Demiryolları
Bir ülkenin gelişmişliğini gösterir pek çok faktör vardır şüphesiz. Eğitim düzeyi, kültür seviyesi, kitap okuma oranı, çevre sağlığına verdiği önem, çocuklara ve kadınlara verilen değer, engelliler için sağlanan çağdaş yaşam imkanları vs. Hiç şüphesiz bir ülkenin gelişmişliğini gösteren başka faktörler de var; ticaretin gelişmişliği ve ticaretin yapılabilmesini kolaylaştırmak. Taşıma alt yapısı, araçların gelişmişliği, liman ve hava limanlarının modernliği, yolların kalitesi gibi. Tüm bunlar içerisinde yer alan demiryolları da ülkenin gelişmişliğini gösteren önemli faktörler arasında yer almaktadır. Ülkemiz demiryollarına uzun süre çok fazla önem vermemiş ve bu konuda yatırımların da son derece yüksek olması sebebi ile hep ileriye dönük hedefler öngörülmüş ancak hatırı sayılır bir ilerleme sağlanamamıştır. Osmanlı zamanında ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında demiryollarına ciddi ve önemli yatırımlar yapılmıştır. Sonrasında ise; ticaret ve endüstrinin gelişimiyle birlikte ulaştırma yatırımlarından olan demiryollarına ayrılan pay ülke ihtiyaçlarının çok gerisinde kalmıştır. Asfalta yatırım, çekici ve treylere yatırım hep öncelikli olmuş.
Geride bıraktığımız 10 yılda ise bu konuda önemli adımların atılmaya başlanıldığını ve devrim niteliği taşıyan gelişmelerin startının verildiğini söylemek mümkün. Son dönemde sıkça duyduğumuz ve yakında uygulamaya alınması beklenilen demiryolları taşımacılığının serbestleştirilmesi ve bu kapsamda düşünülen Özel Tren İşletmeciliği de bu yöndeki önemli gelişmelerden. Daha çok yolcu taşımasına verilen önem herkes tarafından izlenip takip edilmekte, doğal olarak da kamuoyu da yoğun bir şekilde işin bu kısmıyla ilgilenmektedir. Oysa ki, yük taşımacılığına yönelik de olumlu gelişmeleri görmek gerekir. Belli bir düzen ve süreklilik içerisinde çalışan bir demiryolu ağına sahip olunması, taşımaya konu olan hammadde ve/veya mamul maddelerin naklinde çok önemli bir yere sahiptir.
Halihazırda devam etmekte olan üç farklı demiryolu projesini yakından takip etmek gerektiği inancındayım. Kafkaslar’a olan bağlantımızı sağlayacak olan Kars, Tiflis, Bakü arasındaki hat ile ülkemiz ihracatının %65’ini oluşturan Avrupa ile aramızdaki bağı ve taşıma hacmini önemli ölçüde geliştirecek olan Marmaray Projesi ve Tekirdağ, Derince, Feribot bağlantıları. Asya ile olan bağımızın da artması ve gelişebilmesinin de demiryolu ile sağlanabilir olması da son derece önem taşımakta. Bunun için de halen gündemde yerini koruyan Van geçiş projesinin hayata geçmesi gerekiyor.
Bir yazımda demiryolu taşımacılığının uluslararası ticaretimizdeki payının ancak %4’ler düzeyinde olduğunu yazdığımda, TCDD’nin bir üst düzey yöneticisi, değerli bir bürokratımız ertesi gün beni arayarak sitem etti. Sitemi, 10 yılda yapılanların, belki de Cumhuriyet tarihinden bu yana yapılan toplam yatırıma eşit olduğunu göz ardı ettiğime dairdi. Evet, bu tespit doğru ve göz ardı etmek de imkansız; dolayısı ile son dönemdeki gelişimleri takdir ile karşılıyoruz. Ancak ne olursa olsun, demiryolu taşımacılığının gerek iç, gerekse dış ticaretimizdeki payı ve hak ettiği yere henüz ulaşılabilmiş değil. Demiryolu taşımacılığı düşük değerli, ağır ve hacimli yükler için yüksek maliyetlere katlanılmadan yapılabilecek bir taşıma türü olup, yüksek ilk yatırım ve bakım maliyetleri yüzünden de pek çok ülkede devlet tarafından işletilmektedir. Devletin yanı sıra, özel sektörün de demiryolu yatırımlarına destek verebileceği mevzuatlara, ve yatırımlara kavuşacağımız, güçlü bir demiryolu ağına sahip olacağımız günlerin yakın olduğunu hissediyor ve inanıyorum; hep birlikte inanmayı da gönülden arzuluyorum.