Değişken yönetici
Yönetici neden iyi değilmiş?
Bir kuruluşa yöneticilik becerileri eğitimi veriyordum. Eğitimin başında katılımcılara bir anket doldurtmuştum. Bu anketleri değerlendiriyordum. Katılımcılardan birisinin “Yöneticiniz iyi bir yönetici mi?” sorusuna cevabı “Hayır” idi. “Cevabınızı destekleyecek ne diyebilirsiniz?” sorunu da şöyle cevaplamıştı: “Değişken.” Bu türe ülkemizde sık rastlandığı için bu hafta bu konuyu işlemek istedim.
Değişken yönetici nasıldır?
Adı üstünde, değişken yönetici değişken olur; sürekli değişir. Nerde, ne zaman durduğu belli olmaz Sağlam bir duruş sergilemez. Estirdiği rüzgar sürekli yön değiştirir, nerden estiği belli olmaz. Ortalığı günlük güneşlikken, bir bakarsınız kara kışa çevirir. Ya da çiçek çiçek açmış ilkbaharken, birden “ayva sarı, nar kırmızı sonbahar” olur. Eylemleri böyledir, söylemleri de. Daha önceki konuşmaları aklınızdadır. Ama söylediklerinin tam tersini söylerken hafızanızdan şüphe edersiniz. “Hafıza-ı beşer, nisyan ile maluldür” sözüyle teselli bulursunuz.
Patolojik nedenler
Böyle değişken olmanın çeşitli nedenleri vardır. Bir neden, fizyolojiktir. Kişi, gerçekten ne dediğini hatırlamaz; her seferinde değişik şeyler söyleyebilir. Bunun en ilerlemiş biçimi “alzheimer” hastalığıdır. Bir başka neden patolojiktir. Kişi de kişilik bozukluğu vardır. Söylem değiştirmek, duruş değiştirmek kişinin karakteri gereğidir. Karşısındakileri kandırmaktan, ters köşeye yatırmaktan, şaşırtmaktan zevk alır; ruhu, karşısında şaşırmış, ne diyeceğini bilemeyen kişi görmekten beslenir. Değişken olmanın bir başka nedeni ise, kafa karmaşıklığıdır. Vereceği tepkiler belli bir analize dayanmaz. Bu nedenle, koşullar aynı olsa bile vereceği tepki kafasının durumuna göre değişebilir.
SŞK bozukluğu
Değişken olmanın bir diğer uç noktası, daha çok siyasal arenalarda görülen durumdur. Bu bozukluğa SŞK (siyasetçi şark kurnazlığı) da diyebiliriz. Nabza göre şerbet verme şeklinde başlar, sonra SŞK bozukluğuna dönüşür. Nasıl oluşur? İlkesizlik, en önemli etkenlerdendir. İlkesi olmayınca, bu kişinin kararlarını ve eylemlerini önceden tahmin etmek zor olur. Kişi, tutarsızdır. Gerçi kişi, ilkeli kişilere tutarsız gelir. Aslında bu kişi, kendi içinde tutarlıdır. Her olaya, kuruluşu açısından değil de, kendi çıkarı açısından bakar. Çıkarı nerde ise yelkenini o yönde açar. Dün ak dediğine, bugün kara diyebilir. Bunu da büyük bir pişkinlik içinde yapabilir. Örneğin bu ülke, “Dün dündür, bugün, bugündür” veciz sözü ile bunu dile getiren siyasetçiler de görmüştür. Değişken yönetici, her söylediğine herkesin inandığını sanır. Çünkü herkesi, kendisine gönülden bağlı müridi varsayar. Ya da, “Müritlerim bana yeter” matematiğine dayanır. Kişinin müritleri de ona ya safl ıklarından inanır, ya da çıkar bağından dolayı inanır görünürler.
Değişken yöneticinin zararları
“Bir kötünün kırk mahalleye zararı dokunur” derler. Değişken yöneticinin zararı kırk ve ötesi mahalleye dokunabilir. İlk zararı görecek olan, yakın çevresidir. Yöneticinin nasıl davranacağı, ne söyleyeceği önceden belli olmadığından çaresizce beklerler; eyleme geçemezler. Onun alacağı pozisyona göre durumlarını tayin ederler. Bu, mutlak bağlılığı getirir. Kimse, yönetici işaret fişeğini atmadan adım atamaz duruma gelir. Bu nedenle, değişken yöneticinin altında sağlam kişilikli kişilerin barınması zor olur.
Eğer değişken yönetici, SŞK tipi ise, başında bulunduğu kuruma da zarar verir. Çünkü kişinin çıkarı ile kurumun çıkarı her zaman çakışmayabilir.
Sonuç
Tanrı sizi değişken yöneticilerden korusun.
Not: Cumhuriyetimiz Bayramınız kutlu olsun...