Demokrasi gömleğini giyebilmenin hassas kriterleri
Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, demokrasi temeli üzerinde şekli olagelmiş farlılıklardır. Öncelikle değişkendir; çünkü en temel ölçümlerinde zamanla ve coğrafyayla keskin başkalaşımlar yaşarlar. Gelişmişlik üzerinde en çok araştırmanın yapılmış olduğu küreselleşmedir. Küreselleşme, değerlemelerine yönetişimi öncelikli olarak dikkate alır. Yönetişim konusu tam bir içerik bağımlısıdır. Popüler felsefe Yönetim Bilişim Sistemleri (MIS) sadece bilişim teknolojileriyle kalmaz, endüstriyel tasarım süreci olarak değerlendirilip; finans, medya, turizm gibi hizmet ve servis sektörü için de yönlendiriciliğiyle öne çıkar. İçerik bağımlılığını açarsak, yerleşim birimleri bir coğrafi unsur olarak, zamansa bir tarihsel olgu şeklinde gelişir, yerleşir. Şu konu çok önemlidir: Ülkelerin küreselleşme ölçütleri için dayandıkları politikalar ve kurumsal tepkiler zamana bağlı değişimlerini yaşamayı da ihmal etmezler. Böylece bir ülke ya da bölge için bir dönem geçerli olan küreselleşme ölçütü bir başka dönem hiçbir şey ifade etmeyebilir. Küreselleşmeyle demokrasi arasındaki karmaşık yapıyı en uygun anlamla çözebilmek, onu kendisini oluşturan elemanlarla mümkündür ancak. Demokrasi nicel boyuttan nitel boyuta, öznel yargıdan nesnel yargıya olabildiğine yavaş hareket eden faktörlerin ölçen çalışmalar eksenin toplanıyorlar. 1974’deki Baro’dan başlayarak 2013‘deki Macedo, Pereira, Martins ve Jalles’e kadar devam ettirilen çalışmalar; Dreher, Eichengreen, Leblang, Bonaglia, Lopez Cordova, Meissner, Przeworski, Garoupa, Tavares, Flandreau, Zummer, Persson, Wacziarg gibi birçok farklı ismin değişik açılardan irdelemesine konu olmuştur. Böylece ölçüm çalışmaları kuşaklar boyu adeta ucu ucuna eklenen ipler olmuş, her biri ayrı birer halı deseni olmuş, dokuna dokuna bugünlere ulaşılmıştır. Bunlar; 1. demokrasi 2. gelişmişlik 3. küreselleşme başlıkları altında toplandıklarında, çok daha anlaşılabilir boyut kazanıyorlar. “Küreselleşmeyle gelişmişlik” düzeyi arasındaki ilişkiyi, 1870-2000 döneminde karşılıklı çift yönlü bir pozitif ilişki yer aldığı sonucu elde edilen ilk adım oluyor. Bunu OECD ve OECD dışı ekonomik ülke grupları içinde; “gelişmişlikle demokrasi” ve “küreselleşmeyle demokrasi” başlıklarını, zaman ve coğrafya gruplandırmasına bağlı kalarak tamamlayabiliyoruz. Bulgular, öncelikli olarak düzenli gelir akışının öne çıktığı ülkelerde birbirini olumlu etkiler şekilde gelişebilirken, küresel ölçekte ekonomilerin çekirdek yapıları şu üç farklı yapı üzerinde özellik kazanıyorlar:
1. Finansal doku
a) Piyasalarının çeşitliliği, derinliği, likiditesi.
b) Ulusal paranın konvertibilitesi, döviz kuru rejimi, yabancı yatırımcıya ilişkin teşvik ya da yaptırım mekanizması.
c) Ulusal tasarruf oranı ve küresel finansmana bağımlılık düzeyi.
d) Rezerv fazlası ve bu fazlanın farklı yönlendirme alanları.
2. Ticari faaliyetlilik
a) Üretkenlik düzeyi
b) Bilimsel araştırmaların önemi buluşsal yeteneklilik
c) Teknoloji
d) İthalata ya da ihracata bağımlılık.
3. Yapısal birikim
a) İstihdam
b) Sermaye yoğunluğu
c) Yolsuzluk boyutu
d) Bürokrasi
e) Sivil özgürlük, siyasi bağımsızlık, insan, kadın, hayvan hakları ile çevreye duyarlılık.
Görüldüğü gibi demokrasi, küreselleşme, gelişmişlik üçgeninin içine düşen çalışmalar çok farklı değişkenlerle yön bulabilen en çetin araştırmalar grubunda yer alıyor. Her bir çalışma, belirli nicel nitel gerçeklikleri dikkate alarak bir sonuç elde edebiliyor. Tüm bu çalışmalar; A. OECD ve B. OECD dışı ülkeler şeklinde refah ölçütleri ile bütünlük çatısı altında derlenince de şu gruplar ortaya çıkıyor: OECD grubu ülkelerde demokrasi, küreselleşme, gelişmişlik çift yönlü ve birbirini olumlu destekler nitelikte gelişiyor. OECD dışı grubu ülkelerdeyse etkileşim; küreselleşme, gelişmişlik arasında çift yönlü ve birbirini olumlu destekler boyutta, küreselleşme, demokrasi arasında çift yönlü ve birbirini olumlu destekler boyutta, demokrasi, gelişmişlik arasında tek yönlü ve olumsuzluk yaratıcı niteliklerde gelişiyor. Zamana sarih bakışla küreselleşme, demokrasi, gelişmişlik üçgeni; İspanyol ve İngiliz kolonilerinden pozitif, Sosyalist Yasal Orijin’indense negatif etkileniyor. Coğrafi farklılıklar açısından da küreselleşme, demokrasi, gelişmişlik üçgeni; Asya, Afrika, Latin Amerika bir tarafta; Afrika ve Ortadoğu diğer taraftan negatif etkilenen grupları oluşturarak yer kürenin haritasını çiziyorlar.