarihine düştüğü "tarihi" bir dip notudur. Öyle bir dip notu ki, yazılmasına katkıda bulunan her 2 "seçmenden" 1'i "demokratik gericiliğe" oy verdikten sonra birbirine dönüp, "Yahu bu oyları kim verdi?" diye sorup duruyor! Gericiliğin yolunu açan "siyasi zeka" bu kadar yüksek, "sağduyu" bu kadar keskin! 22 temmuz 2007 dip notu, şu kronik soruyu da "tazeleyerek" gündeme getirdi: Acaba, Türkiye'nin "ilerici demokrasi" idealinden kopup, "demokratik gericiliğe" demirlemesiyle sosyal cehalet arasında "doğrusal" bir ilişki kurulabilir mi? Bu soru aynı zamanda, kadını türbandan başlayıp "kara çarşafa" kadar sokarak "eve hapsetmeyi" kafasına koymuş "kazma erkek" despotluğu ile kafasını türbanla örttüğünde "özgürleştiğini" sanan kadın "sinikliği" ve "sindirilmişliği" arasındaki sosyo-politik ilişkiyi de kapsar mı? Başkalarını bilmem. Benim her iki soruya cevabım evet! Eğitimdeki sefalet! Türkiye'de, 15-29 yaş grubundaki genç kızların yüzde 60'ı; 25-29 yaş grubundakilerin yüzde 66'sı eğitimsiz ve işsiz, evde oturtuluyor. Öğrenim görmeyen, istihdam edilmeyen, iş aramayan genç kızların çağ nüfusuna oranı yaş gruplarına göre yüzde 47.5'tan başlıyor, yüzde 65.8'e kadar yükseliyor. 2007 yılı sonunda, 15-29 yaş grubunda toplam 6 milyon 624 bin kız-erkek genç eğitimsiz, öğrenimsiz, işsiz. (TİSK'in araştırması, 5 Şubat.) Gelelim yükseköğrenime. Türkiye, yükseköğrenim görme açısından 30 Batı ülkesi arasında kadınlarda sonuncu, erkeklerde sondan ikinci sırada. 25-64 yaş grubundaki kadınların sadece yüzde 7.1 yükseköğrenimli. Bu oran Kanada'da yüzde 47.8. OECD'nin 30 ülkesinde ortalama yüzde 24.8. Meksika'da bile yüzde 13.8. Kadınlarda durumu böyle de erkeklerde farklı mı? 25-64 yaş grubundaki erkeklerin sadece yüzde 10.7'si yükseköğretim mezunu. En zenginler arasındaki Kanada'da bu oran yüzde 41.4. ABD'de de yüzde 38.4, OECD ortalaması yüzde 25.4. Bir de yükseköğretimin kuşaklar boyunca yaygınlığı ölçütü var. Kadın ve erkeklerde yaş grupları arasındaki mezuniyet oranları, yükseköğrenimin kuşaktan kuşağa seyrini gösteriyor. Durum şu: Türkiye'de 25-34 ile 55-64 yaş grupları arasındaki mezuniyet oranı farkı kadınlarda 6.1 puan, erkeklerde 3.2 puan. ABD, Kanada, Japonya ile birlikte Türkiye'yi de kapsayan 30 OECD ülkesinin ortalamasında ise, genç kuşak kadınların yükseköğrenim oranı yaşlı kuşaktan 18.6 puan, erkeklerde 7.7 puan daha fazla. Bu farkın, Kore'de kadınlarda 43.2'ye, erkeklerde 35.4'e kadar çıktığını da belirtelim. Sonra oturup düşünelim: Acaba, kara cehaletle yarı aydınlığın alaca karanlığında bilinci "köreltilmiş" bir toplumla "demokratik irtica" arasında nasıl bir ilişki vardır?